1. İÖDF KURULTAYI İÇİN MÜCADELE PLATFORMU TASLAĞI

İÖDF Kurultayı öncesinde Genç Komünistlerin hazırladığı “Mücadele Platformu Taslağı”nın tam metnini yayınlıyoruz. Ö.D.

İYÖ-DER’in İstanbul Öğrenci Dernekleri Platformu’ndan; o dönemde yapılmakta olan merkezileşme tartışmaları sırasında doğru olmayan tarzda ayrılmasından sonra; İstanbul Öğrenci Dernekleri Platformu’nda kalan diğer derneklerin ve burada yer alanların ortak çalışmasıyla, İstanbul Öğlenci Dernekleri Federasyonu biçimini alarak yerel anlamda merkezileşti
İÖDF’nin kuruluşu sırasında, hem ülkemiz, hem de dünya, canlı siyasi gelişmelere tanık oluyordu, Ortadoğu’da emperyalist bir savaş patlak vermiş, Türkiye’de işçi hareketi, Kürdistan’da ulusal özgürlük hareketi yeni ve önemli bir ivme kazanmıştı. Ülkede ve dünyada böylesine canlı siyasi olaylar yaşanırken konumuz olan İstanbul yüksek öğrenim gençliği ve onun var olan örgütleri bu hareketlerin neresindeydi?
Bu sorunun cevabının “o dönemde öğrenci dernekleri Boğaziçi Üniversitesi’nde merkezileşiyordu” olduğu açıktır. Yıllardır tespit edilip, üzerine tartışmalar yapıldığı gibi, öğrenci demekleri geniş öğrenci yığınlarının değil, öğrencilerin siyasileşmiş gruplarının örgütleriydi. Kuşkusuz siyasileşmiş öğrenci gruplarının örgütlerinin, öğrenci yığınlarından uzak ve dönemin sıcak siyasal gündeminden ayrı olarak kümelenmesi onaylanamaz bir şeydi. Ancak var olan öğrenci dernekleri, demeklerde yer alanların çoğunluğunun iradesiyle merkezileşme çalışmalarına başlarken, kuruluş aşamasından o güne kadar bu derneklerde yer alan bizler, görüşlerimizin öğrenci demeklerinde kabul edilmemesi karşısında- sağlıksız da olsa- platformu terk etmesi olanaksızdı. Çünkü bizler, öğrenci derneklerinin kuruluş aşamasında ve bütün faaliyetlerinde ve eyleminde yer almış ve öğrenci demeklerinde demokratik merkeziyetçilik ilkesini benimsemiştik. Ayrıca belirli dönemlerde taşıdığı kitleselleşme potansiyelinin yaratılmasında ve sonrasında, hatalarıyla-zaaflarıyla ve eksikleriyle bütünlüklü olarak bütün bir dönem boyunca-hep derneklerin içinde yer almıştık,
Öğrenci demeklerinin faaliyetinin genişlemesi, yeni çalışma ve örgütlenme biçimlerinin yaratılması, hareketin derinleşmesi ve zenginleşmesi ve öğrenci hareketinin derinleşmesi ve zenginleşmesi ve öğrenci hareketinin işçi ve halk hareketiyle birleşmesi gibi amaçları önüne koyan İÖDF’nin bu hedeflerine varması ya da en azından bu doğrultuda hareket etmesi ve tüm bu benzeri hedeflerin yaratılmasına katkıda bulunması (sağlıksız olarak merkezileşse de) olanaklıydı.
Böyle bir olanak her şeyden önce üniversite gençliğinin -dönemsel ve genel olarak- sorunlarının doğru tespit edilmesine, belirlenen acil istekler ve aktüel taleplerle gençlik yığınlarının birleştirilip harekete geçirilmesine, bunun yol ve yöntemlerinin aranıp bulunmasına ve İÖDF yönetiminin ısrarcı çabalarıyla, öğrenci demekleri ve onların içinde yer alanların ortaya koyduğu enerjiye bağlıydı.
İÖDF yeni bir kurultaya hazırlanırken, kurultay hazırlık döneminde gündemimize almamız gereken şey, geçmiş dönemin hatalarını iyi tespit etmek ve öğrenci gençlik mücadelesinin tarihinden dersler çıkararak, önümüzdeki dönemin görevlerini belirleyip, planlarını yapmaktır. Çünkü Deniz’lerin DÖB’ünden (Devrimci Öğrenci Birliği), ‘71’in DEV-GENÇ’inden ve 14 Nisan sürecindeki çalışmalarında öğreneceğimiz çok şey olduğu gibi, kendisine her gün daha da kararmakta olan bir gelecek hazırlanan gençliğimizin harekete geçme potansiyeli günbegün artmaktadır.

ÜNİVERSİTELERİN SORUNLARI VE ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİNİN ACİL İSTEKLERİ
1- Üniversiteler, gerçekte ülkenin yeraltı ve yerüstü kaynaklarının, emekçi halk yığınlarının yararına harekete geçirilebilmesi amacıyla bilimsel faaliyetlerin yürütüldüğü kurumlardır. Ancak ülkemizde, üniversitelerin kumlusu, örgütlenişi ve bütün çalışmaları egemen sınıfların ihtiyaçlarına ve ülke ekonomisinin gelişimine uygun olarak yürümektedir.
2- Eğitim sistemi bilimsel olmadığı gibi, bilimsel bir eğitime de yaklaşamamaktadır. Üniversiteler, çoğu yaşamdan kopuk olan derslerin okutulduğu ve bunların ezberlendiği kuruluşlar haline dönüşmüş; öğrencilerin bir an önce okulu bitirmek amacıyla o vizeden okulu bitirmek amacıyla o vizeden bu finale koşturduğu, öğretim üyelerinin sınav kâğıtlarını okumaktan başını kaldıramadığı bir hale gelmiştir.
Son dönemlerde gündeme getirilen “Özel Statü Üniversite” projesinde beş üniversitenin holding patronlarının (Mütevelli Heyeti) yönetiminde ve onların çıkarına “bilimselleştirilmesi” planlanırken, kalan üniversitelerin ise liseleştirilmesi amaçlanmaktadır. Ortaya çıkan böyle bir görüntü üniversite öğrencileri içinde BİLİMSEL EĞİTİM talebini ortaya çıkarmakta ve bu doğrultuda ciddi bir çalışmayı ve mücadeleyi zorunlu kılmaktadır.
3- Öğrenciler var olan üniversitelerde yönetime katılamamakta ve yönetime katılma doğrultusundaki girişimleri zorla bastırılmaktadır. “Mütevelli Heyetleri” planıyla, tekellerin üniversite yönetimindeki etkisi daha da örtüsüz bir hale getirilmekte ve öğretim üyeleri, öğrenciler ve üniversite çalışanlarına anti-demokrat bir saldırı niteliğini taşımaktadır. Önümüzdeki dönem, Mütevelli Heyetlerine karşı mücadele etmenin ve “üniversite yönetimi öğrencilerden, öğretim üyelerinden ve okul çalışanlarından oluşan demokratik bir senatoya devredilmesidir” talebini yükseltmenin önemini ortaya koymaktadır.
4- Gerçekte ilköğretimden başlayarak tamamen parasız olması gereken eğitim; harçlarla, ders kitaplarına yapılan korkunç zamlarla, barınma ve beslenme sorunlarıyla maddi açıdan korkunç bir hal almakta ve “her kademede parasız eğitim” talebinin önemini ortaya çıkarmaktadır.
5- Bunların yanında, özellikle son dönemlerde Kürt ve Türk halkları arasındaki düşmanlığı körükleyen şovenist dalgaya karşı, Kürt gençlerinin ulusal özgürleşme taleplerini savunmanın ve bu konuda mücadele etmenin özel önemini dayatmaktadır.
6- Ayrıca kültürel ve sanatsal alanda da emperyalizme bağlanan ve yozlaştırılan üniversitelerimizde, üniversite öğrencilerinin bu ve diğer alanlardaki yeteneklerini geliştirmesinin araçlarının ve örgütlerin yaratılması, bu konularda yoğun ve üretken bir çalışma yürütülmesi gerekmektedir.
Bütün bu olgu ve olaylar üniversitelerde şu acil isteklerin savunulmasını gerektirmektedir.
1- Devletin, üniversitelerde her kademede müdahalesine son verilmeli ve üniversitelerde yaygın ve köklü demokrasi sağlanmalıdır.
2-Üniversite yönetimi; öğrencilerden, öğretim üyelerinden ve çalışanlardan oluşan demokratik bir senatoya devredilmeli, mütevelli heyeti uygulamalarına son verilmeli ve YÖK lağvedilmelidir.
3- Üniversitelerde bilimsel bir eğitim sağlanmalı, gerici-faşist eğitim sistemine son verilmeli, laboratuar ve bilimsel çalışma yapabilme alanları artırılmak ve “özel statülü üniversite” planı yasaklanmalıdır.
4- Eğitim parasız hale getirilmeli, hiçbir ad altında öğrencilerden para toplanmamak, ders kitap, araç ve gereçleri, barınma ve beslenme sorunları parasız olarak çözülmelidir.
5- Kürt öğrencilere, ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı ilkesinden yola çıkarak, anadilde eğitim yapma hakkı sağlanmalı, özellikle son dönemlerde yoğunlaştıkları resmi şovenist propaganda yasaklanmalıdır.
6- Okullardaki bütün jandarma ve polis birlikleri geri çekilmeli ve bir daha hangi gerekçeyle olursa olsun geri dönmemelidir.
7- Kaynağını cins ayrımcılığından alan, bayan öğrenciler üzerindeki cinsel baskılara son verilmelidir.

İÖDF’NİN 2. KURULTAYI YIĞINSAL VE ÖRGÜTLÜ BİR GENÇLİK HAREKETİ YARATILMASININ GÜÇLÜ BİR ADIMI OLMALIDIR
İÖDF’nin 1. kurultayı; öğrenci gençliğin dağınık güçlerinin birleştirilmesinin, yeni güçlerle kaynaşmasının ve üniversite gençliğinin acil istekleriyle yığınsal olarak harekete geçmesinin güçlü ve önemli bir adımı olmalıdır.
İÖDF ve öğrenci dernekleri ve bunların içinde yer alıp faaliyet yürüten devrimci öğrenciler, kitle örgütlerinin kitlelerin dışında oluşamayacağını artık anlamak zorundadır. Gerçekte üniversite yukarıya doğru merkezileşebilir. İşte İÖDF böyle bir merkezileşmenin gerçekleşmesini sağlamak ve kitlesel bir hareketlilik yaratmak amacıyla güçlerini yeniden toparlamalı ve kitlelere yönelip onları örgütlemenin araçlarını yaratmak amacıyla, gelecek dönemin faaliyet planlarını, tartışmalı ve ortaya koymalıdır. IÖDF ayrıca, egemenlerin işçi sınıfına, halka ve Kürt halkına ve gençliğe yeni ve güçlü bir saldın düzenlemek amacıyla gündeme getirdikleri “erken seçim”in ardından gelecek olan saldırılara karşı gençliği daha sert ve tayin edici mücadelelere hazırlamalıdır.
Ülkemiz egemenleri özellikle son dönemlerde, emperyalizme daha çok bağlanmanın ve ülkemizi özellikle ABD emperyalizminin halklara karşı bir saldırı üssü haline getirmenin ve bu amaçla, emperyalizmin çıkarları için halkların düşmanlığının körüklenmesi ve kışkırtılması anlamına gelen şovenizmin propagandasını ve Kürt ve Türk halkları arasında düşmanlığı körüklemenin planlarını yapmaktadır. IÖDF gelişmekte olan şovenist dalgaya karşı kitleleri uyarmak ve anti-emperyalist, anti-şovenist mücadeleye ve onun araçlarının yaratılmasına özel bir vurgu yapmalıdır,
YAŞASIN ÖZERK-DEMOKRATİK-BİLİMSEL ÜNİVERSİTE MÜCADELESİ!

Ocak 1992

Yorumlar kapatıldı.

Özgürlük Dünyası 2022

Yukarı ↑