Bu yıl gerçekleştireceğimiz gençlik kampının teması “kriz kapitalizmin, gelecek bizimdir” şeklinde açıklandı.
Kamp, 22–30 Ağustos 2009 tarihleri arasında Balıkesir-Gönen’de bulunan Birleşik Metal İş Sendikası’na ait Kemal Türkler tesislerinde gerçekleştirilecek.
Burjuvazinin, sosyalizmin geçici yenilgisi ve Sovyetler Birliği’nin dağılması ile şımarık çocuk edasıyla ilan ettiği ‘refah dolu, krizsiz, savaşsız dünya’ masalının kofluğu patlak veren ekonomik kriz ile birlikte bir kez daha apaçık ortaya serildi.
“Küreselleşen dünya” ve “serbest piyasa ekonomisi” tarafından kutsanmış burjuva ideologların “savaşların yaşanmadığı, uyum içinde ve bolluk dolu dünya” argümanlarının, ileri sürülmelerinin hemen ardından yaşanan, emperyalist güçlerin pazar ve etki alanı mücadeleleriyle, savaşlarla ve dünya emekçilerin kazanılmış haklarına dönük saldırılarıyla ‘ölü doğduğu’ ve gevezelikten ibaret olduğu kısa süre içinde görüldü.
Kitlesel işten atmaların yaşandığı, milyonlarca işçinin işsiz kaldığı, çalışmaya devam edenlerin çok daha zor koşullarda çalıştığı, her geçen gün yoksulluğun ve açlığın artığı günümüz ‘yeni dünyası’; bugün, gençlere gelecek, iş veya eğitim sunmaktan uzak… Kriz, kapitalizmin dökülmekte olan parıltılı ambalajlarını paramparça etti!
Hâlihazırda milyonlarca genç işsizin olduğu ülkede, krizle birlikte işten atılanlar da eklendiğinde, devasa bir işsizlik tablosu çıkıyor ortaya.
Sendikasız-sigortasız çalışmanın dayatıldığı, çıkarılan yasalarla her türlü sosyal hakkın budandığı ve milyonlarca gencin geleceğinin ipotek altına alındığı; liselerde katkı paralarıyla eğitimin yükünün emekçi ailelere ve gençlere yıkıldığı, elemeci sınavlarla üniversite kapılarının gençlerin yüzüne kapandığı, okul giderlerinin, kantin fiyatlarının tavana vurduğu; üniversitelerde burslara el konulduğu, harçların zamlandığı, ulaşım, barınma gibi temel ihtiyaçların üniversitelilerce karşılanamaz hale geldiği karanlık bir tablo bu.
Krizin etkileriyle işsizlik ve yoksulluğun her geçen gün arttığı, geleceksizliğin geniş gençlik yığınlarını huzursuz ettiği, eğitimin piyasaya endeksli içeriği ve ‘gelecek kurgusuyla’ neredeyse hiçbir genci tatmin etmediği ülkede; krizin etkilerine karşı mücadelenin fabrikalarda, okullarda ve semtlerde adımlarının atıldığı görülse de, talepler ve sorunlar etrafında gelişen birleşik bir gençlik mücadelesinin gereken düzeyde olmadığı biliniyor. Gençlik Bulaşmamız, kapitalist krizin etkilerine karşı biriken öfkenin örgütlenmesi ve birleştirilmesi için önemli bir platformdur.
GEÇMİŞ DENEYİMLER VE 2009
2009 Gençlik Buluşması; kapitalist krizin etkilerine karşı iş ve gelecek talebinin, bireyciliğe karşı kolektivizmin, eğitimin özelleştirilmesine ve piyasaya devredilmesine karşı parasız eğitim hakkının, ders müfredatlarına doldurulan Ortaçağ Skolâstik düşüncesini aratmayan safsatalara karşı bilimin savunulduğu; iş, eğitim, gelecek talebini hayatın her alanında örgütlemenin ve geniş gençlik yığınlarına mal etmenin bir olanağı olarak görüldüğünde gerçek anlamını bulmuş olacak.
Daha önce gerçekleştirilen birçok kampın ortaya çıkardığı çeşitli deneyimler var. Bunlardan en önemlisi, 1998’de gerçekleştirilen Dünya Gençlerinin Bergama Buluşması. Tüm kamplar çeşitli deneyimler bıraksa da, Bergama kampının önümüzdeki kampın ele alınışında örnek alınması ve ders çıkarılması gereken birçok yönü bulunmakta. Siyanürlü altına karşı Bergama köylülerinin giriştiği mücadeleyle birleşmesi ve bu yönüyle özgün bir örnek oluşu bir yana bırakılırsa, kampa katılan ve kampı örgütleyen gençlerin hayatın her alanından kendi tartışmalarını, sorunlarını, sosyal-kültürel çalışmalarını vs. kampa taşımaları, Bergama kampının hem zenginliğini hem de kitleselliğini veren önemli bir özelliği olarak görülmeli.
Son yıllarda gerçekleştirilen birkaç kampın kitlesellik ve içerik bakımından düzeyinin düşük olması, 2009 Gençlik Buluşması’nın güçlü geçmesi açısından tartışmaya değer sonuçlar ortaya koyuyor.
Kampların Emek Gençliği’nin platformuna uygun şekilde ele alınması, yani; öğrenci örgütleri, kol ve kulüpler, öğrenci konseyleri, gençlik dernekleri, yöre dernekleri vb. gençliğin öz örgütlerinin kampın örgütlenmesinde ve içeriğinin belirlenmesinde inisiyatif alarak çalışmaya dâhil edilmesi büyük önem taşıyor.
Kampın; Emek Gençleri’nin ve yakın çevre ilişkilerinin katıldığı bir buluşma olmaktan çıkması böyle mümkün olacaktır. Kamp çalışmasını; yaz ayları geldiğinde ve rutin bir periyot içinde ele almaktansa, krizle beraber artan işsizliğe, yoksulluğa karşı politik bir çalışma ve olanak olarak değerlendirmek gerekmektedir. Kamp süresi yaklaştığında başlanan ve kampa az çok bir katılım sağlamaya dönük bir çalışmanın, gerek kamp gerekse de kamp sonrası için çalışmamız bakımından çok fazla şey biriktirmediği ve böyle ele alındığında kampımızın kitlesellikten uzak olacağı anlaşılacaktır.
Kampımız ve kampımızın teması, hayatın her alanında gençliğin sorunlarına, taleplerine, özlemlerine uyarlanabilecek bir kapsayıcılığa sahiptir. Örneğin geçtiğimiz aylarda gerçekleştirilen İktisat ve Sosyoloji kongreleri krizin ciddi biçimde tartışıldığı ve krize ilişkin birçok sunumun gerçekleştirildiği çalışmalar olmuştur. Ancak, kampımızın teması tam da İktisat kongresi vb. kongrelerin tartışmalarına denk düşse de, kampımız, bu ve bunun gibi çeşitli etkinliklerde gereken biçimde işlenmemiştir. Bu örnek, son yıllarda gerçekleştirdiğimiz kampların zayıflık nedenlerinden birini işret etmesiyle önemlidir. Bugün hala çeşitli kongreleri oluşturan bileşimle ilişkilerimiz bulunmaktadır. Yine önümüzdeki aylarda çeşitli öğrenci kongreleri gerçekleşecektir. O halde; çeşitli kongre ve etkinliklerde yer alan binlerce gençle beraber kampımızı örgütlemek için önümüzde hiçbir engel yoktur. Kaldı ki bu kongreler geçliğin kitlesel olarak birleştiği, sorguladığı, ürettiği bu tarz faaliyetlerden yalnızca biridir.
Kampa; katılacak sanatçıların, yapılacak atölye ve panellerin, programın önceden hazır olduğu bir sekiz gün gibi bakmaktansa; kampa hazırlanırken edebiyat, müzik vs. atölyeler oluşturmak, atölyelerde kampın programına katkı sunmak için çalışmalar yapmak, etrafımızdaki çeşitli gençlik grupları (müzik, tiyatro toplulukları, kollar, kulüpler vs.) ile bu sayede ilişkiler geliştirmek kampımızın kitlesel geçmesinin de garantisi olacaktır.
Krizden etkilenmeyen, krizin sonuçlarını tartışmayan, gelecek kaygısı duymayan genç var mıdır? İşte, kamp çalışmamızın genişliğini ve içeriğini belirleyecek olan, bu sorunun cevabıdır.
Kamp çalışmalarını yürütmek üzere her il ve ilçede kamp komiteleri oluşturulabilir ve bu çoğu bakımdan gereklidir. Ancak kamp komitesi veya ‘kamptan sorumlu’ biri olsun ya da olmasın, diyelim ki; krizle birlikte işten çıkarılmış üniversite öğrencileriyle, kahveleri dolduran işsiz gençlerle, katkı paralarıyla boğuşan liselilerle kampımızı tartışmak, hedeflerimiz anlatmak, materyallerimizi götürmek esas olandır.
Kampımıza, her yıl olduğu gibi, bu yıl da, tanınan müzik grupları, tiyatro sanatçıları, yazar ve şairler katılacaktır. Elbette bu, kampımızın çeşitli gençlik çevrelerinde daha çok ilgi ve merak uyandırmasını sağlayacaktır. Bu yıl halk televizyonunun da etkisiyle kampımıza aydın ve sanatçı katılımının ortalamanın üstünde olacağına dair işaretlerde vardır. Ancak tüm Emek Gençliği örgütlerinin kampa kendi programını oluşturarak gelmesi ve bu programı oluştururken, örneğin; atölyeler kurarak, etkinlikler düzenleyerek onlarca gençle yüz yüze gelmesi daha önemli ve başat olandır.
Kamp çalışmamız için her ile ve ilçeye gönderilmek üzere kamp tanıtım videoları, geçtiğimiz kampları ve yapacağımız kampı anlatan kamp dosyaları hazırlanmaktadır. Binlerce afiş ve broşür ise dağıtılmıştır. Bu yıl kampımızı çok zengin bir tanıtım yaparak örgütlemek için çok büyük imkânlar mevcuttur. Kamp için düzenlenen etkinliklerin, yürütülen tartışmaların halk televizyonunda ve gazetede yer alması, kamp çalışmamızı zenginleştirecek örneklerin çabucak çeşitli biçimlerde gerçekleştirilmesini sağlayacaktır.
SONUÇ OLARAK
Gençlik buluşmamızın bu yıl Birleşik Metal İş’e bağlı Kemal Türkler Tesisleri’nde gerçekleştirilmesi, krizin etkilerinin her geçen gün derinleştiği bir dönemde başka bir anlam taşımaktadır. Kemal Türkler, işçi sınıfının mücadeleci önderlerinden bir tanesidir. Kampımız genç işçilerin, geleceğini işçi sınıfının geleceğine bağlamış genç aydınların, üniversitelilerin, liselilerin; kapitalizme ve kapitalist krizin etkilerine karşı mücadelesinde büyük bir anlam ve önem taşımaktadır. Kampımızı içerik bakımından zengin ve mümkün olabildiğince kitlesel gerçekleştirebilmek bizim elimizdedir!
22–30 Ağustos’ta Balıkesir-Gönen’de “kriz kapitalizmin, gelecek bizimdir” diye haykırmak için; iş, eğitim, bilim ve özgürlük için; kendi geleceğimizi örgütlemek için harekete geçelim!