Sovyet Hükümeti 15 Eylül-1 Ekim 1956 tarihlerinde Moskova’da “SSCB’de Kadınların hak eşitliği” konulu uluslararası bir seminer düzenledi. Seminere 39 ülkeden 98 kadın katıldı. Seminer katılımcıları arasında birçok tanınmış ve çeşitli resmi kademelerde görev yapan kadın vardı; uluslararası ve ulusal kadın örgütlerinin yöneticileri, milletvekilleri, bilim insanları, hukukçular, gazeteciler, yazarlar, pedagoglar ve hekimler.
Katılımcıların birçoğu ilk kez Sovyetler Birliğini ziyaret ediyordu ve ülke hakkında, özellikle de kadınların durumu hakkında oldukça yüzeysel bir fikre, çoğu zaman da gerçeklikle uyuşmayan bilgilere sahipti. 15 günlük seminer boyunca katılımcılar Sovyet ülkesinde kadınların durumu, kadınların devlet idaresine, kamusal, ekonomik ve kültürel hayata aktif katılımları hakkında çok yönlü bir fikir edinmek için hem çeşitli sunumlar dinleme hem de yerinde görme, inceleme fırsatı buldular. Bu deneyimlerden biri, aşağıda tutanaklarını aktardığımız Moskova’daki “Kızıl Ekim” fabrikasına ziyaret idi.
–19 Eylül 1956–
Anna Grinenko (Kızıl Ekim fabrikasının müdürü): Fabrikamızda yaklaşık 3 bin kişi çalışıyor ve bunların yüzde 85’i kadın. Büyüklerin ama özellikle de çocukların yemeyi çok sevdikleri türden çikolata ve şekerlemeler üretiyoruz.
İki vardiya halinde 180 ton şekerleme üretiyoruz; yani yılda 50 bin ton. Tüm ürünlerimiz makinelerce üretiliyor. Şekerlemelerin yapımı, süslenmesi ve paketlenmesini yapan makinelerimiz var ve işçilerin işi oldukça kolaylaşmış durumda.
Makineler sayesinde daha çok şekerleme üretebiliyoruz. Beş yıllık planın sonuna kadar 60 bin tonluk üretime ulaşmayı, ama aynı zamanda yedi saatlik işgününe geçmeyi hedefliyoruz. Yani daha az çalışıp daha çok şekerleme yiyebileceğiz. Bu nedenle, kadınlarımız tasarım ve teknolojik büroda olduğu gibi, kimya laboratuarında da daha az fiziksel emek gerektiren, ama aynı zamanda üretimi yükselten yöntemler bulmak üzere çalışmalarını sürdürüyorlar.
İşletmemizde birçok kadının çocukları var ve bu çocuklar fabrikadaki kreşte bakılıyor.
Keşke konuklarımız yaz aylarında gelselerdi; o zaman onları kır evlerimizde ağırlayabilirdik. Başka bir sefere yazın gelmelerini umuyoruz. Kır evlerinde birçok küçük yaştak çocuk yaz aylarını geçiriyor. Orada sık sık şenlikler, etkinlikler düzenliyoruz. Küçüklerin burada gösterdikleri performanslarını teybe alıyoruz ve sonra bunları fabrikada dinletiyoruz. Çocuklar inanılmaz seviyorlar bu etkinliklerde sahneye çıkmayı ve anneler çok mutlu oluyorlar. Küçük gösterilerimizde toplanan alkışlar kimi profesyonel sanatçıyı kıskandırabilir.
Annelerin çocukların bakımı konusunda endişelenmemeleri için fabrikada her gün kır evlerinin yemek listelerini asıyoruz.
KREŞ, ÇAMAŞIRHANE, KUAFÖR, POLİKLİNİK, KANTİN…
Fabrikamıza ait küçük bir polikliniğimiz var. Buradan kadınlar ve tüm personel ücretsiz faydalanabiliyorlar. Hem danışma hem de tedavi olanağına sahipler, ama her şeyden önce önleyici önlemlere ulaşabiliyorlar. İşçi kadınlarımızın sağlığını sürekli kontrol eden hekimlerimiz var.
Fabrikamızın işçilerin zaman kaybetmeksizin öğünlerini yiyebilecekleri bir kantini var. Ayrıca bu kantinden ev işlerine daha az zaman ayırabilmeleri için yarı-hazır öğünler de satın alabiliyorlar. Kantinimizin yöneticiliğini bir kadın yapıyor, çünkü kadınların neye ihtiyaç duyduğunu en iyi kendisi bilir.
Her tür iş elbisesi kadınlara ücretsiz dağıtılmaktadır. Yıkama ve ütüleme işlemleri burada yapılır. Her işçinin değiştirerek kullanabilmesi için üç adet giysisi var.
Fabrikada, çalışırken kusursuz ellere sahip olabilmeleri için kadın işçilerin manikürlerini yaptırdıkları bir kuaför salonumuz var. Ama tırnaklarını boyayamıyorlar. Buna kimisi hayıflanıyor, çünkü genç kızlarımız güzel görünmek istiyor haliyle. Kafaya sıkı bağlanmasını istediğimiz başlıklar konusunda da benzer sıkıntılar yaşıyoruz, zira kimi arkadaşımızın güzel lüleleri var ve bunları göstermek istiyorlar. (Gülüşmeler) Evet, evet, kadın kadındır her daim. Hepimiz iyi görünmek istiyoruz, yaşımız, konumumuz ne olursa olsun.
Fabrikamızın ilgili bölümlerimize işçi yetiştiren iki yıllık bir meslek okulu var. Ayrıca genel on yıllık bir okulumuz mevcut. Bu okula genç kadın ve erkekler devam ediyor ve böylece işyeri öğrencisi olarak bakaloryayı (lise bitirme ve üniversiteye giriş için olgunluk sınavı) yapabiliyorlar. Okul hemen fabrikamızın yanı başında.
FABRİKA VE OKUL
Maria von Landschot (Kadınlara Eşit Haklar Derneği, Hollanda): On yıllık okul ile iki yıllık meslek lisesi arasındaki bağ nedir?
Anna Grinenko: İki yıllık meslek okulunda asıl olarak şekerleme üretimi konusunda eğitim veriliyor. Orada şekerleme üretimi teknolojileri, mekanik ve işletme konusunda dersler görülüyor. Ayrıca genel eğitimde yer alan dersler de veriliyor, ama daha kısıtlı olarak. Okul, fabrikaya girdiklerinde lise diplomasına sahip olmayanlar için var. On yıllık okulda, ardından üniversiteye gitmek için bakaloryayı yapabiliyorlar.
Çalışırken aynı zamanda bakaloryayı yapan ve üniversitede akşam ya da uzaktan eğitimine devam eden –kendi alanımızda ya da isteğe göre başka bir alanda– çok sayıda işçimiz var.
Laili Rosead (Kadın statüsü için BM Komisyonu üyesi, Endonezya): Okulunuzun masraflarını kim karşılıyor?
Anna Grinenko: Binanın masraflarını fabrika karşılıyor, geriye kalan her şeyi ise devlet, meslek okullarına emek reservleri dairesi ya da eğitim bakanlığı aracılığıyla sağlanıyor.
Monica Whately: Meslek okulunu bitirdiklerinde işçiler tanımlı bir meslek sahibi oluyorlar mı?
Anna Grinenko: Evet, elbette.
Monica Whately: Bununla herhangi bir fabrikaya girebilirler mi?
Anna Grinenko: Evet, girebilirler.
Maria von Landschot: Meslek okulunda ve genel okulda günde kaç saat ders görülüyor?
Anna Grinenko: Genel okulda, işten sonra dört saat; meslek okulunda da günde dört saat teorik eğitim ve iki saat fabrikada pratik eğitim görüyorlar.
Meslek okulundaki ders planı iki yıllık bir süreci öngörüyor. Bu nedenle ilk yıl ağırlıklı olarak teorik bilgiler veriliyor, ikinci yıl ise ağırlıklı olarak pratik.
Maria von Landschot: Meslek okulu öğrencileri eğer ki sonra yüksekokula devam etmek istiyorlarsa, genel okula devam eden öğrencilere göre ders çalışmak için daha fazla zamana ihtiyaçları olsa gerek?
Anna Grinenko: Meslek okulu eğitimi doğrudan yüksekokula geçiş sağlayan bir eğitim değil. Bunun için bakaloryanın yapılması gerekiyor. Çalışma yasalarımıza göre, ortaöğrenime, yüksekokul ya da üniversiteye devam eden çalışan genç kız ve erkeklerimize tam ücretli bir ek izin hakkı tanıyor. Bu nedenle sınavlarına hazırlanabilecekleri zamanları oluyor.
Maria von Landschot: Sizin akşam okulunuzdan mezun olan öğrenciler, bir üniversite ya da yüksekokula devam edecek donanıma sahip oluyorlar mı?
Anna Grinenko: Evet, elbette.
Zena Harman: Akşam lisesine gidenlerin yaşları nedir?
Anna Grinenko: Çoğu 16-18 yaşlarında, ama daha yaşlı olanlar da var aralarında.
Monica Whately: Çalışanların yaş ortalaması kaç?
Anna Grinenko: 16 yaşından itibaren işçi çalıştırıyoruz. Çırak olarak giriyor ve iki yıl boyunca eğitiliyorlar. Bu sırada günde dört saat ve yalnızca gündüz vardiyasında çalışıyorlar. On sekiz yaşını doldurduklarında ve gerekli mesleki yeterliliğe hak kazandıklarında, onlar için de sekiz saatlik çalışma günü geçerli oluyor.
‘BUNLAR KADINLARIN ÜRETİME KATILIMINI KOLAYLAŞTIRAN ŞEYLER’
Saidi Nayer (İran): Bütün fabrikaların bu türden kantin, okul, kreş ve yuvaları var mı? Fabrikanızın ürünleri ihraç ediliyor mu?
Anna Grinenko: Bütün fabrikaları tek tek bilmiyorum, ama bildiğim fabrikaların kreşi, çocuk yuvası, kantinleri vb. var.
Tekstil ve hafif sanayide çok sayıda kadının çalıştığı fabrikalar biliyorum. Buralarda çocuklar için bu tür düzenlemeler mevcut, çünkü bunlar, kadınların sanayi üretimine katılımlarını kolaylaştıran şeyler.
Evet, ürünlerimiz ihraç da ediliyor, örneğin “Mişka” markasını taşıyan çikolatalı şekerlememiz bunlardan biri.
Fabrikamız çok sayıda uluslararası fuara katılıyor; bu sene on altı fuara katıldık mesela.
Dovlatschahi Mehranguiz: Kadınlar için bir kantin, bir poliklinik ve başkaca düzenlemelere sahip olduğunuzu söylediniz. Aynı şey erkekler için de var mı, yoksa bu düzenlemeler her iki cins için de mi geçerli?
Anna Grinenko: Her iki cins için geçerli.
Dovlatschahi Mehranguiz: Ama erkeler kadınlardan ayrı değil, değil mi?
Anna Grinenko: Değiller, ama bizim burada çok sayıda erkek yok, toplam çalışan sayısının yalnızca yüzde 15-20’sini oluşturuyorlar.
Dovlatschahi Mehranguiz: Kantindeki yemek için ücret ödeniyor mu?
Anna Grinenko: Evet, elbette.
Dovlatschahi Mehranguiz: Peki sağlık için?
Anna Grinenko: O ücretsiz.
Dovlatschahi Mehranguiz: 3 bin çalışan olduğunu söylediniz. İki vardiyadaki toplam sayı mı bu?
Anna Grinenko: Evet ikisinin toplamı.
Firuz Safiyeh (İran Kadın Konseyi): Çıraklar, yerine getirdikleri işler için ücretlendiriliyorlar mı?
Anna Grinenko: Evet, elbette.
Firuz Safiyeh: Ne kadar ücret alıyorlar?
Anna Grinenko: Çıraklar için çırak normları uygulanıyor. Başlarda burslar ödeniyor, bir ya da iki ay boyunca; çırakların ne iş yaptıklarına bağlı olarak. Ardından işe adapte olduktan sonra ve bağımsız çalışabildiklerinde onlar için bir ücret belirleniyor.
Kamala Ratnam (Hindistan Kadın Konferansı): Değişken ücret basamakları mı var?
Anna Grinenko: Hayır. Her işçi parça başı ücret alıyor. Ayrıca artan oranlı bir ücret sistemimiz var, yani normu aşan her performans yüzdesi için işçi çift kat ücret alır.
Kamala Ratnam: Sizde standart, sabit bir saat başı iş üretkenliği ve saat ücreti var mı?
Anna Grinenko: Bu yapılan işe göre değişir. Bizde her türden iş ücret basamaklarına ayrılmıştır ve ücret basamağına göre saat normu ve ücret belirleniyor. Örneğin beşinci ücret basamağında çalışan bir kadın işçi normu yerine getirdiğinde yaklaşık 20 Ruble alır. Bu işçi norm üstünde iş çıkardığında daha fazlasını da alır.
Firuz Safiyeh: Bir işçinin maaşı nedir?
Anna Grinenko: Bu değişken olabiliyor, ama ortalama ücret 700 ile 800 Ruble arasındadır.
DEVLET ÖDENEKLERİ VE FABRİKA FONU
(Anna Grinenko, fabrikayı gezmeye davet eder. )
Biri sorar: Burada uzun süredir mi çalışıyorsunuz?
Anna Grinenko: Yüksekokuldan sonra burada usta olarak çalıştım, sonra üretim şefiydim ve son altı yıldır da müdürüm.
Dovlatschahi Mehranguiz: Ülkenizin yasalarına göre kadınlara büyük olanaklar sunulduğu için, herhalde çok sayıda kadın işçi çalıştıran fabrikalar –sizinki gibi– kadınların sosyal ve diğer ihtiyaçları için erkek ağırlıklı işçi çalıştıran fabrikalara göre çok daha fazla giderleri oluyordur. Peki bu giderler nasıl karşılanıyor?
Anna Grinenko: Devletin bize sağladığı ödeneklerin dışında kendimize ait bir işletme fonumuz var. Bu fon sayesinde sosyal ve başkaca amaçlar için tüm ekstra masraflarımızı karşılayabiliyoruz. Bu fon fabrikanın kazançlarından oluşturuluyor. Bu nedenle kadınlarımız, iyi çalıştıkları takdirde, fabrikamızın daha çok kazanç elde edeceğinin, dolayısıyla da daha büyük bir işletme fonuna sahip olacağının farkındalar. Çünkü böyle olunca sanatoryumlara çok daha fazla sevk yapma şansımız olur, kreşleri ve yuvaları daha iyi donatabiliriz, tıbbi hizmetimizi ve diğer yardımcı hizmetleri iyileştirebilir ve daha yüksek primler dağıtabiliriz.
Dovlatschahi Mahranguiz: Kadınlar, dört beş aya ulaşan doğum izinlerini kullandıklarında bu elbette işletmeye ek yük anlamına geliyordur. Bu giderler nasıl karşılanıyor?
Anna Grinenko: Doğum izinleriyle ilgili tüm masrafları işletme değil devlet karşılıyor.
Monica Whately: Peki bir çocuğun sağlık durumu nedeniyle özel bir bakıma ihtiyacı olduğundan nasıl emin oluyorsunuz?
Anna Grinenko: Çocukların sağlık durumlarını takip eden bir çocuk hekimimiz var. Bir çocuk özel bir bakıma ihtiyacı olduğunda hekim bunu ona reçeteler. Aynı şey, kır evlerimizde bulunduklarında yetişkinler için de geçerli.
Her kır evinin bostanlı, inek ve tavukların olduğu küçük bir arazisi var. Bu nedenle çocuklar tüm yaz boyunca taze gıdalarla besleniyorlar. Kır evleri Moskova’nın 30 km uzağında bulunuyor, Peredelkino’da. Orası çok güzeldir.
Monica Whately: İşçilerin bostanları mı var?
Anna Grinenko: Evet, vardiya sonrasında orada çalışabiliyorlar. Kır evlerinde ve bostanlarda dinleniyorlar. Yılın ilk günlerinde işçiler için, bölümlerine göre tatil zamanlarını belirleyen bir tatil listesi hazırlanıp dağıtılıyor. Böylece kadın işçi, tatil dönemi için evdeki planlamalarını rahat rahat yapabiliyor.
ÖNLEYİCİ HEKİMLİK, SAĞLIK EĞİTİMLERİ
(Konuklar, fabrikanın polikliniğini gezer)
Anna Grinenko: Polikliniğimizin başhekimini tanıştırmama izin verin: Angelina İvanovna Demyaşovskaya.
Zena Harman: Polikliniğinizde kaç hekim ve personel çalışıyor?
A. Demyaşovskaya: “Kızıl Ekim” fabrikası polikliniği çok büyük değil. Kadın hastalıkları için bir hekimimiz, iki diş hekimimiz –biri akşam, biri sabah geliyor–, bir cerrah, iki dahiliye uzmanı, bir nörolog, bir fizyoterapist ve bir radyolog. Ayrıca fizyoterapi için bir muayene odamız mevcut.
Anna Grinenko: Bu polikliniğin temel amacı olabildiğince az hastalık vakası yaşamak üzere önleyici hekimliktir. Hekimlerimiz ayrıca kapsamlı bir aydınlatma çalışması da yürütüyorlar fabrika bölümlerinde. Hijyen konusunda, annelerin yeni doğan beslenmesi, çocukların eğitim ve bakımı konularında bilgilendiriyorlar. Bu tür eğitim çalışmalarına kadınlarımız büyük ilgi gösteriyor ve çok sayıda soru yöneltiyorlar.
Zena Harman: İş kazalarına karşı önlemleriniz nedir?
Anna Grinenko: Fabrikanın işletme ve çalışma güvenliği için özel bir bölümü mevcut. Bu bölüm kazalar yaşanmasını önlemek için tüm makinelerimizi, üretim süreçlerimizi denetleyip kontrol ediyor.
(Katılımcılar suyla tedavi kurumunu gezer)
J. Voyitseşovskaya (Kurum hemşiresi): Burada fabrikamızın işçileri ve çalışanları tedavi ediliyor. Radon ve karbondioksit banyoları ve her türlü tedavi edici duşları alıyorlar.
Laili Rosead: Kadınlar ve erkekler?
J. Voyitseşovskaya: Evet.
Laili Roesad: Çeşitli duşlar ve banyolar arasındaki fark nedir?
A. Demyaşovskaya: Bunlar sağlık durumuna ve tanısı konulan hastalığa göre reçete edilmektedirler. Duş ya da banyodan sonra hastalarımız 15-20 dakika dinlenme odasında dinleniyorlar.
(Dinlenme odası gezilir)
Fuki Kushida (Japonya Kadın Örgütleri Birliği): Bunlar haricinde fabrika sağlık bakanlığınca da gözetiliyor mu?
A. Demyaşovskaya: Evet, bir genel sağlık hekimimiz var.
Laili Roesad (Grinenko’ya): Fabrikanın kendine ait dinlenme tesisleri ve sanatoryumları var mı?
Anna Grinenko: Kendimize ait yok, ama işçilerimizi başka örgütlenmelerin sanatoryumlarına gönderiyoruz.
Laili Rosead: Moskova’da kaç tane bu türden şekerleme fabrikası var?
Anna Grinenko: Moskova’da yedi tane var.
(Katılmcılar fabrikanın kreşini gezer)
Anna Grinenko: İzninizle kreşimizin yöneticisini tanıştırmak istiyorum: Fanya Moisseyevna Berkenblit.
Laili Roesad: Kreşte nasıl bir günlük akış uyguluyorsunuz?
F. Berkenblit: Çocuklar sabah yediden akşam sekiz buçuğa kadar buradalar. Sabah jimnastiğinden sonra kahvaltı ediliyor. Ardından oyun oynuyorlar, dışarıda gezintiye çıkıyorlar, öğle yemeklerini yiyip uykuya yatıyorlar. Uykudan sonra ikindi kahvaltısı yiyorlar ve yeniden gezintiye çıkıyorlar, ardından da akşam yemeği var.
Zena Harman: Kreşe kaç çocuk devam ediyor ve yaşları ne?
F. Berkenblit: Üç ile yedi yaş arasında yüz çocuğumuz var.
Zena Harman: Ebeveynler kreş için ne kadar ücret veriyorlar?
F. Berkenblit: Aldıkları ücrete göre değişiyor. Ortalama ayda 60 Ruble.
Zena Harman: Çocuk başına kaç kreş öğretmeniniz ve başka türden personeliniz var?
F. Berkenblit: Dört grubumuz var ve aşçı, bakıcılar ve kreş öğretmenleri dahil 28 personelimiz var. Her kreş öğretmenine 25 çocuk düşüyor. Kreş öğretmenlerimiz her biri altı saat olmak üzere iki vardiya halinde çalıyorlar.
Laili Roesad (Grinenko’ya): Fabrika işçilere konut sağlıyor mu?
Anna Grinenko: Evet, konut olarak kullanılan evler inşa ediyoruz ve konut sorununu çözmek için çabalıyoruz. Güney batı bölgesinde 2500 metrekarelik alan üzerine yeni bir bina inşa ediyoruz.
Laili Rosead: Tüm katılımcılar adına size misafirperverliğiniz ve bize gösterdiğiniz her şey için teşekkür ederim. Gördüklerimiz çok ilginçti. Fabrika gezimiz bizi çok memnun etti ve hepinize teşekkür ediyoruz.