Uluslararası Af Örgütü Türkiye Sorumlusu Helmut Oberdiek: Türkiye’de İnsan Hakları, Korku Psikolojisi ve İşkencelerle İhlal Ediliyor

Uluslararası Af Örgütü, 10 Aralık 1988 İnsan Hakları Günü’nde Türkiye’ye karşı bir kampanya başlattı. Bu kampanyaya neden olarak, Türkiye’de sivil yönetimin, insan hakları ihlalleri konusunda, yönetimi devraldığı askeri yönetimden esasta farklı olmayan bir icraat içinde bulunması gösterildi. Bu kampanya dolayısıyla İngiltere’den arkadaşımız Sedat K. BİLEN’in Helmut OBERDİEK’e yönelttiği soruları ve yanıtlarını yayınlıyoruz.
(Helmut Oberdiek INTERNATIONAL SECRETTARIAT 1 Easton Street London WC1X 8DJ İNGİLTERE)

ÖZGÜRLÜK: Bu yılki 10 Aralık insan haklan gününde Türkiye ne durumdadır? AF Örgütünün bakış açısı nedir?
H. OBERDİEK: 10 Aralık 1988’de Uluslararası Af Örgütü’nün tüzüğünde yazan tüm insan haklan ihlalleri aynı şekilde geçerlidir. Yani herhangi bir şiddet eylemine karışmamış ya da şiddet eylemini savunmamış yüzlerce düşünce suçlusu halen cezaevlerinde yatmaktadır. Binlerce siyasi tutuklu ve hükümlü yıllardır cezaevlerindedir. Askeri mahkemelerde ya da DGM’de süren ya da bitmiş davalardaki yargılamalarda uluslararası minimum standartlar çiğnenmiş ve çiğnenmektedir. Bu yargılamalarda dikkati çeken en önemli husus, işkence altında alınmış ifadelerin delil olarak kabul edilmesidir. Zaten işkence dendiği zaman Türkiye’nin yıllardır devam eden en önemli sorununa temas etmiş bulunuyoruz. Siyasi suç zanlısı olarak karakollara düşen herkes işkence görüyor ya da işkence tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. Sivil hükümetin işbaşına gelmesinden 5 yıl sonra işkence altında yaşamlarını yitiren insanların öyküleri kuruluşumuza ulaşmaktadır. Ekim 1984′ ten bu yana hiç kimsenin idam kararı infaz edilmemiş olmasına rağmen idamlar henüz gündemden kalkmamıştır. Bundan yaklaşık bir ay önce TBMM Adalet komisyonu başkanı Alpaslan Pehlivanlı bir demecinde “Bazı azılı teröristlerin idam edilmesi gerektiği” görüşünü savundu. Şu anda Meclis ve Cumhurbaşkanının kararını bekleyen 200’den fazla insan, arasında nasıl bir seçim yapılacağı ve sonuçta yaşayıp-yaşayamayacağı belli olmayan 200’den fazla insan Türkiye cezaevlerinde bulunuyor ve bekliyor. İnsan hakları, korku psikolojisi ve işkencelerle ihlal ediliyor. İnsan hakları gününde Türkiye’nin yaşadığı koşulları böyle özetleyebiliriz.

ÖZGÜRLÜK: “12 Eylül yargılanmalıdır” adı altında bir kampanya var. Sizce Eylül yargılanmalı mı? Bu kampanya hakkında ne düşünüyorsunuz?
H. OBERDİEK: Uluslararası Af Örgütü politik tavır almayan bir kuruluştur. Bağımsız, tarafsız ve partiler-üstü, hükümetler üstü bir yol izliyor. Rejimler hakkında belirli bir tercih bundan dolayı mümkün değil, ancak insan hakları belirli bir hükümet ya da olağanüstü bir rejim döneminde ihlal edilmişse bu hükümetleri veya rejimleri bundan sorumlu tutar. Örneğin ortaya bir işkence iddiası atılmışsa bunun tarafsız olarak araştırılmasını ve sonuçlarının kamuoyuna açıklanmasını hükümetten ister. Bu konuda geçmişte Türkiye’yi yönetenlerin çok ciddi önlem almadıkları görülüyor. Dolayısıyla uzun yılların geçmiş olmasına rağmen birçok işkence olayının ve bu arada işkence altında ölüm olaylarının tarafsız bir şekilde araştırılması şart.

ÖZGÜRLÜK: Eylül öncesi ve sonrasında basın “suçundan” tutuklanan, yüzlerce yıl hapis cezası verilen insanlar hakkında ne gibi girişimleriniz oldu? Cezaevlerindeki yazı işleri müdürlerinin özgür olmaları için Af Örgütü’nün herhangi bir çalışması var mıdır ya da olacak mıdır?
H. OBERDİEK: Bu gazeteciler ve yazı işleri müdürleri Türkiye’de en ağır ceza alanlar arasındadır. Bunların 12 Eylül 80 öncesi ve son yıllarda tekrar gözlenen uygulamalardan farklı bir yargılamaya tabi tutuldukları bir gerçektir. Bir yayın değişik sayılarında suç olarak kabul edilmiş, benzer ceza maddelerine tabi tutulan yazılar tek tek suç sayılmış ve devam eden suç niteliğinde görülmemiştir. Ayrıca cezalar da paraya çevrilmemiştir. Bu olağanüstü bir dönemin olağanüstü önlemlerinin, normal yasaların dışında tatbik edilen bir uygulamasının bir ürünüdür. Uluslararası Af Örgütü düşüncelerinden ötürü özgürlüğünden yoksun bırakılmış insanların derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmasını talep ediyor, düşüncelerini kaleme döken ya da kamuoyuna yansıtan insanların cezalandırılmamasını istiyor. İnsan temel hak ve özgürlüklerinin ayaklar altına alınmasının engellenmesini ve bu özgürlüklerin güvence altına alınmasını Türk hükümetinden talep ediyoruz. Avrupa kamuoyunun gözü önünde imzaladığı sözleşmelere uymasını istiyoruz. Örneğin TCK’nin
142. maddesinden ceza almış bir kişi düşünce özgürlüğünü garanti altına alan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesine aykırı olarak cezaevinde tutulmaktadır.

ÖZGÜRLÜK: uluslararası Af Örgütü’nün 2 Kasım’da Türkiye hakkında başlattığı kampanyanın amacı nedir? Kampanyanın hedefleri, çalışmaları, süresi hakkında bilgi verir misiniz?
H. OBERDİEK: Af Örgütü 150 ülkede örgütlü olup 700 bine yakın gönüllü üyesi ile insan haklarının ihlaline karşı mücadele eder. Af Örgütü Türkiye’de insan haklan ihlalleri konusunda yıllardır nitel bir fark görmediği için 2 Kasım 1984’ten başlamak üzere Türkiye hakkında bir kampanya yürütme kararı aldı. Bu kampanyamız bir kaç ay sürecek. Kampanya yukarıda saydığım tüm insan hakları ihlallerini gündemine almıştır. Buna dair elimizde birçok kanıl var. Kampanyanın amacı bu konularda Türkiye’nin ivedi olarak köklü önlemler almasını istemektir. Türk Hükümeti işkenceyi önlemeyi ciddi olarak istiyorsa somut önlemler alabilir. Bunlar arasında; gözaltına alınan kişilerin derhal avukat, doktor ve yakınlarıyla görüştürülmeleri en başta gelir. Bunun yanı sıra düşünce ve basın “suçluları” serbest bırakılmalı, düşünce suç olmaktan çıkmalıdır. Siyasi eylem suçlularına dillerini şerbetçe kullanması, tarafsız ve bağımsız bir şekilde yargılanmaları ve idamların ceza sisteminden kalkması, insan temel hak ve hürriyetlerini ve örgütlenmeleri yasaklayan ya da engelleyen ilgili ceza yasalarının ceza maddesi olmaktan çıkarılması Af Örgütü’nün istekleri arasındadır. Türk hükümetinin bu konuda adım atmasını bekliyoruz.

ÖZGÜRLÜK: Çok teşekkür ederim Sayın Oberdiek.
H. OBERDİEK: Ben teşekkür ederim.

Ocak-Şubat 1989

Yorumlar kapatıldı.

Özgürlük Dünyası 2022

Yukarı ↑