(“Halkın Dostları” Kimlerdir? Ve Sosyal Demokratlara Karşı Nasıl Mücadele Ederler? V. 1. Lenin, Çeviren: Vahap S, Erdoğdu, Sol Yayınları, Birinci Baskı: Mart 1976, İkinci Baskı: Ocak 1978, Üçüncü Baskı: Ağustos 1979, Dördüncü Baskı: Mart 1990.)
NARODNİZM VE BOLŞEVİZM
Kuramcıları arasında, Herzen ve Çernişevski gibi, ünlü yazar ve düşünürlerin de bulunduğu Narodnizm, 19. yüzyıl Rusya’sında, devrimci ve kendilerine özgü bir sosyalizm tanımına sahip aydınların hareketi olarak doğdu. “Halkın Dostları” terimi, Narodnikler tarafından, kendilerini tanımlamak için kullanılıyordu. Narodnizm, başlıca karakteristikleri bakımından, küçük köylülüğün demokratik özlemlerini yansıtan bir ideolojiye dayanıyordu ve siyasal mücadelede yöntem olarak da bireysel terörü öne çıkarıyordu. Özellikle 1879’da Voronej’de toplanan Narodnik kongreden sonra doğan ayrılıkta, terörü başlıca amaç halinde benimseyen grup tarafından kurulan Narodnaya Volia (Halkın iradesi) örgütü, Çar II. Aleksandr’ı öldürmesiyle ünlendi. Voronej kongresinde, terörü zorunlu olmayan bir araç olarak tanımlayan ve siyasi mücadeleyi başka yöntemlerle de sürdürmeyi öneren “ılımlı” grup içinde yer alan, Plehanov, Axelrod, Vera Zasuliç gibi önderler, sonradan Marksizm’e yöneldiler ve Rusya’da ilk Marksist grup olan Emeğin Kurtuluşu Grubu’nun kurucuları arasında yer aldılar.
Herzen ve Çernişevski, Rusya’daki köylü komün topluluklarının, arada kapitalizmi yaşamaksızın sosyalizme geçiş için olanak taşıdığını düşünüyorlardı. Daha sonra; Bakunin, Tçarov ve Lavrov gibi ideolog ve önderlerin elinde bu görüş, kapitalizmin tarihsel bakımdan hiçbir ilerici özelliği bulunmadığını ileri sürmeye kadar götürüldü. Toplumsal hareketi tarihsel zorunluluk kavramı açısından ele alan Çernişevski’nin aksine, sonraki Narodnikler, tarihsel süreçlerde, bilinçli bir aydın azınlığın eyleminin belirleyici olduğu düşüncesini savunmaya başladılar. Diğer yandan, aralarında Mihaylovski, Vorontsov, Yuzakov gibi kimi aydınların bulunduğu bir grup Narodnik, reformist ve liberal bir popülizmi savunarak, Marksizm’e karşı cepheden saldırıya geçtiler. Narodnizmin bu kanadı, diğerlerinden, farklı olarak, Rusya’nın kapitalist evrim momentinden geçeceğini kabul ediyor, fakat bunun için de bir “halk üretimi”nin örgütlenmesi biçimindeki gerici ütopyayı savunuyorlardı. 1905 devriminden sonra, Narodnik hareket, değişik parti ve örgütler halinde devam etti. Son Narodnik parti, Sosyal Devrimciler Partisi, 1917 Sovyet Devrimi öncesinde, özellikle köylüler arasında geniş bir etkiye sahip bulunuyordu. Partinin sağ kanat lideri Kerenski, liberal burjuvazinin karşıdevrimci hükümetinde başbakanlık yaparken, sol kanat Sosyal Devrimciler, Bolşeviklerle birlikte hareket ettiler ve devrimden sonra kurulan hükümette yer aldılar. Temmuz 1918’de bir grup Sosyal Devrimci, Brest Litovsk antlaşmasını bahane ederek, Sovyet hükümetine karşı silahlı bir ayaklanma düzenledi. Ayaklanma bastırıldı ve Sovyetler 5. Kongresi, mensuplarının hareketini onaylayan Sosyal Devrimcilerin, Sovyetlerden çıkarılması kararını verdi. Bunun üzerine genel bir silahlı ayaklanma örgütlemeye girişen Sosyal Devrimci Parti kapatıldı ve ayaklanmaya katılanlar tutuklandı. Partinin sol kanadına mensup pek çok devrimci, bu olaydan sonra Bolşevik Partisi’ne geçtiler.
NARODNİZMİN MARKSİZM AÇISINDAN ELEŞTİRİSİ
Bu tarihsel özet; sosyalizmin genel hedefleri ve bilimsel sosyalizmin teorisiyle, “Halkçı” küçük burjuva devrimciliğinin yalpalayan çizgisinin yer yer ve özel koşullarda kesişir gibi göründüğü anların bulunduğunu göstermektedir. Lenin, Rusya’da Marksizm’in tanınmasının ve gelişmesinin ilk yıllarında, bu küçük burjuva akımın devrimcilikle reformizm ve Marksizm’le liberalizm arasında zikzaklar çizen ve yer yer Marksizm’e özgü analiz ve ifade biçimlerini kullanarak bulanıklığı artıran özelliğini dikkate alarak, Narodnizmle kesin ve kökten bir ayrım çizgisi çizme gereğini duydu. Aynı zamanda, aydınlar, işçiler ve köylüler arasında, belli bir etkisi ve gücü olan bu akımı, etkisizleştirerek onun harcadığı kitlesel potansiyeli Marksizm’e kazanmak gibi bir düşüncesi de vardı. “Halkın Dostları Kimlerdir?” başlıklı broşür, bu ihtiyaç ve tasarının bir ürünü olarak ortaya çıktı. Ne var ki, bu eserin işlevi, yalnızca dönemin pratik ihtiyaçlarına cevap vermekle sınırlı kalmadı. Tarihin idealist-metafizik tarzda yorumlanmasıyla bunun bir siyasal eylem planının temeli halinde ele alınmasıyla karşılaşılan her durumda ve her ülkede, “Halkın Dostları Kimlerdir?”, Lenin’in, Rusya’daki Marksist hareket içinde etkili bir biçimde yer almaya başladıktan sonra kaleme aldığı ilk yazıların bütün temel özelliklerini taşır: Esas olarak, Marksizm’in temel tezlerinin Rus toplumuna uygulanmasının koşullarının ve ilkesel temellerinin araştırılması, Marksizm’le işçi sınıfı hareketinin birleşmesinin önündeki engellerin saptanması ve bunların aşılma yollarının incelenmesi, Marksizm’in, burjuva ve küçük burjuva akımlar karşısında teorik bakımdan savunulması ve geliştirilmesi… Özellikle, Rus devrimci hareketinin ve sosyalist akımların başlıca kaynağı durumunda bulunan Narodnizmin eleştirel bir çözümlemesinin yapılması, Rusya’da devrimci sınıf mücadelesinin doğru bir teorik çerçeveye oturtulması için olduğu kadar, bir proletarya partisinin inşa edilmesi için de önemli bir başlangıç noktasını oluşturuyordu. Denilebilir ki, Lenin bakımından bu dönemde Narodnizme karşı mücadele, “kavranacak halka” özelliği gösteriyordu. Narodnikler, Marksizm’i, Rusya’nın geleneksel yapısına yabancı ve hareketin ihtiyaçlarına cevap vermekten uzak bir teori olarak görüyorlar, bununla işçi sınıfının ve gelişmekte olan kapitalizmin devrimci özelliklerini göremeyişleri bir tutarlılık arz ediyordu. Şu halde, Narodnizme karşı Marksizm’i savunmak tek başına bir alışma biçimi olarak kalamazdı: Lenin, bunun, Rusya’nın sosyoekonomik koşullarını ve tarihsel eğilimlerini somut olarak tahlil eden bir dizi çalışma içinde sınıf mücadelesinin bütün alanlarını kucaklayan bir bütünlükle yapılması gerektiğini gördü. “Halkın Dostları Kimlerdir?” başlıklı çalışmanın ardından, 1894’ün sonlarında “Narodnizmin Ekonomik İçeriği ve Onun Bay Struve’nin Kitabındaki Eleştirisi”ni, yazdı; bunu 1897’de yazdığı “Ekonomik Romantizmin Bir Tanımlaması” başlıklı eleştiri izledi. Hemen ardından da, en önemli eserlerinden birisi olan ve Narodniklere karşı bir tartışma içeriği taşıyan, Rusya’nın ekonomik gelişmesini Marksizm açısından inceleyen “Rusya’da Kapitalizmin Gelişmesi”ni tamamladı. Bu sistemli ve kapsamlı çalışma çizelgesi gösteriyor ki, Lenin açısından, Marksizm’i herhangi bir akıma karşı savunmak, aynı zamanda, örgütlenme ve mücadele alanında da onu bir eylem kılavuzu olarak başarıyla kullanmakla birlikte yürütmek anlamına geliyordu. “Halkın Dostları Kimlerdir?” başlıklı broşür, bir yandan Lenin’in, Narodnik hareket içinde ortaya çıkan reformist liberalizme karşı mücadelesinin temel taşlarından birini oluştururken, diğer yandan da Narodnizmin taşıdığına inandığı “değerli demokratik öz”ü açığa çıkarmak ve Bolşevik çalışma tarzının geliştirilmesi için de bir kaynak olarak işlemek çabası için dayanak noktası teşkil etti.
“HALKIN DOSTLARI”NIN İÇERİĞİ
” ‘Halkın Dostları’ Kimlerdir ve Sosyal Demokratlara Karşı Nasıl Savaşırlar?”, 1894 yılında, Lenin’in Samara’da bulunduğu dönemde yazılmıştır ve aynı dönem içinde, Narodnizme karşı yazdığı diğer makaleler arasında bu, başlıca özellikleri en net biçimde ve giderek sertleşen bir üslup içinde ortaya koyan eserdir.
Burada Lenin, önce diyalektik ve tarihsel materyalizmin, Narodnikler tarafından çarpıtılmasının ve sözde eleştirilmesinin dayandığı temelleri ortaya koyarak, özellikle tarihin maddeci tarzda kavranmasının Marksizm bakımından ne anlama geldiğini gösterir. Eserin bu ilk bölümü, Marksizm’in doğuşundan bu yana karşılaştığı hemen hemen bütün burjuva eleştirilerin ve çarpıtmaların ortak özelliği olan bir nokta üzerinde yoğunlaşır: Narodnikler, Marksizm’in bir “ekonomik materyalizm” olduğunu ileri sürmektedirler ve Marx’ın, “her şeyi ekonomiyle açıklamaya çalıştığını” fakat, “bunda başarılı olamadığını” iddia ederek, onu bu açıdan eleştirmeye çalışırlar. Lenin, tarihsel materyalizmle, mekanik maddecilik arasındaki derin ayrımı koyarken, Marksist tarih anlayışını ve bu teoride ekonomi kavramının yerini açıklar.
Narodniklerin bir diğer iddiası, Marksizm’in, tek yönlü, sınırlı ve bu yüzden de hayatın bütününü ve tarihin kapitalizm dışında kalan toplumsal örgütlenme biçimlerini açıklamakta yetersiz kaldığı yolundadır. Lenin, Marksizm’in, toplumsal yaşamın yalnızca ekonomik açıdan değil, her yönüyle tahlil edilmesi gerektiğinin ilk kez ve açık bir tarzda Marksizm tarafından sistemleştirildiğini göstererek bu iddiayı yanıtlar. Materyalist tarih görüşünün kapsamlı bir yorumunu ve çarpıtmalara ve yanlış anlamalara karşı net bir açıklamasını içeren bu bölümde, yalnızca Narodniklere yanıt verilmiş olmaz, Marksizm’i kulaktan dolma öğrenmiş ve “ekonominin belirleyici olduğu” formülünü ezberlemekle her şeyi çözebileceğini sanan pek çok devrimci de uyarılır. Lenin’in deyişiyle “Materyalistler (Marksistler), toplumsal yaşamın yalnızca ekonomik değil, tüm yönlerini tahlil etmek gerektiğini öne süren ilk sosyalistlerdir.”
Lenin, Narodnik teorisyen Mihaylovski’nin Marx’ı “Hegelci şemaları uygulamaya çalışmakla” eleştirmesi karşısında da, diyalektik materyalizmle Hegelcilik arasındaki farklılığı ve özellikle Hegel’in üçlüler aracılığıyla kurduğu evren şeması ile Marx’ın yöntemi arasındaki derin farklılığı gösterir. Mihaylovski, basitçe, Marx’ın da, “tez-antitez-sentez” biçimindeki kalıbı, her olguyu açıklamak için kullandığını ileri sürmektedir. Lenin, bu görüşün tümüyle Dühring’ten alındığını gösterir ve Dühring’e karşı Engels’in eleştirilerini hatırlatır.
“Halkın Dostları Kimlerdir?”, yalnızca diyalektik ve tarihsel materyalizmi açıklamakla sınırlı bir eser değildir. Burada Lenin, aynı zamanda, Marx’ın temel eseri olan Kapital’in başlıca özelliklerini de ele alarak, bu eksende hem teorinin temel taşlarını yorumlar ve açıklar, hem de Kapital’in bilimsel içeriğinin, sınıf mücadelesi teorisine ve devrimci politikaya nasıl bağlanacağının parlak bir örneğini verir. Bu bakımdan bu eser, Marksizm’i incelemeye başlayanlar için, Kapital’in anlaşılması ve yorumlanması için giriş özellikleri taşıyan bölümler de içermektedir.
Narodnik teorisyenin, Marksizm’e yönelttiği genel saldırıyı cevaplandırdıktan sonra Lenin, özel olarak Rus Marksistleriyle Narodnikler arasındaki Rusya’ya özgü sorunların tartışılmasına geçer. Bu bölümde, Rusya’nın sosyoekonomik ve tarihsel özellikleriyle Narodniklerin bunları araştırma ve yorumlama tarzlarını eleştiren Lenin, temel farklılığı şu sözlerle belirtir: “Rus Marksistleri, daha önceki sosyalistlerin öznel yöntemlerinin bir eleştirisiyle işe başladılar. Yalnızca sömürü olgusunu belirtmek ve mahkûm etmekle yetinmeyerek, onu açıklamak istediler.” Gerçekten, Marksizm öncesi sosyalist eğilimler, sömürüyü ahlaki ve çıplak yoksulluğa ilişkin görünüşleri bakımından ele almış ve onu yalnızca şiddetle mahkûm etmekle yetinmişlerdi. Oysa Lenin, bunun, sınıf mücadelesi perspektifinden ele alınıp bütün tarihsel kökleriyle birlikte açıklanması gerektiğini düşünmektedir. Lenin için sorun, sosyalist sistemi kurmak için, yığınların eyleme nasıl çekileceğidir. Bu soruyu doğru bir biçimde yanıtlayabilmek için, sömürüyü kötülemek yetmez: Bu sorunun cevabı, Rusya’daki toplumsal güçler gruplaşmasının ve Rus gerçekliğinin özünü oluşturan sınıf savaşının anlaşılmasında yatmaktadır. Bu noktada Lenin, daha sonraki çalışmalarında tam bir bütünlüğe kavuşturacağı temel tezlerini özetler. Rusya’da kapitalizmin gelişmesinin özellikleri, proletaryanın tarihsel süreçte ve güncel ilişkiler içindeki yeri, Rusya’da kapitalizmin gelişmesinin yol açacağı oluşumlar ve bunlar karşısında izlenecek yol üzerine, Marksizm’in görüşlerini açıklar. Böylece, Narodniklerin, tarihin nesnel ilerleyiş yasaları karşısındaki gerici, ütopik ve idealist görüşleriyle, Marksistlerin “tarihin nesnel yasaları”, “toplumsal evrim ve devrim” kavramları hakkındaki görüşlerinin bîr açıklamasını verir. Lenin’in burada ileri sürdüğü tezler, gerek karşı tarafın çarpıtmalarının “evrensel içeriğini” göstermesi bakımından, gerekse, sosyo-tarihsel süreçlerin analizinin sınıf mücadelesi bakımından taşıdığı önemi sergilemesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Küçük burjuva idealist toplum ve tarih anlayışının “bütün zamanlarda ve bütün ülkelerde” değişmeden kalan gerici bir içeriği vardır. Bu anlamda, bu çarpık görüşler “evrensel” bir özellik taşımaktadır. Fakat Lenin’in eleştirileri ve tarihin nesnel süreçleriyle sınıf mücadelesinin teorisi ve pratiği arasındaki ilişkileri gösteren yorum ve açıklamaları ise, proletarya hareketinin gerçekten bütün ülkelerde ve bütün zamanlarda geçerli kalacak ilkelerini açıklamak bakımından gerçekten evrensel bir içerik taşımaktadır.
ESERİN GÜNÜMÜZDEKİ ÖNEMİ
“Halkın Dostları”, her şeyden önce, Marksizm’i klasik kaynaklarından incelemek ve öğrenmek isteyen herkes için temel başlangıç noktalarından biridir. Gerek polemikçi üslubun bir gereği olarak kullanılan açık ve kesin anlatım tarzıyla, gerekse tartışılan konuların ilkesel başlangıç noktaları özelliği taşıması dolayısıyla, eser, devrimci eğitim sürecinde ilk incelenecek eserlerden biri olma özelliğini taşımaktadır.
Bunun yanı sıra, okuyucu, Lenin’in tartıştığı ve kesin bir biçimde yere vurduğu burjuva tezlerin, Marksizm’e karşı bugün de yöneltilmeye devam eden eleştirilerin ta kendisi olduğunu görecektir. Bu çok ilginç özellik, burjuva düşünce dünyasının sınırlarını gösterir. “Halkın Dostları…”nın yazılışının üzerinden tam yüz yıl geçmiştir. Fakat Marksizm’e karşı burjuva düşüncesinin ileri sürdüğü tezlerde en küçük bir gelişme yoktur. Başta Lenin olmak üzere, Marksistler, burjuvazinin sözcülerinin (Bay Dühring’ten başlayarak) yaklaşık 130 yıldır tekrarlayıp durdukları aynı içi boş eleştirileri defalarca geçersiz kılmış olmalarına karşın, her defasında, eski ve eskimiş sözler, yeni bir keşifmiş gibi ortaya atılmaktadır. Bugün de, Marksizm’in “ekonomiyi başlıca belirleyici olarak ileri sürmekle tek yanlılığa düştüğü”, “diyalektiğin toplumsal olayları açıklayamadığı”, “Marx’ın yeni bir görüş geliştirmeyip Hegel’i kopya ettiği” veya “Marx’ta Hegelci idealizmin etkilerinin belirleyici olduğu” vb. vb. gibi sözde eleştiriler, tekrarlanıp duruyor. Lenin, bütün bu bilimdışı bir yöntemle türetilmiş görüşlerin, Marksizm’in gerçek içeriğine değil, onun çarpıtılmış ve içeriği boşaltılmış sözde bir yorumuna ait olabileceğini anlatırken, burjuva eleştiri yönteminin de temel özelliklerini sergilemektedir. Bu yöntemin özü, Marksizm’i, olduğundan bir başka kılığa sokmak, saçma ve tutarsız bir söz kalabalığı halinde göstermek ve sonra bu ucubeyi eleştirmektir. Öyleyse, “Halkın Dostları Kimlerdir?”, bugün de, irili ufaklı, ciddi, ya da komik, bir dizi burjuva ideologun “yeni ve parlak” gibi görünen paslı, çürük tezlerine karşı yüz yıl öncesinden verilmiş bir cevaptır.
“Halkın Dostları…”, ayrıca, Lenin’in araştırma ve polemik tarzının incelenip anlaşılması bakımından da büyük önem taşımaktadır. Lenin literatürünün ilk ürünlerinden biri olmasına karşın, onun sonraki bütün eserlerinde de devam edecek olan net ihtilalci çizginin bütün temel karakteristikleri bu eserde bulunabilir.
Haziran 1994