Etiyopya Devrimci Demokratik Halk Cephesi (EPRDF) kuvvetleri, 25-27 Şubat 1990 tarihlerinde 3 gün süren zorlu çarpışmalar sonunda GONDER eyaleti DEBRE TABOR bölgesinin başkenti DEBRE TABOR’U kurtardılar. Burada üstlenen tüm DERG ordusu bozguna uğratıldı. 12 tugaydan fazlası imha edildi. 2 Mig 23 savaş uçağı topçu birliklerimiz tarafından düşürüldü. Kaçan askerlerden geri kalanlar halk ve savaşçılar tarafından ele geçiriliyorlar.
27 Şubat 1990’da Etiyopya 603. ordu grubunun (kolordusunun) 12 tugayının imhasından sonra, EPRDF kuvvetleri DEBRE TABOR kentinin kontrolünü ele aldılar. Bundan sonra Etiyopya cuntası birliklerine karşı saldırılarını sürdüren EPRDF, 4 tugayı daha imha ederek WEROTA ve HAMUSİT kentlerini ele geçirdi. Bunun sonucu, GONDER’ı başkent ADİS ABABA’ya bağlayan anayol bugün kesilmiş durumdadır.
27 Şubat 1990’da DEBRE TABOR’un EPRDF kuvvetlerinin eline geçmesi ve Mavi Nil Nehrinin ağzından kumlu GUJAM Eyaletinin sanayi merkezi BAHRDAR ile GONDER’ı birbirine bağlayan yol üzerindeki küçük kantlar olan WEROTE ve HAMUSİT’te 2 Mart’ta 4 tugayın bunu izleyen bozgununu takiben, 3 Mart’ta EPRDF, BAHRDAR-GONDER yolu üzerindeki GONDER eyaletinin LİBO bölgesinin başkenti ADDİS ZEMEN’de garnizon kurmuş düşman kuvvetlerine yönelik benzer saldırılarını başlattı.
Bu son çatışmada 320 ölü, 225 yaralı ve 1.556 esir olmak üzere 2.101 DERG askeri savaş dışı bırakıldı.
Ele geçirilen teçhizat, 3 tank (2 T-55 ve 1 PTR), 2 81 mm’lik havan, 41 RPG roketatar, 69 orta boy silah ve makinalı tüfek, 256 AK 47 (kalaşnikof) tüfek, 2 PRC radyo vericisi ve 6 çeşitli yapım araçtır.
3 Martla, eş zamanlı olarak, BAHRDAR’da ABAY köprüsünde üstlenen DERG ordusuna karşı BAHRDAR yakınlarında hareket halinde olan EPRDF kuvvetleri başka bir imha saldırısı başlattı, Savaşta, EPRDF kuvvetleri, 310 ölü 730 yaralı ve 170 esir olmak üzere 1.210 düşman askerini savaş dışı bıraktı. 286 kalaşnikof tüfek, 2 makinalı tüfek, 2 RPG roketatar, 1 81 mm’lik havan, 3 radyo vericisi ele geçirildi. 1 tank ve kamyon nehre gömüldü. DERG askeri kaçarken köprüyü tahrip ettiler ve sanayi tesislerini yaktılar. Bu, yenilgiyle yüz yüze gelen DERG’in alışılan davranışıdır. Bugün DERG’in ikmal yolu BAHRDAR ile GONDER arasında kesilmiştir. GONDER’daki düşman birlikleri arlık yalnızca hava yoluyla ikmal yapabilme durumundadırlar.
Kurtarma yardımı için Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF)’nin önerisi
TPLF, Tigray’de yapılması taahhüt edilen kurtarma operasyonu için, güvenli-koridor ve serbest-geçiş sorunları üzerindeki, Kurtarma ve Rehabilitasyon Komisyonu (RRC) ile Birleşik Kurtarma Ortaklığı (JRP)’nın projelerine yanıt olarak aşağıdaki öneriyi öne sürmektedir.
1. Sadece sınır-ötesi operasyonla, tüm açlık kurbanlarına birden yardımın hemen hemen mümkün olamayacağının farkında olan TPLF, uzun bir süreden beri, kurtarma yardımlarının, yönetimin elinde bulundurduğu bölgeden, kontrolü altındaki bölgeye karşılıklı olarak serbest geçişini önermektedir. Bu nedenle TPLF, uluslararası komisyon ve JRP’nin güvenli-geçişe neden olan çabalarını takdirle karşılamaktadır.
2. Serbest geçişin kabul edilen anlamı, kurtarma yardımının ve insani organizasyonların, kıtlık çeken insanlara herhangi bir politik ya da askeri müdahale olmaksızın ulaşmasına izin vermektir. Fakat JRP’nin “Tigray Otonom Bölgesine yapılması vaat edilen kurtarma hareketleri anlaşma tasarısı’na ilişkin önerisi, operasyonun bütün kontrol ve inisiyatifini RRC’ye ve hükümetin bir koluna vermektedir ki, böylelikle hükümet şu andaki ulaşım ve kontrolünün dışındaki bir bölgede kendine yer edinebilecektir. Böyle bir anlaşma kanımızca, gerçek güvenli-geçiş/güvenli-koridor düşüncesiyle uyuşmaz. Tutarlı itirazlar ve hükümetin geçmişteki, güvenli-geçişi engellemeleri göz önüne alındığında, inanıyoruz ki operasyon işler ve etkili olmayacaktır. Bu nedenle TPLF kurtarma operasyonunun, TPLF ve Addis Ababa hükümetinin kontrol ve müdahalelerinden uzak ve sadece insani organizasyonlara bağlı olmasını önermektedir.
3. Kıtlığın büyüklüğü ve kapladığı alan, yardımda bulunan toplumlar ve JRP tarafından çok iyi bilindiği halde, RPC-JRP’nin operasyonu, sadece tek bir yol kullanmayı ve operasyonun henüz başlangıç aşamasında olduğu bahanesiyle çok sınırlı bir alandaki odakları amaçlamaktadır. Bununla birlikte TPLF, tasarı önerisinin Adigrat sınırları içinde kalmasının, kaynak ve altyapı eksikliği ile ilgili değil, Etiyopya hükümetinin diğer gizli amaçları ile ilgili olduğu inancındadır. TPLF insani yardımın, herhangi bir parti tarafından kötüye kullanılmasının sona erdirilmesi gerektiğinde ısrar etmekte ve herhangi bir güvenli-geçiş anlaşmasının, mümkün olan bütün yollardan yararlanması ve bu çabaların kıtlık ve kuraklığın olduğu en geniş alanları kapsaması gerekliliğini önermektedir.
4. Uluslararası insani kurallar ve uygulama, gıda yardımının, muhtaç insanlara, onları, yalıtılmış dağıtım merkezlerine ulaşmak için günlerce veya haftalarca yürütmek yerine, mümkün olan en yakın zamanda gitmesi gerektiğini belirtmektedir. Henüz JRP’nin önerisi, dağıtım merkezlerinin Tigray’ın doğusunda 30 millik dar bir geçit boyunca yer alan sadece üç kasabada kurulmasını planlamaktadır. Bu kaçınılmaz olarak, yüzlerce, binlerce açlık kurbanını Tigray’ın orta ve doğu bölgesindeki uzak köylerinden Adigrat’a sürükleyecektir. Bu da, giderek, beslenme sığınakları formasyonuna ve uluslararası Kamuoyu’nun 1984-85’de Kuzey Etiyopya’da yaşanan kıtlık deneyiminden gayet iyi bildiği olumsuz sonuçlara, yani kitle halinde ölümlere ve topyekûn göçlere yol açacaktır. Bunun yanı sıra, bu operasyonun, uzak köylerde yaşayan ve günlerce yürümesi mümkün olmayan, yaşlı, çocuk ve hamile kadınlar gibi nüfusun incinebilir en büyük dilimine bir yararı olmayacaktır. Bu nedenle TPLF, dağıtım merkezlerinin arttırılmasını ve diğer köy ve kasabalara da yayılmasını önermektedir.
5. Geçmişte, açlık kurbanları dağıtım merkezlerindeyken, havadan defalarca bombalanmışlardı. Bu nedenle yardım paketlerinin sadece gündüzleri dağıtılabilmesi çok zorluk çıkartmıştı. Bunun için TPLF, hükümetten alınacak, hükümet uçaklarının yardım dağıtım merkezlerini hedef almayacaklarına ilişkin bir garantinin, JRP’nin teklifine dâhil edilmesini önermektedir.
6. Şu saptanmış bir gerçektir ki, güvenli-geçiş ile sınır-ötesi operasyonlar birbirlerini tamamlayıcıdırlar ve biri diğerinin yerine geçemez. Bununla birlikte, sınır-ötesi operasyon, JRP-RRC’nin “Gıda geçidi” düşüncesi üzerine başlattığı görüşmelerden bu yana tamamen yetersiz kalmıştır.
Sonuç olarak, Kuzey Etiyopya’daki açlık kurbanları çok tehlikeli bir durumdadırlar. Onlar için tek şans, TPLF’nin önerdiği gibi güvenli-geçiş ve sınır-ötesi operasyonlarının pratikte birbirlerini tamamlayarak işlemesidir. 18 Şubat 1990
Nisan 1990