Afrika’da devrim ışığı… Tigre Bağımsızlığına Kavuştu, Şimdi Sıra Tüm Etiyopya’da

(“Kara Kıta” Afrika’da bir bağımsızlık ve özgürlük bayrağı açıldı. Tam 15 yıldan beri özgürlük ve bağımsızlık için mücadele eden Tigre halkı TPLF diye bilinen cephe örgütü önderliğinde, elde silah emperyalistlere ve onların uzantısı faşist Etiyopya rejimine karsı bağımsızlığını ilan etti. Burjuva basınında bile hemen hemen hiç yer verilmeyen ve adeta “sessiz sedasız” gerçekleşen bu devrime ilişkin gelişmeleri ve Etiyopya ile ilgili diğer gelişmeleri TPLF adına bir temsilci ile yaptığımız bir görüşmeyle ayrıntılı olarak sunmaya çalışacağız. Bundan böyle gelecek sayılarımızda da dünyanın diğer ülkelerinde yürütülen ulusal ve sosyal kurtuluş savaşlarına örnek olması amacıyla da Tigre ve Etiyopya ile ilgili tüm gelişmeler hakkında, kaynağından ve sıcağı sıcağına güncel olarak bilgiler vermeye çalışacağız. Özgürlük’ün 14. sayısında verdiğimiz ilk haberdeki bazı eksiklik ve belirsizliklere ilişkin bu sayımızda bir düzeltme yapacağız. Revizyonist ülkelerin birer birer sosyalist maskelerinden sıyrılarak kapitalist kampta yer aldığı günümüzde kendisine Arnavutluk’u tek örnek ülke alan bir Afrika ülkesinin bağımsızlığı ile ilgili gelişmeleri okuyucularımızın sadece ilgiyle okumayıp, dayanışma ve yardımlaşma amacıyla devrimci kamuoyuna mal edeceklerini ve bununla Tigre halkına en büyük destek ve dayanışmada bulunacaklarına inanıyoruz…)
Eritre tam 28 yıldan beri, Tigre’de ise tam 15 yıldan beri halk faşist Etiyopya rejimine karşı silahlı mücadele veriyor. 5 milyon halkın yaşadığı Tigre şimdi tam bağımsızlığına kavuşmuş durumda. Mayıs 1988’de TPLF (Tigre Halk Kurtuluş Cephesi) ile EPDM (Etiyopya Devrimci Halk Cephesi) birleşerek EPRDF’yi (Etiyopya Devrimci Demokrat Halk Cephesi) kurdular. Şimdi ortaklaşa olarak faşist Derg rejimine karşı savaşıyorlar. Son saldırılarla Adis Ababa’daki rejimi teslim olmaya zorlayan Cephe örgütü, şu anda Etiyopya’nın önemli bölgelerinden olan Gonder ve Wollo’yu kontrol altına aldılar ve başkent Adis Ababa’ya 120 km. yaklaşmış durumdalar. Ayrıntılı bilgileri almak için Avrupa’da çalışma yürüten Cephe örgütünün temsilcileriyle ilişkiye geçtik. Yaptığımız görüşmeyi sunuyoruz…
(…)
Özgürlük Okuyucuları için ilk kez “Kara Kıta” Afrika’dan bir kurtuluş örgütüyle görüşme yapacağımız için gerçekten çok heyecanlıydık. Tigre’nin kurtuluşunu duyduğumuzdan beri içimiz sevinç ve coşku doluydu, görüşmeye giderken hep bu heyecanı duyduk. F. Almanya’nın en büyük kentlerinden birinin istasyonunda önceden verdiğimiz randevuya bağlı kalarak tam zamanında vardığımızda, daha önceden belirlediğimiz yöntemle, aynı anda ceplerimizden “Roter Morgen” çıkararak tanıştık. Tesfay alıp götürdü bizi ve görüşme yerine geldiğimizde, kapıdan içeri girerken bir Afrika sıcaklığı kadar yakınlık baştan ayağa her yanımızı sardı. Asıl görüşmeyi yapacağımız Cephe temsilcisi Negash kapıda karşıladı ve kırk yıllık dost gibi başladık söyleşiye… Yalın ve içten bir anlatımla baştan sona her şeyi anlattı.
. Söyleşiye başlamadan önce, önceden hazırladığımız 50’ye yakın soruyu gösterince Negash, “Birçoğunu birbiriyle ilgili olduğu için bir arada anlatırım herhalde” dedi… Geniş bir odanın içinde bir çalışma masası ve masanın ardında Cephe’nin bayrağı dalgalanıp duruyor… Bayrağın üzerindeki sarı yıldızın dışında üçgen biçimindeki sarıya gözümüz takılınca, içimizden geçeni okur gibi Negash hemen açıklamada bulunuyor: “Bu, yıldız sarı ve ayrıca orak-çekiç ve silah var. Çünkü Cepheye önderlik ML-Hareket tarafından yapılıyor”…
Not: 14. sayımızda Tigre ile ilgili habere ilişkin bazı belirsizlikler ve eksiklikler oldu. Elimize değişik kaynaklardan geçen bu bilgiler nedeniyle ortaya çıkan bu durum için okuyucularımızdan özür diliyoruz.
Haberde Tigre halkının hala kurtuluşunu sağlayamadığı ileri sürülüyor. Aslında Tigre şu anda -söyleşide de belirtildiği gibi- Tigre tamamen kurtulmuş durumda. Fakat Tigre halkı asıl kurtuluşunu Tüm Etiyopya’nın kurtuluşu olarak görüyor ve durum haberde ayrıca vurgulanmamış.
Haberde yine TPLF ile EPLF (Eritre Halk K. Cephesi) birleşerek ortak bir cephe kurdular diye geçiyor. TPLF ile EPLF ortak cephe örgütü kurmadılar. Aralarında askeri ve politik işbirliği var, anlaşma var, yardımlaşma var. TPLF ile ortak cephe kuran örgüt Etiyopya’da savaşan EPDM (Etiyopya Dem. Halk Cephesi)’dir. EPDM ile TPLF birleşerek Bugünkü EPRDF’yi kurdular.

ÖZGÖRLÜK D.: Negash Yoldaş, sanırım sen en çok Etiyopya’da olup bitenleri anlatmak istiyorsun. Oysa bizi ve okuyucularımızı en çok Tigre ilgilendiriyor…
Negash: (TPLF): Tigre Etiyopya sınırları içinde bağımsızlığı ve her türlü hakları elinden alınmış 5 milyon nüfuslu bir halktı. 1884 yılında yapılan ünlü Berlin Konferansı kararları uyarınca nasıl Avrupa ülkeleri Afrika’yı sömürge olarak kendi aralarında paylaştıysa, Etiyopya da böylece paylaştırılmış oldu. 1974 yılına kadar çeşitli imparatorluklar olarak sürüp gelen Etiyopya’da 1974 yılında önceki imparator Haile Selasiye devrildi ve askeri faşist bir cunta emperyalistlerin de desteğinde yönetime el koydu. Cunta kliği kendisine Derg adını verdi. 1974-1977 yıllarında önce ABD emperyalistleri tarafından desteklenen bu rejim daha sonra, 1977 yılından itibaren Sovyet sosyal emperyalistlerinin güdümüne girdi. Sovyet emperyalistlerinin desteğinde cuntacı klik yüzünü gizlemek için Etiyopya İşçi Partisi adında bir parti kurdu. Bu partiyi Marksist diye nitelendirerek bir de “Sosyalist Program” hazırladı. Daha önce imparatorluk olarak sürüp gelen feodal gerici ve emperyalist uzantısı gericilik cuntayla birlikte böylece devlet kapitalizmini yerleştirmeye çalıştı ve uyguladı. 1974 yılı öncelerinde de çeşitli köylü isyanları ve ayaklanmalara tanık olup direnişçi bir geleneği olan Tigre halkı, faşist Derg yönetimine karşı Cephe örgütü öncülüğünde savaştı. İmparatoru deviren Derg yönetimi başlangıçta demokrat göründü ve bazı göstermelik demokratik haklarla yüzünü gizlemeye çalıştı. Bu Derg yönetimi başa gelmemiş olsaydı imparatorluğa karşı halk çoktan ayaklanırdı, zaman geçmeden Derg yönetimini hedefleyen bir mücadele gündeme geldi ilk kez demokrat ve ilerici aydınlar çok barışçı yöntemlerle mücadele eden Tigreliler Örgütünü kurdular. İçinde daha çok sol görüşlü aydınlar vardı. Geçici bir süre için kısmi haklar elde edildi, basın ve düşünce özgürlüğü ile ilgili konularda özellikle… Ama bunların ömrü fazla sürmedi ve bu örgütün ileri gelenleri altı ay sonra tutuklanıp hapse atıldılar. Bu deney Derg rejimine karşı savaşın bu yöntemlerle olmayacağını ortaya koydu. Böylece bu hareket içinde yer alanlar Cephe örgütü kurmaya karar verdiler. Çünkü barışçı yöntemlerle mücadele için verilen vaatler gerçekleşmek yerine kazanılan haklar bile gasp ediliyordu, artık sıcak mücadele sürdürmekten başka yol yoktu. Faşist Derg yönetiminin başa geçmesinde elbette örgütsüzlük de önemli bir rol oynadı. Örgütlenmiş bir güç, bir parti olmadığı için rahatlıkla gelip başa oturdu bu klik. İşte özel olarak anlattığım bu gelişmelerin sonunda Tigre halkı 18. Şubat 1975 tarihinde silahlı mücadeleye başladı. İlk kez Batı Tigre’den başlayan mücadele bürokratik kapitalizme, feodalizme ve emperyalistlerle birlikte onların uzantılarına karşı savaşmak halkın doğrudan ve bizzat katılması sonucu halk hareketine dönüştü ve silahlı halk hareketi haline geldi. Tigre halkı kendi kaderini kendisinin belirleme hakkı kavgası için ve işçi ve köylülerin diktatörlüğünü kurmak için savaşmayı programına aldı. TPLF diye bilinen Cephe örgütüne ideolojik ve siyasi önderliği ise ML-Hareket olan MLLT üstlendi, yerine getirdi. Cephenin gerçekleştirmek istediği azami program, ML-Hareketin asgari programına denk düşüyor. TPLF demokratik bir cephe örgütü ve içinde yurtsever, demokrat devrimci, ilerici kişi ve kuruluşlar yer alıyor ve demokratik bir programı var. İşte TPLF bu programla halkı örgütleyip savaştırdı. Elbette TPLF ilk aşamada Tigre halkının kendi kaderini kendisinin belirleme hakkı için ve ayrıca emperyalizme ve uzantısı gericiliğe karşı (bürokratik kapitalizm, feodalizm) savaşıyor. TPLF şuna da inanıyor ki, Tigre ulusal sorunu asıl olarak tüm Etiyopya sınırları içinde yer alan diğer uluslardan halkların vereceği ortak mücadelesi sonunda eşit ve demokratik bir tarzda çözüme kavuşturulacaktır. Tigre kendi bağımsızlığını ve özgürlüğünü kendisi savaşarak elde etti, ama bizim asıl hedefimiz, içinde diğer ulusların da yer aldığı tüm Etiyopya’daki Etiyopya halklarının eşit haklara sahip ve demokratik bir sistem içinde ortaklaşa yaşamalarıdır. Tüm halkların eşit haklara sahip olduğu demokratik bir devlet içinde yer almaları önemli bizim için.

ÖZGÜRLÜK D.: Buna erişmek için ilk atılan adımlar neler oldu?
TPLF: Bu amaca ulaşmak için ilk yapılan önemli girişim şu oldu: Tigre Halk Kurtuluş Cephesi ile Etiyopya Halk Cephesi (EPDM) 1988 Mayıs’ında ortak bir cephe örgütü kurdular, EPRDF’yi kurdular. Bu ortak cephe örgütü de 1989 Haziran ayında bir program hazırlayarak, tüm Etiyopya’da sürdürülen askeri ve politik savaşın pratik önderliğini üstlendi ve şu anda bu ortak cephe örgütü bu savaşı yürütüyor.

ÖZGÜRLÜK D.: EPRDF ortak cephe örgütü nasıl bir örgüt, hangi amaçları var ve ona ideolojik siyasal önderlik nasıl yapılıyor?
TPLF: EPRDF çok uluslu, anti-emperyalist her cephe örgütü. Amacı Sovyetler Birliğini (şu anda rejimi her yönden en çok destekleyen emperyalist güç) ülkeden kovmak, askeri rejimi devirmek ve işçi ve köylülerin önderliğinde demokratik bir hükümet kurmak. Bu kurulacak hükümet ulusların kendi kaderlerini tayin hakkına saygı göstermeli, her türlü şovenizme karşı savaşmalıdır. Ulusal sorunlar o süreç içinde ve demokratik bir tarzda ele alınıp çözümlenmeli. Bu Etiyopya’nın tamamının kurtarılmasından sonra her halkın en doğal hakkıdır, Etiyopya içinde mi kalacak yoksa ayrı kendi devletini mi kuracak, buna her halk kendisi karar vermelidir. Hem TPLF içinde hem yeni kurulan ortak cephe örgütü EPRDF içinde (Marksist-Leninist Gücü) 1989 yılı haziran ayında birleşerek EPOD adındaki (Etiyopya Proletarya Birliği) örgütü kurdular. Şimdi Etiyopya’da pratik mücadeleyi (askeri ve politik) elinde tutan ortak cephe örgütü EPRDF’ye ideolojik ve siyasi yönden önderlik ederken ki bu birinci görevi, ikinci ve diğer önemli bir görevi ise, Etiyopya’da henüz olmayan bir Marksist-Leninist partinin kurulmasını gerçekleştirmek. Bunun için de özellikle şehirlerdeki sanayi proletaryası içinde ve Etiyopya’daki diğer uluslardan halkların içinde köklü ve sistemli bir çalışma yürütmek gerekiyor. Bu Marksist-Leninist örgüt o nedenle bir geçiş örgütü olarak görülüyor ve şu anda cepheyi yönlendiriyor.

ÖZGÜRLÜK D.: Kurulacak parti konusunda neler söylemek istiyorsun?
Negash: Bizim asıl amacımız ve isteğimiz tüm Etiyopya için ilerde ortak bir komünist partinin kurulması ve bunun eşit haklara dayalı bir biçimde tüm halklar tarafından temsil edilmesi. Eğer örneğin Etiyopya’da ortak bir komünist parti kurulursa, onun bir kolu olarak Tigre Komünist Partisi, onun Tigre’deki uzantısı olarak çalışacak. Etiyopya’da parti olursa, Etiyopya’nın bir parçası olarak Tıgre de buna bağlı olarak o partiyle temsil edilecek. Biz bugün bunu savunuyoruz ve daha güçlü bir devletin kurulması birçok yönden de daha iyi olacağı için bunun propagandasını yapıyoruz, ama diğer halklar ayrılıp ayrı devletlerini kurmak isterlerse buna da elbette saygı gösterilir, karşısına çıkılmaz o zaman.

ÖZGÜRLÜK D.: Diğer halklardan söz ediyorsun, başka hangi halklar var örneğin?
TPLF: Tigre halkının yanı sıra, Orome, Amhara, Ogade, Sudama vb. birçok küçük azınlıklardan halklar var, işte önceden anlattığım cephe örgütünde bunlar temsil ediliyorlar ve o yüzden çok uluslu bir cephe örgütü EPRDF. Her Etiyopyalı üye olabilir, çünkü demokratik bir örgüttür, hangi ulustan olursa olsun herkes üye olabilir. Onun dışında yurtsever, Marksist-Leninist, Komünist, devrimci, demokratik herkes üye olabilir.

ÖZGÜRLÜK D.: Cephe ve ML-Hareketin programı konusunda çok kısa bir açıklama yapar mısın, biraz daha açar mısın anlaşılması için…
TPLF: ML-Hareketin asıl amacı, ilerde partinin önderliğinde sosyalizmi kurmak, yani stratejisi bu. Cephenin asıl amacı ise, Etiyopya içinde bir yerde demokratik bir halk devrimini yapmak, her ulusun eşit haklara sahip olduğu eşit ve demokratik temsil edildiği ortak bir devlet kurmak. Önceden de söylediğim gibi, Cephenin azami programı ile ML-Hareketin asgari programı, aynı, birbirine eşit.

ÖZGÜRLÜK D.: En son durumla ilgili biraz bilgi verir misin?
TPLF: Geçen yıl en son olarak Tigre’de TPLF büyük bir taarruza geçti ve 37.000 askeri (Derg yönetiminin) teslim aldı. Bunlardan 22.000 tanesi savaş esiri olarak alındı, geriye kalan ise yok edildi, temizlendi. Bunun yanı sıra birçok savaş araç gereci de ganimet alındı elbette. EPRDF ise bu yılın eylül ayında bir saldırıya geçti ve Etiyopya’nın en önemli bölgelerinden olan Gonder ve Wollo’daki birçok kenti ele geçirdi. Şu anda ülkenin 2/3’si EPRDF’nin denetimi altında ve kurtarılmış bölgelerde ise toplam 15 milyon insan bulunuyor. EPRDF’nin askeri olarak hedefi ve izlemek istediği strateji ise, başkent Addis Ababa’ya giden anayolu tutmak için birisi Gonder diğeri Wollo ve bir diğeri de bunun ikisinin arasından olmak üzere üç koldan başkente doğru saldırıyı sürdürmek. EPRDF durmadan ilerliyor ve bastırıyor. Tigre daha önce çoktan kurtulmuştu.

ÖZGÜRLÜK D.: Tigre konusuna bir kez daha, sonra geleceğiz…
TPLF: Wollo eyaleti ya da bölgesi diyebileceğimiz bölgede hükümet şu anda sadece başkenti denetimi altında tutuyor. Geriye kalan bölgeler EPRDF’nin elinde bulunuyor.

ÖZGÜRLÜK D.: Peki, Derg yönetimi bu gidiş karşısında ne düşünüyor? Başkente 120 km. kalmış…
TPLF: Askeri hükümet, Derg, barışçı ve demokratik bir çözüme yanaşmıyor. EPRDF 8 maddelik bir görüşme önerdi. Fakat hükümet buna yanaşmadı. Görüşmeye, masaya oturmaya yanaşmıyor. Çünkü EPRDF ile masaya oturması demek, onu tanıması demek olacak ve ondan sonra bir yerde teslim olmuş olacak. Çünkü kendisini savunacağı bir şeyi kalmayacak durumda. Görüşme önerisini reddettiği için de EPRDF Eylül ayında büyük bir saldırıya geçti. Hükümet tam 27.000 asker kaybı verdi. Bunun10.000’i halen esir alınmış durumda. Bu saldırıdan sonra hükümet görüşmeyi kabul etti, fakat EPRDF ile değil, Tigre Halk Kurtuluş Cephesi, TPLF ile görüşmek istiyorum, dedi. Çünkü EPRDF’yi bir türlü tanımak istemiyor.

ÖZGÜRLÜK D.: Bu sekiz maddelik görüşme önerisi neleri kapsıyor?
TPLF: Herhangi arabulucu bir ülkenin nezdinde yapılacak görüşmeye sunacağımız noktalar şunlardı: Sınırsız basın-yayın, düşünce ve örgütlenme özgürlüğünün sağlanması / Geçici bir hükümetin kurulması ve bu hükümette tüm güçlerin temsil edilmesi / Anayasa hazırlanması / Serbest seçimlere gidilmesi ve sonuçta geçici bir hükümetin kurulması (TPLF: Biz hükümetin bile bu seçimlere katılabileceğini ileri sürdük, çünkü seçilemeyeceklerinden çok eminiz) / Devletin tüm gizli resmi ve sivil örgütlerinin dağıtılması / Yabancı askeri üslerin kapatılması ve yabancı askeri uzmanların vb. kovulması / Etiyopya’daki tüm ulusların kendi kaderlerini tayin hakkının kabul edilmesi. Bu görüşme reddedildi ve daha sonra TPLF diplomatik ilişkiye geçti. İtalya hükümeti ile Derg yönetiminin arası iyi olduğu için, İtalya’nın arabuluculuğunda ve sadece TPLF ile görüşmeyi kabul etti. Görüşme sonunda ortak anlaşmaya varılan ve varılmayan noktaların İtalya hükümeti tarafından açıklanması gerekiyordu. Nitekim 4-11 Kasım 1989 tarihlerinde görüşme oldu. Bizim getirdiğimiz, sivil halkın bombalanmaması, yardım etmek isteyen çeşitli uluslararası yardım kuruluşlarına serbest geçiş hakkı verilmesi önerileri reddedildi. Derg alınan kurtarılmış bölgelerin geriye verilmesi önerisini getirdi. Reddettik. Sadece önerimiz olan görüşmelerin Amhara dilinde olup İngilizceye çevrilmesi ve bir-kaç tane de gözlemci ülke önerileri kısmen kabul edildi veya edilir göründü. Bunun açıklanması gerekir ve biz başta da belirttik; eğer görüşmelerden sonuç alınmazsa askeri saldırıları sürdüreceğiz, dedik. Derg Uganda ve Senegal’i, biz de İsveç ve Sudan’ı gözlemci önerdik. Daha görüşmeler biter bitmez, tam 14 Kasım’da hükümet Tigre’nin başkentini havadan bombalattı ve 31 kişi sivil yaşamını yitirdi, ikinci görüşme 12 Aralık 1989’da olacak. Bakalım o zaman ne olacak. (ÖZGÜRLÜK D.’nın notu: Bu söyleşiyi ikinci görüşmeden bir hafta önce yaptık. Haberi alır almaz bize ileteceklerdi. Yayına hazırlama nedeniyle son görüşme sonucunu bildiremiyoruz.) Barış önerisinde getirdiğimiz maddeler kabul edilmezse, gerçekleşmezse askeri saldırıları sürdüreceğiz elbette.

ÖZGÜRLÜK D.: İki seçenek sunuluyor: Askeri saldırı ya da barış görüşmesinde getirilen maddeler diyorsun. Fakat görünen o ki, ölümlerden ölüm beğen demek gibi bir şey bu, öyle değil mi?
TPLF: Biz her türlü yolu deneyeceğiz. Derg yönetimine de kendini haklı çıkarma fırsatı vermeyeceğiz, demagoji yapmaması için… Elinden her türlü silahlarını almak gerekir, diyoruz…

ÖZGÜRLÜK D.: Artık hangi dilden anlarsa diyorsun…
TPLF: Öyle, öyle işte. Bu görüşmeler sonrasında gözdağı için hükümet saldırı düzenliyor. Başkente yaptığı saldırıda uçakları düşürüldü.

ÖZGÜRLÜK D.: Kurtarılmış bölgelere zaman zaman kısa değindin, ama başka söyleyeceklerin var mı?
TPLF: Kurtarılmış bölgelerde halkın temel ihtiyaçlarının karşılanması ve sorunların çözümü ağırlıkta ve önemli güçlükler var elbette. Tüm halk başlarındaki gerilla savaşının yanı sıra, şimdi silahlı ve savaş için seferber olmuş durumda ve halk cephesi savaşı var. Hem de konvansiyonel dediğimiz (geleneksel eski tip savaş silahlarıyla) Tank, top, silah, bomba vb. araçlarla savaşıyor. Sürekli yayın yapan radyo istasyonları var. Yemen’den ve Cibuti’den bile dinleniyor. Ülkede kıtlık var, yanı sıra bulaşıcı hastalıklar var. Geri ve ilkel yöntemlerle halkın gerek sağlık ve gerekse temel ihtiyaçları giderilmeye çalışılıyor.

ÖZGÜRLÜK D.: Buraya kadar anlattıklarına ekleyecek başka bir nokta var mı?
TPLF: İki nokta var: Barış görüşmelerinde ilk madde derhal ateşkesin sağlanması ve bir diğeri de, siyasi tutsakların serbest bırakılması, Derg’in demagojisini yaptığı bir konu. O nedenle biz siyasi tutsaklara bir genel af çıkarılmasını talep etmiyoruz. Çünkü af bizim bildiğimiz suçlu insanlar için istenir, oysa cezaevlerindeki politik tutuklular için biz özgürlük istiyoruz, kesinlikle af değil, bunu da belirtmek istiyoruz. Elbette savaşta esir alınan tüm tutsaklar için de… Birde ülke dışında yaşayan sürgünde olan politik sürgünde yaşayanlara da özgürlük talep ediyoruz… Aşağı yukarı 1 milyon insan dünyanın birçok ülkesine yayılmış durumda…

ÖZGÜRLÜK D.: İstersen, biraz da bağımsız ve özgür Tigre üzerine konuşalım.
TPLF: Tigre ile ilgili olduğu sürece birçok konuya değinmeye çalıştık. Onun dışında genel bir bilgi vermek gerekirse şunlar söylenebilir. Tigre 100.000 kilometrekare, toprağa ve 5 milyonluk bir nüfusa sahip. Tam bağımsızlığını elde etti, fakat biz asıl olarak tüm Etiyopya hakları ile birlikte ortaklaşa olarak eşit ve demokratik bir devlet içinde yaşamak istiyoruz. Şu anda en alttan, tabandan başlayarak üst organlara kadar gelen seçime dayalı ve halk meclisleri ya da Sovyetlerdeki devrim sonrasında gerçekleşen işçi Sovyetlerine benzer bir yönetim var. En küçük birimlerden başlayarak halkın her türlü sorununa koşan, tartışan çözüm getirmeye çalışan halkın seçtiği yönetim organları var ve bunlar yönetiyorlar. TPLF 1989 yılında kongresini (3. Kongre) yaptı ve bir kez daha belirtti: Şimdiki hükümet fasittir, barışa karşıdır, halkın askeri, politik baskısı ve savaşı sayesinde barışa da zorlanacaktır. Etiyopya’da halk barış istiyor ve kendisinin karar verip kendisinin yönettiği bir ülke kurmak istiyor.

ÖZGÜRLÜK D.: Derg yönetiminin son durumunu nasıl buluyorsun?
TPLF: Hükümet eğer EPRDF ile görüşmeye razı olursa bu onun için siyasi bir yenilgi demektir ve buna yanaşmıyor. Bir de EPRDF’in çok geniş bir halk kitlesi üzerinde hem de çok büyük etkisi var, bunu meşrulaştırmak istemiyor. Üst düzeydeki subayların bile artık savaş istemediklerini öğrenmiş bulunuyoruz. Ekonomik yönden hükümet kriz içinde sadece kendi bilgilerine dayalı olarak yaptıkları açıklamalara göre, devletin bütçesinin % 54’ü savaşa ayrılmış. Diğer sektörlerden (eğitim, sağlık vb.) kısıtlama yapılıyor ve buna ayrılıyor. Bunlar hükümeti güç durumda bırakıyor. Diğer taraftan ülkeyi kontrol altında tutamıyorlar.

ÖZGÜRLÜK D.: Şimdi şu anda okuyucularımızın çeşitli uluslararası sorunlara ilişkin soruları olduğunu sezinler gibi oluyoruz, duyar gibiyiz örneğin Sovyetlerin desteği vb…
TPLF: Sovyet emperyalistleri bugüne kadar ekonomik, politik ve askeri yönden destekledikleri en kanlı savaş Etiyopya’daki kurtuluş örgütlerine karşı savaştır. Sözde Gorbaçov yardımları azaltmak ve barış görüşmelerini zorlamak istiyor gibi havalar yarattı. Ama genel olarak politikası değişmedi. Batılı ve doğulu ülkelere silah ve para yardımı yapmayacağını ileri sürüyor. Kendisi büyük bir kriz içinde olduğu için uluslararası politikaya ilişkin göreceli değişikliklere girişmiş olabilir. Ama şu bir gerçek ki, kontrolünü kaybetmek istemiyor, ister Etiyopya’da olsun, isterse tüm Afrika’da olsun, etkinliğini sürdürmek istiyor ve bu anlamda da desteklemeye (Derg’i) devam ediyor. Rejime silah yardımı yapıyor. Lafta askerleri çektiğinin propagandasını yapıyor. Göstermelik olarak bir kısım Kübalı askerleri geri çekti sözde. Fakat hepsini değil. Ama Kübalılar gitti diğer taraftan Kuzey Kore’den askerler geldi, ya da Sovyet askeri uzman ve danışmanları hala görev başındalar. Biz Sovyet emperyalistlerinin çıkarlarından vazgeçtiğini düşünecek kadar hayalci değiliz. Bu nedenle onlara karşı mücadeleye devam edeceğiz. Biz Sovyetleri sosyal-emperyalist bir ülke olarak değerlendiriyoruz. Diğer Doğu Bloğu ile ilgili olarak da uluslararası devrimci hareketin değerlendirdiği gibi ele alıyoruz. AEP ile kardeş örgüt düzeyinde resmi ilişkilerimiz var, yine İspanyol KP (ML) ile de aynı şekilde. AEP ile özellikle çok iyi ilişkilerimiz var. Yine aynı şekilde ülkenizden TDKP ile kardeş örgüt düzeyinde ilişkilerimiz var. (Bunlar tabii MLLT yani ML Hareket ile olan ilişkiler düzeyinde. Cephe örgütünden öte. Biz dünyada Arnavutluk’u kendimize tek örnek alınacak ülke olarak görüyoruz.

ÖZGÜRLÜK   D.: (Kasım ayında Arnavutluk’un kurtuluşunun 45. yıldönümünü çağrıştırarak tıpkı Arnavutluk gibi kendi gücünüze dayanarak ülkenizi kurtardınız, insanın içinden bir ikinci Arnavutluk doğuyor diye düşünceler geçiyor) diyerek duygularımızı anlatırken, genellikle çeviri konusunda hep yardımcı olan Tesfay dayanamıyor ve konuşmaya giriyor: “Evet, işte biz de onun için savaşıyoruz, öyle” diyor.
ÖZGÜRLÜK D.: Burjuva basını ya az yazıyor ya hiç yazmıyor, dediğimizde…
TPLF: Yazıyor ama genellikle çarpıtıyor ve TPLF gerillalarını katil komando birlikleri diye gösteriyor ve çok çarpıtıyorlar. Çünkü hiç işlerine gelmiyor, bilinçli olarak çarpıtıyorlar… Buradaki kurtuluş hareketine müdahale edemedikleri için ve etkilerine alamadıkları için bunu yapıyorlar…

ÖZGÜRLÜK D.: Tekrar birlikte oluşturulacak ortak ve tek bir parti konusuna gelmek istiyoruz….
TPLF: ML-Hareket, EPOU, sanayi kesimi de işçiler içinde başta olmak üzere kök salması gerekir, parti tabanı kazanması gerekiyor ve bütünleşmesi gerekiyor. EPOU cephe örgütüne önderlik ediyor, bir ikinci görevi de çeşitli uluslardan tüm komünistleri tek bir parti içinde birleştirmek, bir yerde bu süreci çabuklaştırmak için de kurulmuş oluyor bu örgüt. Elbette tüm Etiyopya için tek bir komünist partinin kurulması, tüm uluslardan komünistleri kapsayacağı için epey zaman alacak. Diğer taraftan şu anda ulusal bağımsızlık öncelik taşıyor. EPOU, ML-Önderlik, parti kurma sürecini çabuklaştırması için de kuruldu. Kurtuluştan sonra her ulus, kendi devletini de kurmak isteyebilir. Elbette hakkıdır bu. Fakat bizim görüşümüz, biz halka eşit haklara sahip ortaklaşa kurulan tek bir partinin daha yararlı olacağını açıklayacağız ve tercihimizin de bu yönde olduğunu ve buna da halkı ikna ”etmeye çalışacağız. Ama buna rağmen halk ayrı yaşamak isterse elbette buna da kendisi karar verecektir. Biz yan yana savaşıyoruz ve hala da örgütü kurma girişimi vardı. Etiyopya’daki bazı -fazla etkinliği olmayan- oportünist akımlar nedeniyle, en geniş demokratik cephenin kurulması gecikti ve tam istenildiği anda ve biçimde olmadı. Bugün EPRDF’nin gücü ve etkinliği hükümeti bile ürkütüyor…

ÖZGÜRLÜK D.: Negash Yoldaş söyleşimizin son bölümüne yöneldik. İstersen bir de yurtdışından dayanışma konusuna değinelim. Geçen yıl yurt dışındaki Tigreliler Birliği ve Tigreli Kadınlar Birliği ayrı ayrı kongrelerini yaptılar, Devrimciler, demokratlar, halkların özgürlük ve bağımsızlığını savunan kimseler ya da kuruluşlar savaşınızı nasıl destekleyebilir, yardımcı olabilir?
Negash: Biz maddi ve manevi yönden, moral yönünden, politik yönden dayanışma ve destek bekleriz. Gerek doğudan, gerekse batıdan olsun Etiyopya’da egemenlik kurmaya çalışan tüm emperyalistlere karşı geniş bir kamuoyu yaratılmalı. Şimdi sorun emperyalistlere karşı kitlesel protesto, karşı çıkma ve diğer yandan devrimi savunma sonucudur. Şu anda kıtlık ve salgın hastalıklar baş göstermiş durumda. Giyecek ve her türlü ilaç konusunda ivedi ihtiyaçlarımız var. Burun dışında her türlü yardım için yurt dışında adreslerini verebileceğimiz Tigre halkıyla yardımlaşma dernekleri ve girişimleri var. Bir diğer beklentimiz, olup biten gerçeklerin bilinmesi ve açıklanması. Doğal afetleri, hükümetin saldırılarının da yol açtığı zararları ve durumları da bunlara eklemek gerek elbette.
Yardımlaşma bürolarının adresleri şunlar:
(İngiltere: TPLF-lnformation Centre, P.O.Box 455, London SW 9 9RS)
(Almanya: U.T.E. Hilfsorganisation für Tigray, Neumarkt 48, Köln)

ÖZGÜRLÜK  D.: Söyleşimizin sonuna geldik sayılır. Yoldaş Negash ve Yoldaş Tesfay, ikinize de bu görüşme için çok teşekkür ederiz. Özgürlük Dünyası bundan böyle Etiyopya ile ilgili gelişmeleri daha yakından izleyecek ve Türkiye’de olsun, yurt dışında olsun, devrimci kamuoyuna sunacak. Bu görüşmemize bağlı olarak, Özgürlük’ün 14. sayısını getirdik size. Bir de Arnavutluk partizanlarının türkülerinin yer aldığı devrimci türkü ve marşlarla dolu bir müzik kasetini armağan etmek istiyoruz. Son olarak da, bu söyleşiyi yaptığımız ay içinde 110. Doğum yıldönümü kutlanan ve Lenin’in “Bizim çetin cevizimiz” dediği, devrimin temel sorunlarından birisi olan ulusal sorun konusunda’ dahi çözümleyici “harika Gürcü” Stalin’in, “çetin ve zorlu, ama onurlu savaşımınıza” esin vermesi dileğiyle onun adına hazırlanmış bir resimli albümü de armağan etmek istiyoruz. Silahlı haklı savaşınızda her zaman yanınızda olacağız, başarılar dileriz…
TPLF: (İkisi de duygulandılar ve Tesfay kaşla göz arasında kaybolup birkaç saniye içinde göründü.) Tesfay ve Negash: Biz de size Tigre ile ilgili her türlü dokümanın yanı sıra, kurtuluş öncesini ve sonrasını ele alan, bizzat cephede savaşta çekilmiş iki tane video filmi armağan etmek istiyoruz. (Tesfay elinde saklar gibi tuttuğu Cephenin bayrağını, ayakta sarılarak armağan ediyor). Biz de, bir de bunu sunmak istiyoruz, diyor.
(Kardeşlik, dostluk, yoldaşlık doruk noktasında… Ayrılmak zor geliyor… Afrika sıcağı gibi dostluk, özgürlük ve bağımsızlık havasıyla içice… Tekrar tekrar sarılıp, öpüşüyoruz ve vedalaşıyoruz… Ve son olarak, “İkinci büyük ve önemli söyleşimiz Etiyopya bağımsızlığına kavuşunca olacak” diyoruz… Güle güle yerine, ZAFER işaretiyle ayrılıyoruz…

Ocak 1990

Yorumlar kapatıldı.

Özgürlük Dünyası 2022

Yukarı ↑