KPD ve Almanya’da sınıf mücadelesi (1919-1980)

Devrimci Durum ve KPD
1918’de 1. Emperyalist Savaş’ın sona ermesiyle beraber Almanya’da devrimci bir durum gelişmeye başladı. Emekçiler ayaklanarak Kayzer’i (imparator) ve feodal toprak beylerini söküp attılar. Bütün ülke çapında iktidarı ele alan işçi ve asker meclisleri kuruldu. Bu şartlarda gericiliğin bütün güçleri, devrimci hareketi bastırabilmek için sosyal demokrat önderleri yardıma çağırıyorlardı. Ve bunu başardılar.
Sosyal demokratların bu gerici çizgisine karşı çıkan ve onu reddeden SPD üyesi devrimciler, SPD’den ayrılarak, Lenin’in politik etkisi altında 31.12.1918’de Almanya Komünist Partisi (KPD)’ni kurdular.
Kuruluşundan birkaç gün sonra iki önderini, Karl Liebnecht ve Rosa Luxemburg’u hunharca katleden gericiliğe karşı, bu genç komünist partisi varlığının ilk gününden itibaren büyük bir mücadele vermek zorundaydı.
Almanya’da devrimci durum 1923 yılma kadar devam etti. KPD’nin önderliğinde komünistlerden, sosyal demokratlardan ve partisiz işçilerden oluşan ve 100 bin savaşçıya sahip olan ordu (Ruhrarmee), 1920 yılında Kapp-Cuntası denilen faşist cuntayı yıktı. Ernst Thaelmann’ın önderliğinde Hamburglu işçiler 1923 yılında ayaklandılar. Ama KPD’nin yönetimindeki oportünistlerin ayaklanmayı desteklememeleri üzerine mücadele başarısızlığa uğradı.

Hitler Faşizmi ve KPD
1925 yılında Ernst Thaelmann KPD yönetimine geldi. Thaelmann’ın önderliğindeki parti, Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nden sonra Komünist Enternasyonal’in en güçlü kolu oldu. O, kapitalizmin derin krizinin sürdüğü 30’lu yılların başında işçi sınıfının mücadelesinin en ön saflarında yer alıyordu. 1932 yılında 300.000 üye ve 6 milyon seçmene sahip olan KPD, tekelci burjuvaziye iktidarını yok edecek proleter devrimin büyük tehlikesini gösteriyordu. Ve sermaye faşist diktatörlüğü kurdu. Komünistlerin anti-faşist birleşik cepheyi oluşturmak için giriştikleri bütün çabalar, sağcı SPD yönetiminin bölücü politikası tarafından sekteye uğratıldılar.
Faşizm kara bir bulut gibi Almanya üzerine çöktü. Komünistler mücadeleye devam ettiler; sürekli olarak grevler ve anti-faşist eylemler düzenliyorlardı, aynı zamanda Nazi’lerin emperyalist savaşına karşı amansız bir biçimde mücadele ediyorlardı. 12 yıl süren faşist diktatörlük zamanında, 10 bin KPD görevlisi ile beraber 100.000’in üzerinde komünist Toplama Kamplarında, Gizli Devlet Polisi’nin işkence hanelerinde ve Hitler ordusunun ceza taburlarında hunharca katledildiler.
Hitler Almanya’sının Anti-faşist ittifak’a karşı yenilgisinden sonra birleşik, anti-faşist ve demokratik bir Almanya için verilen mücadele işçi sınıfı hareketinin en ön saflarında yer alan komünistler idi. Ama bu hedefler sadece Doğu Almanya bölümünde başarıya ulaşabildiler. Almanya’nın bu bölümünde KPD ve SPD’nin Marksist-Leninist bir temelde birleşmesi sonucu, Hitler faşizmi tarafından katledilen Ernst Thaelmann’ın mücadele yoldaşı Wilhelm Pieck’in önderliğinde Almanya Sosyalist Birlik Partisi (SED) oluşturulmuştu.

DDR ve BRD’nin Kuruluşu
Almanya’nın batı bölümünde faşizmin eski tabaları, tekelci kapitalistlerin iktidarını elinde tuttuğu Federal Almanya Cumhuriyeti kuruldu.
Doğu Almanya’da SED ve Batı Almanya’da KPD ulusal birlik için, Alman militarizmini yok edecek bir barış anlaşması ve anti-faşist bir düzen için mücadele ettiler.
KPD, savaştan sonra da Federal Almanya’da 1950 yıllarının başına kadar, “Adenauer Rejimini Devrimle Yıkmak İçin” isimli programı ile o, CDU gericilerine karşı işçileri mücadeleye seferber ediyordu.
Gericilik, özel yasalar ile polis katliamları ve yasaklamalar ile KPD’nin mücadelesini ezmeye çalışıyordu. Parti içinde, teslimiyet çizgisini savunan, parti programını değiştirmek isteyen ve partiyi yasaklamak isteyen gericiliğe karşı artık kitle eylemleri örgütlemek istemeyen oportünistlerin etkinliği yayılıyordu.
KPD 1956 yılında burjuvazi tarafından yasaklandı. Oportünistler daha sonradan partiyi kendi revizyonist çizgisine çekmek için bu yasaklanmadan yararlandılar.

Modern Revizyonistlere Karşı Mücadele
Kruşçev, SBKP’nin 20. Kongresinde modern revizyonist, platformu açıkladıktan sonra, buradaki oportünistler de Alman komünistlerin Sosyalist Sovyetler Birliği’ne olan derin sempatisinden yararlanarak parti içinde daha çok güç aldılar.
Partinin yasaklanmasından sonra, çok sayıda parti örgütünün merkez yönetimle olan bütün ilişkileri kesilmişti. Bu durum birkaç yıl devam etti ve KPD’nin zayıflamasına yol açtı. Çok sayıda yoldaş mücadeleden geri çekildi. Parti içinde azınlıkta olan muhalefet, merkezin modern revizyonist çizgisine karşı, KPD’nin devrimci çizgisini savundu. Modern revizyonistler devrimci çizgiyi savunanları partiden ihraç ettiler.
Dünya komünist hareketi içindeki karşı devrimcilerle çatışmalar ilk olarak 1963 yılında su yüzüne çıkmaya başladı. Arnavut Komünistlerin ve o dönemdeki Çin Komünistlerinin (sözde komünist) modern revizyonistlere karşı yürüttükleri mücadele ortaya çıkmıştı. Aynı yıl içinde Arnavutluk Emek Partisi ve Çin Komünist Partisi Almanca olarak da propaganda materyalleri yayınlamaya başladılar. Proletaryanın bu enternasyonal yardımı, Alman Marksist-Leninistlerine yeni bir güç verdi.

1966 yılından sonra sınıf mücadelesi gelişti

Batı Alman emperyalizmi 12 yıl sonra ilk olarak derin bir ekonomik bunalımın içine düştü. Bu bunalım sonucu 1966-1967 yıllarında büyük bir işsizlik meydana geldi ve maden işçileri kitlesel yürüyüşlere gittiler.
Emperyalizme karşı, özellikle de ABD emperyalizminin Çin Hindi ülkelerini işgal etmesine ve İran’da faşist Şah rejimini desteklemesine karşı, gençlik kitleleri içinde güçlü politik bir hareket yayılıyordu. Özellikle üniversiteli gençlik içinde gelişen bu hareket, giderek, yeniden oluşan ve Amerikan emperyalizminin işgalci politikasını kayıtsız şartsız destekleyen Batı Alman emperyalizmine karşı da yöneliyordu.
Komünistler, KPD’nin modern revizyonist yönetimi ile kendi aralarına kesin bir çizgi çekerek, parti içindeki muhalefeti; gerçek komünistleri birleştirmeye başladılar. Bu sıralarda yayın hayatına başlayan “Roter Morgen” çeşitli Marksist-Leninist gruplar için politik bir yayın organı olarak hizmet ediyordu.

KPD/ML’in Kuruluşu
Batı Alman tekelci burjuvazisi gelişen sınıf mücadelemi başka yöntemlerle engelleyemeyeceğini anlayınca, revizyonistlere legal örgütlenmeleri için izin verdi. Onlar modern revizyonist Alman Komünist Partisi’ni (DKP) kurdular. Modern revizyonist DKP’nin karşı devrimci programını eleştiren komünistler, Marksizm-Leninizm’i ve şanlı KPD’nin devrimci mirasını savundular. Gerçek komünistler 1968’in sonu ve 1969’un başlarında KPD’nin kuruluşundan 50 yıl sonra, partiyi yeniden kurdular. Parti, kendi devrimci ilkelerini, revizyonistler tarafından yıkıma uğrayan eski partiden ayırmak için KPD (Marksist-Leninist) ismini aldı. Yoldaş Ernst Aust’un yönetiminde, partinin kuruluşuna belirleyici katkıları olan “Roter Morgen”, KPD/ML’in merkez yayın organı oldu.

KPD/ML Batı Almanya çapında inşa edildi
1969 yılı ilkbaharında parti, bütün Federal Almanya çapında ve Batı Berlin’de örgütlendi. Aynı dönemlerde yine KPD/ML’in gençlik örgütü “Roten Garde” grupları bir çok bölgede örgütlendi. Merkez Yayın Organı “Roter Morgen”in yanı sıra, teorik yayını organı “Revolutionären Weg” (Devrimci Yol-KPD-ML’in ilk teorik yayın organının adı) de çıkarmaya başladı.
Belirleyici gelişme 1969 yılı Sonbaharında meydana geldi. KPD/ML, kuruluşuyla beraber işçi sınıfının öncü gücü olduğunu savundu ve bunu pratiğe uyguladı. 1963 yılındaki demir-çelik işçilerinin grevinden sonra meydana gelen grevlerin en büyüğü olan ve demir, çelik, maden ve otomobil sanayisinde çalışan işçileri kapsayan bu büyük grev dalgası; Ruhr bölgesinden başlayarak, Batı Almanya’nın bütün eyaletlerine yayıldı. Bu grevlerin en önemli yönü, işçilerin sendika ağalarının isteklerine karış çıkışı ve hayat pahalılığına karşın, ücretlerin gerçekten artırılması idi.
Komünistler ve onların henüz genç olan partisi, grevler devam ettiği sırada işçilerle dayanışmayı örgütlemek için bütün güçlerini seferber ettiler ve büyük bir faaliyeti yaygınlaştırdılar.
Bu yaygın grevlerin sona ermesinden sonra Federal Parlamento Seçimleri yapıldı. Partimiz, bu fırsattan yararlanarak, mücadele içinde edinmiş olduğu tecrübeleri ile devrim ve sosyalizm için, seçimleri boykot için büyük bir propagandaya girişti. Bu propaganda partiyi örgütsel ve ideolojik olarak daha da geliştirdi, güçlendirdi.

Sağ Oportünizme Karşı Mücadele
Bu ve aynı zaman içinde gelişen üniversiteli gençliğin mücadelesi sonucu; bu eyleme önderlik etmiş pek çok kişi partiye girmek istiyordu. Ama bir başka amaçla; KPD/ML’i proleter devrimci bir parti olmaktan çıkarıp Marksizm-Leninizm’in “teorisinin yapıldığı” küçük bir burjuva kulübüne dönüştürmek istiyorlardı.
Ekonomizmi savunan sağ oportünist güçler, bu anti-Marksist akıma karşı parti içinde yaygınlaşan mücadeleyi; Marksizm-Leninizm’e saldırmak için bir araç olarak kullandılar. Bir taraftan karşı devrimin saldırılarına karşı mücadele ve diğer taraftan parti içinde oportünistlere karşı mücadele. Ama uzun süreli ve kararlı bir mücadele sonunda Parti içindeki bu anti-Marksist akımlar tecrit edildi ve parti içindeki birlik yeniden sağlanmış oldu. İki yıl süren bir mücadele sonunda oportünist şefler tecrit edildi ve onların peşinden giden iyi niyetli devrimciler yeniden mücadele saflarına; partiye kazanıldı.
KPD/ML, 1970 yılı boyunca emekçileri sosyal ve ekonomik alanda, işçi mahallelerinde gelişen mücadelelerine katıldı. DGB sendikaları içinde işçi sınıfının çıkarları için sendika ağalarına karşı mücadeleyi yaygınlaştırdı.
Parti, ayrıca 1970 yılının son yarısında Parlamento’da yapılan üçkâğıtçılığa karşı; parlamenterlerin alınıp satılmasına karşı geniş bir kampanya yürüttü, diğer ülkelerin komünistleri ve anti-faşistleri ile beraber ortak eylemler örgütledi.

KPD/ML başından itibaren Stalin’i savundu

1971 ve 1974 yılları arasındaki dönemde; aylık olarak yayınlanan merkez yayın organı “Roter Morgen” haftada bir defa çıkmaya başladı, parti örgütlerinin sayısı arttı ve parti hücrelerinin sayısı 100’ün üzerine çıktı. KPD/ML gençlik örgütü “Roten Garde” gelişti ve grup sayıları gittikçe fazlalaştı.
KPD/ML kuruluşundan itibaren işçi sınıf içindeki örgütlenmeye her zaman büyük bir önem verdi. Fabrikalarda çok sayıda parti hücresinin örgütlenmesiyle beraber, partinin işçi sınıfı hareketi ve sendikalar içindeki etki alam genişledi ve çalışmaları hızlandı. Fabrika hücrelerinin işyeri için çıkardıkları gazete sayıları gittikçe fazlalaştı.
Partimiz merkez komitesinin aldığı bir karar üzerine 1971-1974 yılları arasında Federal Almanya Cumhuriyeti’nde ilk olarak J. W. Stalin’in bütün eserleri cilt halinde yayınlandı. KPD/ML başından itibaren J. W. Stalin’i sadece modern revizyonistlerin ve gericiliğin karşısında savunmadı, aynı zamanda onu her zaman olduğu gibi Marksizm-Leninizm’in bir ustası ve dünya proletaryasının büyük bir öğretmeni ve önderi olarak gördü ve andı.

Gericiliğin yasak zinciri kırıldı
Sınıf mücadelesinin gittikçe keskinleştiği 1973 yılında gericilik 1 Mayıs miting ve yürüyüşlerini Nordrhein-Westfalen Eyaletinde yasakladı. Ama ülkemiz komünistleri burjuvazinin bu yasak kararma boyun eğmediler. KPD/ML’in Dortmund şehrinde organize ettiği illegal yürüyüşe 500 kişi katıldı ve gericiliğin yasak zinciri kırıldı. 1972 yılında Münih Olimpiyatları dolayısıyla KPD-ML, emperyalistlerin barış üzerine yaptıkları demagojilerine ve emperyalist savaşa karşı büyük ve mücadeleci bir yürüyüş düzenledi. 6000 kişinin katıldığı bu eylemin büyük bölümünü gençlik kesimi tarafından oluşmaktaydı. Bu eylem sırasında polisin anti-faşistleri ve komünistleri engellemek için giriştiği bütün saldırılar boşa çıkartıldı ve eylem başarıyla sonuçlandı.
Özellikle 1974 yılında; kapitalizmin krizinin 1964 yılından sonra Batı Almanya’da ikinci kez derinleşmesiyle beraber, tekelci burjuvazinin gericilik ve faşizm yönündeki çizgisi de güçlendi. Birkaç aylık kısa bir süre içinde pek çok emekçi polisin gittikçe artan ve vahşileşen terörüne kurban gitti. Haziran 1974’te yoldaşımız GÜNTHER ROUTHÎER polisin adi bir saldırısı sonucu katledildi.
Burjuva devleti, partimizin polis terörüne karşı açtığı büyük kampanyaya karşı dizginsiz bir saldırıya ve takibe geçti. KPD-ML’nin üyelerine ve sempatizanlarına karşı yüzlerce dava açıldı. Roter Morgen’ın onlarca sayısı hakkında yasaklanma kararı alındı ve parti yönetiminde yer alan yoldaşlar hakkında açılan davalar birbirini takip etti.

“Almanya Kızıl Yardım” örgütü kuruldu
1974 yılında gericiliğin ve onun polisinin estirdiği terör sadece komünistlere karşı yönelmiyordu. Bu terör aynı zamanda geniş ölçüde ülkemizdeki anti-faşist ve anti-emperyalist güçlere karşı da yöneliyordu. Pek çok komünistin ve anti-faşistin bu saldırılar sonucu tutuklanmasıyla beraber, tutukluları desteklemek amacıyla ülkede “Kızıl Yardım” (Roten Hilfe) kampanyası başlatıldı. KPD/ML üyesi yoldaşlar bu kampanya içinde büyük bir çaba gösterdiler ve mücadele ettiler. Bu çabalarının ve mücadelenin bir sonucu olarak “Alman Kızıl Yardım” (Roten-Hilfe Deutschlands) örgütü kuruldu.
Komünist gençlik örgütünü yönetmenin ve Almanya Kızıl Yardım’ını desteklemenin yanı sıra komünistler, Batı Almanya devrimcilerinin birliğini daha da pekiştiren Sosyalist Arnavutluk ile dostluk derneğinin çalışmalarını da destekliyorlardı

KPD/ML’nin DDR Kolu Kuruldu
Partimiz 1975 yılında yapılan işyeri işçi temsilciliği seçimlerine kızıl listelerle katıldı ve bu listeler büyük başarı sağladı. Aynı yıl içinde yapılan “Roten Garde” kongresi, partimizin geniş gençlik kitlelerini seferber etmesine yardımcı oldu. Gerek işçi temsilciliği seçimleri ve gerekse de partimizin gençlik örgütü “Roten Garde” kongresi KPD/ML’yi güçlendirdi ve gelişmesini ilerletti. 13 Ceza Hukuku Yasası’nın değiştirilmesine (Devrimci yayın organlarını ve kitapları kısıtlayan yasa değişikliği) karşı, Basklı ve İspanyalı devrimcilerin ve yoldaşların Franko faşistleri tarafından katledilmesine karşı açılan iki büyük anti-faşist kampanya, faaliyetlerimizi toparladı. KPD/ML bu eylemlerde de çok sayıda ilerici ve demokrat insanı seferber etti ve kararlı bir mücadele verdi.
1976 yılı başlarında Demokratik Alman Cumhuriyeti’nde de KPD-ML kuruldu. Partimiz bu tarihten itibaren bütün Almanya çapında mücadele ediyor! Ve aynı yılın sonunda KPD/ML’nin üçüncü kurultayı yapıldı. Bu kurultayda bağımsız, birlik ve sosyalist bir Almanya için hazırlanmış parti programı onaylandı. Partimizin kurultayı, birçok komünist partisinin katıldığı büyük bir enternasyonal toplantıyla kapandı. Bu toplantı, Çin’deki yeni iktidar sahiplerine karşı mücadelenin ilan edildiği önemli bir olay oldu.

Maoizm’e Karşı Mücadele
Maoizm’in etkisini parti içinde zararlı olduğu her gün daha iyi bir biçimde açığa çıkıyordu. Mao’yu dünya proletaryasının bir öğretmeni olarak gören parti, sadece Çin politikası tarafından değil, aynı zamanda Maoizm’in etkisinin parti içinde olduğu gibi, partinin mücadelesinde de zararlı ve sekter eğilimlere yol açtığını kabul etmek zorunda kaldı.
Partiyi bu etkilenmeden kurtarmak için; özellikle de Maoizm’den ve ona bağlı küçük burjuva akımdan -ki bu parti yönetiminde de vardı- kaynaklanan etkilenmelerden arındırmak için, yapılan uzun tartışmalardan sonra, 4. parti kurultayı yapıldı.

Devrimci Sendika Muhalefeti (RGO) Kuruldu

Bu kurultay partimizin yaşamında ve mücadelesinde çok önemli bir rol oynadı. Maoizm eleştirildi ve Parti özeleştirisini verdi. KPD/ML, Devrimci Sendika Muhalefeti’nin oluşturulması için bütün gücüyle mücadele etti ve RGO’nun 1978 yılı işyeri işçi temsilciliği seçimlerindeki başarısında büyük katkısı oldu. Politik çalışmalarımızın düzeltilmesinde ileri bir adım olan KPD/ML eylem programı, Partinin mücadele tarihinde önemli bir yıl olan 1978 yılında onaylandı.

Halk Cephesi Kuruldu
4.Parti Kurultayında alınan sonuçlar farklı yankılarla karşılaştı. Partili yoldaşların büyük çoğunluğu alınan sonuçları coşkuyla karşılayıp, selamladığı sırada, bir bölümü partinin sekter etkilenmeleri aşmasından, mücadele taktiklerini genişletmesinden ve sınıf mücadelesi içinde daha etkili bir biçimde yer almasından yana değildi. Bu unsurların birçoğu partiyi terk etti. Ama Partimiz bir bütün olarak faaliyetlerini genişletti, mücadeleyi hızlandırdı.
1979 yılında yapılan işyeri sendika seçimlerinde Devrimci Sendika Muhalefeti (RGO) büyük bir başarı kazandı. Bu seçimlerde partili yoldaşlar RGO’lu bir gerici olan Strauss’un Federal Parlamento seçimlerindeki provokatif başbakanlık adaylığı, büyük ve önemli bir gelişmeye yol açtı: Ekim 1979’da partiler üstü, anti-faşist bir kitle örgütü olarak HALK CEPHESİ kuruldu. KPD, Halk Cephesi’nin kuruluşunu ve mücadelesini kararlı bir şekilde destekledi.
KPD/ML, çeşitli oportünist grupların dağılması sonucu geçen sene yeniden zengin bir geleneğe sahip olan KPD ismini aldı. Bugün KPD çelikten bir kadrosuyla, işçi sınıfı hareketi içinde aldığı sağlam pozisyonlarla ve Marksist-Leninist ilkelerle donanmış olarak, gelecekteki görevleri için hazır bulunmaktadır.

KPD bütün önemli cephelerde mücadele ediyor
KPD’nin, Halk Cephesi ve Devrimci Sendika Muhalefeti gibi önemli ve gelişen kitle örgütleri içindeki etkisi, bu cephelerdeki mücadelenin gelişip güçlenmesi için bir silahtır. Partimiz, bugün “Özgür Köylü Hareketi” (Freies Landvolk) içindeki etkisiyle, gelişen köylü hareketine de kol atacak durumdadır.

Mayıs 1989

Özgürlük Dünyası 2022

Yukarı ↑