20. yüzyılın en önemli edebiyatçıları arasında yer alan ve sosyalist gerçekçi edebiyatın yaratıcısı olan MAKSİM GORKİY’nin 30 ciltlik toplu yapıtları, başta SSCB olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde defalarca yayınlanırken, ülkemizde ancak 1935 yılından sonra düzenli bir şekilde yayınlanmıştır.
Bugüne kadar eserlerinin neredeyse tümü (Klim Samgin’in Yaşamı hariç) birçok yayınevi tarafından defalarca basılmasına karşın, bu eserlerin önemli bir kısmı Rusça aslından olmayıp farklı dillerden çevrilerek hazırlanmıştır.
Birinci cilt, “Klim Samgin’in Hayatı Kırkyıl” adıyla 1970’lerin ortalarında Fransızcadan Türkçeye çevrilmiş, fakat bilinmeyen nedenlerden dolayı devamı getirilmemiştir.
Gorkiy’nin bu son eseri, Rus kapitalizminin ortaya çıkmaya başladığı dönemdeki küçük burjuva Rus aydınının “kişilik parçalanması”nın, “insanın düşünsel yoksullaşmasının önüne geçilemez süreci”nin anlatımıdır. Devrim öncesi kırk yıllık süreçteki tarihsel olaylar, aşırı bireyci Klim Samgin’in bakış açısıyla ele alınır.
Romanda, dönemin barometresi sayılan toplumdaki siyasal kamplaşmaları ve sınıf bilinci gelişimini çok kesin olarak yansıtan orta sınıf Rus aydın kesimine özel bir yer verilir.
Roman, Rus kapitalizminin ortaya çıkmaya başladığı*, keskin çatışma ve çelişkilere gidişin, iki sınıfın kılıçlarını çekip büyük hesaplaşmaya doğru adımlarını attığı tarihle başlıyor. Gorkiy’nin romanı başlattığı tarih bir tesadüf değil bilinçli bir seçimdir, çünkü tarih sahnesine çıkan iki sınıfın karşı karşıya gelişi ve bu hesaplaşmada kimden yana saf tutacağını bilemeyen ara kesimlerin içine sürüklendikleri açmazların, kararsızlıkların da tarihidir.
Romanın baş kahramanı Klim Samgin görünse ve olaylar onun bakış açısıyla anlatılsa da, romanın asıl kahramanı ve merkezde olan, Rus halkıdır. Gorkiy, Klim’i gerçek olayların çevresinde döndürürken, bu kararsız, kaypak küçük burjuva Rus aydının ruh haliyle de alay eder.
Gorkiy, Klim Samgin’in şahsında, bir salon liberalinin, kendini partilerüstü gören bir aydının ve yükselen mücadele karşısında devrimci değişime uğramış halktan korkan ve olayları izlemekle yetinen bir küçük burjuvanın tasvirini yapmaktadır. Bu betimlemeyi yaparken, bir taraftan kahramanıyla alay eder, diğer taraftan da onun devrimci hareket karşısında nasıl bir paspasa döndüğünü anlatır. Çünkü sınıf mücadelesi, iki karşıt sınıfın hesaplaşma anı yaklaştığında tarafsızları taraflı olmaya doğru zorlarken, ortada duranları paspasa çevirip bir kemik yığını haline getirmekten asla geri durmaz.
Gorkiy, Çarlık Rusya’sında yönetimin uyguladığı vahşeti, yine küçük burjuva Klim Samgin’in başına gelenlerle çok yalın bir şekilde izah eder. Romanın kahramanı bir salon liberalidir, ancak Çarlık Rusya’sında, devrimci hareketin yükseldiği Moskova’da seyirciye yer yoktur ve salon liberallerine bile iyi gözle bakılmaz, defalarca polisle karşı karşıya gelir, dayak yer, kurşunlardan kaçar… Başına gelen bu olaylardan etkilenen Klim, hareketin çekim gücüne dayanamayıp kendini olayların içinde bulsa da, bir küçük burjuva aydın olmaktan öteye gidemez.
Gorkiy’nin çizdiği portre, aslında Ruslara özgü, o coğrafyaya ait bir kişilik özelliği değildir. Sınıf çatışmalarının keskinleşmeye doğru evrildiği bütün ülkelerde görülen ve her an karşımıza çıkabilecek bir tiptir Samgin. Kararsızdır, nerede saf tutacağını, kiminle birlikte olacağını bilemez. Kaypaktır… küçük burjuva aydın kişiliğinin en rafine örneklerinden birisidir.
Bu 4 ciltlik eser, Lunaçarskiy’nin tanımıyla,“çağın hareketli bir panoramasıydı”. Gorkiy, çağın keskin ideolojik-sosyal mücadelesini temel aldığı “Klim Samgin’in Yaşamı”nda, narodnikliği, liberal aydınları, dönek devrimcileri şiddetle eleştirirken, emperyalistlerin vahşi ideolojisinin maskesini de indiriyor.
Yayınevimiz, ülkemizin ve dünya edebiyatının toplumcu gerçekçi öncülerinin unutturulmak istenen ya da yarım bırakılmış eserlerini yayıma hazırlamayı temel görevlerinden biri saymaktadır.
“Klim Samgin’in Yaşamı 40 yıl” gibi 4 ciltlik kapsamlı bir kitabı, ilk kez Rusça aslından çevirip yayıma hazırlamak, 4 yılı aşkın bir zamanı kapsadı. Toplam 2400 sayfalık nehir roman, uzun ve zor bir çalışmanın sonucunda Türkçeye kazandırıldı ve okurla buluştu. Gorkiy’nin bu yapıtı, yazarın en son çalışmasıdır** ve dünyanın en uzun romanı unvanını almıştır.
Gorkiy’nin bu önemli epik romanı, içerdiği kahramanların, olayların ve toplumsal-felsefi tartışmaların renkliliğiyle, yayınlandığı ülkelerde olduğu gibi, kuşkusuz ülkemizde de uzun süre tartışılacak bir yapıt olma özelliği taşımaktadır.
Sadece yabancı dillerden okuma şansına ulaşmış “dar bir kesimden” sonra, en geniş okur kitlesini bu önemli eserle buluşturmanın sorumluluğunu ve böylesine önemli bir yapıtı 80 yıl sonra Rusça aslından ilk kez dilimize kazandırıp, 1917 Ekim Devrimi’nin 90. yıldönümünde okuyucuyla buluşturmuş olmanın heyecanını yaşıyoruz.
* 1866-1890 yılları arasında sanayide yüzde elli artışın olduğu dönem.
** Romanın bitiş tarihi (1936) Gorkiy’nin ölümüyle aynı tarihe rastlar. Bu nedenle Gorkiy’in içerik açısından en çok tartışma yaratan Klim Samgin’in Yaşamı’na “bitmemiş – bitirilememiş” roman tanımı da yapılmıştır.