İşçi sınıfı ve emekçilerin her günkü mücadeleleri açısından, günlük işçi gazetesinin önemi ve bu mücadelede gördüğü ve görebileceği işlev ve gazetenin ele alınışı, bu ele alıştaki yanlışlar ve olması gerekenler üzerine şimdiye kadar çok yazıldı, konuşuldu. Özetle tekrarlayacak olursak; işçi gazetesinin, işçi hareketi ve günlük çalışmadaki ele alınışı, şu üç temel üzerine oturmalıdır: İlk olarak; bir teşhir, ajitasyon, propaganda ve aydınlatma aracı olarak işçiler, emekçiler ve halk arasında (işyeri, fabrika, kurumlar, okullar ve semtler, yani günlük çalışma, örgütlenme birim ve alanlarında) düzenli ve olabildiğince yaygın dağıtılması ve okunmasının sağlanması. İkincisi; gazete okuru işçilerin, emekçilerin ve gençlerin gruplar halinde bir araya getirilmesi, örgütlenmesi. Üçüncü olarak da; başta parti yöneticileri ve birim ve alanlardaki çalışmadan sorumlu parti görevlileri olmak üzere, partili işçiler, emekçiler, gençler ve tüm gazete okurlarının mektup, haber, yazı, röportaj vb. biçimlerde gazeteye yazarak, işçi ve emekçilerin yaşamını tüm yönleriyle yansıtmalarıdır.
Bir işçi gazetesinin, işçi sınıfı ve emekçilerin, gençliğin mücadele ve örgütlenmesinde görebileceği işlevi tam anlamıyla yerine getirebilmesinin yolu; gazeteyi ele alışta ortaya çıkan sorun ve olumsuzlukların üzerine gidilerek aşılmasından, gazetenin, günlük politik çalışmanın merkezine yerleştirilmesinden geçmektedir.
Elbette gazetemiz, ülkemizde ve dünyadaki tüm politik ekonomik gelişmelere ve olaylara işçi sınıfı ve emekçiler cephesinden bir bakış, tüm olay ve gelişmeler karşısında işçilerin, emekçilerin ve onların mücadelesinin sesi oldu. İşçi sınıfına, emekçilere ve gençliğe yönelik tüm saldırılar, işçilerin ve emekçilerin küçük-büyük tüm mücadele, eylem haberleri, işçilerin, emekçilerin görüş ve düşünceleri gazetemizde her zaman yer aldı ve alacak. Ancak gazetemiz ve onun işçi hareketi içindeki yeri ve rolü açısından bu durum yeterlidir diyebilir miyiz? Tabii ki hayır.
Bir kere, günlük işçi gazetesi, sadece işçi sınıfını ve halkı ülke ve dünya olayları ve gelişmeler hakkında aydınlatma aracı, sadece işçi ve emekçilerin saldırılar karşısında eylem ve direnişlerinin, daha iyi bir yaşam mücadelelerinin sesi ve habercisi değildir. İşçi gazetesi bir aydınlatma aracı, işçilerin, emekçilerin etrafında bir araya gelip kümeleştikleri ve giderek örgütlendikleri bir araç, işçi ve emekçilerin eylem ve direnişlerinin, gelecek için mücadelelerinin habercisi olduğu gibi, işçi ve halk yaşamının tüm yönlerinin de (yaşam ve çalışma ve sömürü koşullarının sorunları ve sıkıntılarının, aile yaşamının, sosyal ve kültürel yaşamı ve faaliyetlerinin) yansıdığı, yer aldığı bir gazetedir, böyle bir gazete olmak, bu yönde ilerlemek, gelişmek ve geliştirilmek zorundadır.
Belli bir süreden beri bir değişim ve gelişme olmakla birlikte; gazetemizde esas olarak, işçi ve emekçilerin maruz kaldığı saldırılar, işten atmalar, ödenmeyen maaş ve ikramiyeler, gaspedilen haklar, yapılmayan zamlar, sendikalaşma çabaları, sendika ağa ve bürokratlarının işçileri dışlayan ve mücadele ve eylemlerin kazanımla bitmesini engelleyen, mücadeleyi satan işbirlikçi tutumları ve tüm bu saldırılar karşısında işçilerin ve emekçilerin eylem ve direnişleriyle, özelleştirilmesi gündemde olan işyerlerinden haberler yer almaktadır. Gazeteye yazılan mektup ve haberler de daha çok eylem haberleri olmaktadır. Ama biliyoruz ki, işçi ve emekçilerin yaşamı ve gazeteye yazılmak durumunda olan yanları yalnızca saldırılar, işten atmalar ve bunlar karşısındaki eylemler ve direnişler değildir.
Öncelikle, işten atma, sendikalaşma, toplu sözleşme, özelleştirme vb. sorunlar ve bunlar nedenli eylem ve mücadeleler, elbette gazetemizin ele almak, izlemek, haberini yapmak durumunda olduğu gelişmelerdir; ama eylem ve direniş yaşanmayan işyerleri , fabrikalar gazetemize nasıl girecektir? Öte yandan işçilerin ve emekçilerin tüm yaşamları yalnızca eylem ve direnişler midir? Ya da başka bir soruşla; işçi ve halk yaşamından gazetemize yazılması gereken başkaca şeyler, günlük olağan yaşamdan kesitler, “sıradan” olaylar yok mudur?
Denilmek istenen şudur ki; işçiler ve emekçiler, gazetede sadece işten atılmalarıyla, eylem ve direnişleriyle değil, yaşamlarının tüm yönleriyle yer almalıdır. Aile yaşamları ve işçinin ücretiyle ailesinin nasıl geçinebildiğiyle, yaşamak zorunda kaldığı sıkıntılarla, ailenin ekonomik zorunlulukları nedeniyle işçi çocuklarının sağlık, eğitim, kültürel ve sosyal ihtiyaçları ve bunların nasıl karşılanabildiği ya da karşılanamadığı, bir işçi ailesinin kültürel yaşamı nasıldır; sinema, tiyatro, edebiyat, müzik ve kitabın bu yaşam içindeki yeri nedir, nasıl karşılanır vb. yönleriyle yer alabilmelidir.
Eğitimin özelleştirilmesi, işçi çocukları açısından hangi somut sonuçları yaratıyor? İşçi anne baba, çocuklarının eğitim ve okul sorunlarıyla nasıl ilgilenir, nasıl yardım eder ya da edemez? Sigortalı/sigortasız işçi oranının yarı yarıya olduğu ülkemizde, işçi, emekçi ailesinin sağlık sorunları nasıl çözülür, çocukların sağlıklı büyüyebilmesi için gerekli beslenmeleri nasıl sağlanır? İşçinin işten atılması, aileye ve çocuklara nasıl yansır, nelere yol açar? İşçi, emekçi semtlerinde çocuklar nerede ve nasıl oynarlar, gençler sportif, kültürel ihtiyaçlarını nasıl karşılıyorlar, spor sahaları, kütüphaneleri var mıdır, yararlanabiliyorlar mı? Genç işçilerin iş sonrası yaşamları nasıldır, nereye gider, nasıl vakit geçirirler, nasıl eğlenirler, sinemaya, tiyatroya gidebilir, spor yapabilirler mi? Evet, benzer sorular çoğaltılabilir ve sanıyoruz, bunlar ve benzer sorunlara ilişkin yazıların, haberlerin ya da röportajların gazetemizde yer alması, gazetemizi özellikle işçiler ve emekçiler açısından daha ilginç ve daha okunur hale getirecektir.
Tüm bunlar gazetemize nasıl yansıtılabilir, genel bir söylemle, istatistik verileri olarak değil de, yaşayan insanların sorunları sıkıntıları, iyisi kötüsüyle yaşamları olarak nasıl yansıtabiliriz? Evet, bu mümkündür ve bunu yapabiliriz.
Bir işçi partisi olarak asıl çalışma ve faaliyet alanlarımız işyerleri, fabrikalar, okullar ve işçi ve emekçi mahalleleri olduğuna göre, günlük çalışmamız, faaliyetlerimiz ve yaşamımız buralarda sürmektedir, sürmelidir. Yani, partimiz ve parti görevlileri, işçi ve emekçilerle sadece işyeri, fabrika önlerinde gazete, bildiri dağıtırken ya da çeşitli konularda düzenlenmiş toplantılarda değil, aksine gündelik yaşamın her alanında birlikte olmalı, onlar içinde yaşamalıdır. (Parti çalışmasında, işçi sınıfı içindeki çalışmada ortaya çıkan olumlu örnekleri ve gelişmeleri görmezden gelmiyor, ama, olması gerekeni vurgulamak istiyoruz. Ayrıca parti çalışmasında bu yönde, işçi, fabrika çalışması yürüten parti görevlileri ve partililerin, bu çalışmayı tümüyle işçiler içinde yaşayarak yürütmeye değiştirme, geliştirme gereği ve zorunluluğu da açıktır.) Ancak işçiler ve emekçiler arasında çalışma yürüten ve aynı zamanda, onlarla semtinde, kahvesinde, evlerinde birlikte olan, kısaca; işçi ve emekçilerle birlikte yaşayan parti görevlileri ve partililer, gazeteye işçi ve emekçi halk yaşamının tüm yönlerini yazılar yazarak, röportajlar yaparak yansıtabilir. Bunu bir görev ve sorumluluk sayarak yapmalıdır.
Buradan hareketle, eğer gazetemize işçi ve halk yaşamı olabildiğince geniş ve tüm yönleriyle yansıtılabilirse (ki bu başarılabilir); gazetemiz işçi ve emekçiler arasında daha çok ilgiyle okunan ve benimsenen bir gazete olacaktır. İşçiler arasında ilgiyle, benimsenerek ve yaygınca okunan bir gazete de, aydınlatıcı, işçi ve emekçi hareketi içinde ilerletici ve geliştirici işlevini daha etkin biçimde yerine getirebilecektir. Parti görevlilerinin gazeteye yazma görevlerini giderek gelişen bir biçimde yerine getirebildikleri ölçüde, işçi ve emekçilerin bizzat kendilerinin de gazeteye mektup ve haberler yazmaları da gelişecek ve teşvik görmüş olacaktır.
Parti görevlileri ve tüm partililer, gazeteye haber, yazı, araştırma ve röportajlarla (gazetede zaten yapılmış tespit ve analizlerin, bir vesileyle tekrarından oluşan mektuplarla değil, ki böylesi mektuplar, okurlara, işçilere ve gençlere kötü birer örnek olmaktadır.) katılma görevinin yanı sıra, gazete okuru tüm işçilerin gazeteye mektup ve haber yazmalarını, kendi çalışma ve yaşam koşullarını, kendi kalemleri ve kendi üsluplarıyla anlatmalarını teşvik etme, bunu yapmaya çalışan her işçiye yardımcı olma ve daha çok işçinin ve emekçinin haber, mektup yazmasını ve bunun süreklileşmesini sağlamakla da görevli ve sorumludur.
Bir süredir Emek Kürsüsü ve Okur Yazar köşelerinde, biraz çaba ve gayret gösterildiğinde, işçilerin mektup ve haber yazmaktan geri durmayacaklarını hatta, iyi mektup ve haber örnekleri verebileceklerini hep birlikte izledik. Birçok fabrika ve işyerinden, organize sanayi sitesinden yasadışı, hatta çağdışı çalışma koşullarını, sömürünün ve işveren baskısının somut şekillenişini ve bunlara karşı kendi mücadelelerini, işçiler, mektuplar hatta birbirini izleyen mektuplarla yazdılar anlattılar. Bunlar da gösteriyor ki; parti görevlileri ve partililer görevlerini yerine getirebildikleri ölçüde, işçi ve emekçiler, hem gazeteyi alıp okuma, hem de mektup ve haber yazarak, kendi işyerindeki sorunları ve olumlu, olumsuz mücadele tecrübelerini sınıf kardeşleriyle paylaşma tutumu gösterebilir ve bu tutumu geliştirebilir.
İşçilerin, gazeteye kendi çalışma ve yaşam koşullarını, sorunlarını ve sıkıntılarını, bunları çözme çabalarını, mücadelelerini yazmalarının, yine işçiler açısından anlam ve önemini, bir işçi mektubundan yapacağımız kısa alıntı özlü bir biçimde ortaya koyacaktır. “…Evrensel gazetesiyle tanıştığımdan bu yana, Evrensel’den başka bir gazetenin, biz işçileri anlattığına rastlamadım. Evrensel gazetesi işçiyi, emekçiyi anlatan, onların haklarını savunan ve hakları için mücadele eden bir gazete. Gazetenin en önemli yanı ise; işçilerin kendi sorunlarını, yaşamlarını gazeteye doğrudan yazmaları oldu. Ben de kendimce işyerindeki sorunları yazmak istedim…” Görülebileceği gibi, işçi mektuplarının yayınlandığı EMEK KÜRSÜSÜ (ve şimdi OKUR YAZAR), gazeteyle yeni tanışan bir işçi üzerinde olumlu ve etkileyici olmakta, “ben de yazayım, işyeri sorunlarımı diğer işçi, emekçi kardeşlerimle paylaşayım, ben de sendikacılarımızın işçi karşısında, mücadeleyi geri çekmeye çalışan, satışçı tutumlarını anlatayım” vb. türünden duygu ve düşünceleri teşvik edici bir etki yaratmaktadır.
Biliyoruz ki; işçiler kendi iş ve yaşam koşularını, işyerindeki sorunları çözmek için yürüttükleri mücadeleyi, sendikalaşma çabalarını, mevcut sendika ve sendikacılarıyla sorunlarını, sendikacıların mücadele karşısında ilgisiz ve olumsuz tutumlarını, kendi öfke ve tepkilerini yazarak sadece gazetesi ile bağlarını güçlendirmekle kalmıyor; aynı zamanda, kendi sorunları ve bunları çözme, çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirme mücadelesinde yaşadığı deneyimleri binlerce gazete okuruyla, binlerce işçi, emekçi sınıf kardeşiyle paylaşarak, bütün işçi, emekçi mücadelesine de bir şeyler katıyor. Böylece özelleştirmeye karşı direnen Tekel işçilerinin mücadelesinden, Şişe Cam işçilerinin sendika hakkı için ve işten atılmaya karşı mücadelesinden, Ümraniye Organize’de sendikalaşan Unifil işçilerinden, Uşak’ta onlarca fabrikada birden sendikalaşma mücadelesi veren tekstil işçilerinden ve benzer birçok fabrikada gelişen eylem ve direnişlerden, başarı ve başarısızlıklardan öğreniyor, herhangi bir kentte yaşanan mücadele ve direniş tüm ülke işçi sınıfının mücadelesi haline geliyor.
Gazetenin içeriği ve gazetede yer alan işçi mektuplarının yarattığı bu olumlu etki, günlük parti çalışması içinde, partililerin bilinçli çabasıyla birleştiğinde, işçilerin gazeteyle olan bağlarını, bir okur olmaktan öteye götüreceği, yazarak gazeteyle olan bağını daha da güçlendireceği açıktır. Gazetede her zaman vurgulanan, Evrensel’le dayanışma şenliklerinde de sıkça yapılan “her Evrensel okuru, her işçi, her emekçi Evrensel’in doğal muhabiri dağıtıcısı olmalıdır!” çağrısının gerçekleşebilmesi de buradan geçmektedir.
Sonuç olarak; günlük işçi gazetesi olarak Evrensel, hem işçi sınıfı ve emekçiler için hem de işçi partisi ve örgütlerinin günlük çalışmasında ve örgütlenmesinde önemli ve güçlü bir olanaktır. Başta parti örgütleri, parti görevlileri, tüm partililer ve parti gençliği olmak üzere, ileri işçiler ve emekçiler, bu olanaktan, sınıf mücadelesinde bir araç olarak yararlanmasını bilmeli, öğrenmeli ve bunu başarmalıdırlar. Bu, mümkün ve olanaklıdır. Gazeteyi, fabrikalarda, işyerlerinde, kurumlarda, okullarda, işçi ve emekçi semtlerinde düzenli ve giderek daha yaygın biçimde dağıtarak, gazeteyi işçilerin, emekçilerin etrafında bir araya geldiği, örgütlendiği bir örgütlenme aracı olarak kullanarak, başta parti yönetici ve parti görevlileri olmak üzere, haber, yazı, inceleme, araştırma, röportajlarla gazeteye katılmayı bir görev, bir sorumluluk sayarak, her işçi ve emekçinin kendi gazetesine, kendi kalemi ve kendi üslubuyla yazmasını teşvik ederek, başarılabilir.