İşçi gazetesi ve parti çalışması: ayrılamaz bütün

İşçi sınıfı ve emekçilerin her gün içinde yaşadığı gerçekliğin yanılsama ile algılanmasını, gerçeklerin karartılmasını ve olayların gerçek, sınıfsal karakteriyle kavranmasını zorlaştıracak, zayıflatacak çarpıtmalarla; temsil ettiği, sözcüsü olduğu  burjuvazi ve sermayeye hizmeti amaçlayan burjuva medya organları ve gazeteleri karşısında; bir de, işçi sınıfı ve emekçilere, gerçeğin açıklanması, kavratılması ve değiştirilmesi mücadelesinin bir aracı ve kürsüsü olarak; günlük işçi gazetesi var.
Baskı ve sömürü düzeninin, sermaye egemenliği ve “küreselleşme, piyasa ekonomisinin gerekleri” vb. adına kapitalist emperyalist sistemin savunulmasında, bütün temel meselelerde sistem ve sermaye (ki burjuva basının kendisi de sermaye gruplarını oluşturmaktadır) ile tam bir ideolojik birlik ve anlaşma içerisinde (bazı tali meselelerdeki “muhaliflik” görüntüleri, sistem-içi çekişmelere ve kitleleri aldatmaya dairdir) olan sermaye basını.. Ve bunun karşısında; işçi sınıfı ve emekçilerin çıkar ve özlemlerinin savunucusu, bağımsız demokratik bir Türkiye ve baskısız sömürüsüz bir dünya için mücadelenin sözcüsü ve örgütleyicisi; günlük işçi gazetesi.
Günlük işçi gazetesinin işçi hareketi içindeki yerinin; işçi hareketinin politik mücadeleye genişlemesinin temel aracı, örgütleyici ve yönlendirici organı, bilinen tanımıyla; “sadece kolektif bir propagandacı ve kolektif bir ajitatör değil, aynı zamanda, kolektif bir örgütleyici…”  ve parti örgütlerinin elinde, günlük parti çalışmasının  temel aracı olduğu, gazetesiz bir çalışmanın, politik bir çalışma, merkezi tek bir politik hat üzerinde birleşmiş, gerçek bir parti çalışması olamayacağı üzerinde birleşilen bir gerçektir.
Bu nitelik ve özellikleriyle, günlük gazete, hem işçi sınıfı, emekçiler ve onların burjuvazi ve sermayeye karşı mücadeleleri için hem de işçi sınıfı ve emekçiler içinde yürütülen gündelik parti çalışmasının en temel aracı olarak, önemli ve vazgeçilemez bir olanaktır.
Gazetenin, günlük parti çalışmasına ve bu çalışma içindeki parti örgütlerine, parti örgütçülerine ve her kademeden parti militanlarına, yürütülen çalışmaya katkısı ve desteği öylesine büyüktür ki; yeri, başka hiçbir araçla doldurulamaz.
Dolayısıyla, günlük çalışma içinde gazetenin temel bir araç olarak kullanılması; işçiler, emekçiler ve gençler arasında yaygın dağıtılması, işçi ve emekçilerin gazete etrafında bir araya getirilmesi, örgütlenmesi, gazeteye hem partililerin yazarak (haber, araştırma, yazı ve röportaj) katılmaları hem de işçilerin ve emekçilerin kendi gazetelerine yazmaya teşvik edilmesi; bir yük değil, yürütülen çalışmanın kolaylaştırılması, ilerletilmesi, hatta çalışmanın en önemli bölümüdür.
Gazete; günlük çalışma içindeki bir partiliye, çalışmasında nasıl destek olur, çalışmada kullanmak üzere neler, ne tür malzemeler verir, çalışmaya neler katar? Bu soruyu üç-beş ay geriye dönüp, ülkemizin ve işçi hareketinin içinden geçtiği süreçleri ve parti çalışmasını gözden geçirerek yanıtlamaya çalışalım.

*
Bilindiği gibi, 28 Mart’ta yerel seçimler yapıldı, sonuçları değerlendirildi. 28 Mart’a gelinen yerel seçim çalışmaları sürecine, demokratik halkçı belediyecilik anlayışı üzerinde yükselen, ilgili yerel alandaki, başta işçi sendikaları olmak üzere, kamu emekçi sendikaları, sendikal platformlar, kitle örgütleri, yöre dernekleri, yerel aydınlar ve örgütleri, halk içinde öne çıkmış, ileri gelen, saygın şahsiyetlerin de katılımıyla oluşturulacak yerel platformlar ve yine bu platformların belirleyeceği adaylarla seçime katılmak, merkezi düzeyde oluşacak güç birliğinin de bu yerel platformları desteklemesi ve güçlendirmesi üzerine kurulu yerel seçim taktiğinin açıklanması ve örgütlenmesine yönelmekle başladık.
Altı partinin katılımıyla oluşturulan Demokratik Güçbirliği, bir platform üzerinde birleşmiş (29 Ocak’ta kamuoyuna ilan edilen  Güçbirliği deklarasyonu) olmasına rağmen, süreç istenilen yönde geliştirilemedi. Bazı yerleri saymazsak, yerel platformlar, o güne kadar oluşturulmuş olanlar dahi, devre dışı kaldı, işletilemedi. Demokratik Güçbirliği, kendi adaylarını büyük ölçüde merkezden kendisi belirleyerek seçimlere katıldı.
Demokratik Güçbirliği’nin oluşumu, elbette bir kazanım, işçi sınıfı ve emekçiler açısından, hükümet ve diğer sermaye partileri karşısında demokratik bir seçenekti. Ayrıca ilan edilen Güçbirliği deklarasyonu; Kürt sorununun demokratik çözümünden, ülkenin bağımsızlığı, demokratikleşmesi, özelleştirmelerin durdurulması, IMF ve emperyalizmin ülkeden kovulmasına kadar az-çok ülkenin ve halkın temel taleplerini içeriyordu.
Gazete, gelişimini kısaca özetlediğimiz Demokratik Güçbirliği platformunun çalışmada ve seçimlerde başarılı olabilmesi için önemli bir görev üstlendi ve bunu layıkıyla yerine getirdi diyebiliriz.
Gazete, sadece ülkenin tüm il, ilçe ve beldelerinde sürdürülen seçim çalışmalarını, Demokratik Güçbirliği’nin toplantı, miting, gösteri vb. faaliyet ve etkinliklerini izleyerek haberlerini yapmak, Güçbirliği partilerinin, genel başkanlarının açıklamalarını, miting konuşmalarını vermek, adayları ve platformu tanıtma ve yayma amaçlı röportajlar yapmakla kalmadı.
Tüm bunların yapılması elbette zorunluydu, bunlar, tüm ülkede sürdürülmekte olan parti çalışmasının, yerel alanlarda sürdürülen çalışmanın, partinin seçim taktiği ve Güçbirliği platformu üzerinde birleştirilebilmesi için gerekliydi. Her bir yerel alanda sürdürülmekte olan çalışmanın, bu çalışmayı yürüten parti örgütleri ve militanlarının, tüm ülkedeki çalışmanın haberlerini ve bilgisini edinerek çalışmaya bağlanması, daha olumlu ve ileri olandan öğrenerek, kendi çalışmasına sarılması ve ilerletmesi için mutlaka gerekliydi.
Gazete, bunların yanı sıra, çalışma içindeki parti örgütleri ve üyelerine, her günkü çalışmalarında; işyeri, fabrika, semt, okul ve tüm birim ve alanlarda yürüttükleri çalışmalarda, bu birimlerde yapacakları kitle toplantılarında kullanabilecekleri somut, günlük ve canlı bir teşhir, ajitasyon ve propaganda malzeme ve olanakları sundu.
Yapılacak olan, sadece bir yerel seçim değildi, içinde bulunulan iç ve dış koşullar; onu, yalnızca bir yerel seçim olmaktan çıkarıyor, IMF ve uluslararası tekellerin yönlendiriciliğindeki ekonomik politikaların, her şeyin piyasaya açılması ve tüm kamu sektörünün yok pahasına satılmasının; ülkenin her şeyiyle Amerikan emperyalizminin bölge ve dünya egemenliği plan ve projelerine bağlanması ya da bunların önlenebilmesinin oylanacağı bir süreç haline getiriyordu. Dolayısıyla, bu süreçte yürütülecek çalışma da; işçisi, emekçisi, Kürdü ve Türkü ile tüm halk güçlerini kapsamalı, buna uygun bir içerik ve platformda ve buna uygun bir tarz ve üslup ile yürütülmeliydi.
Seçimlerde iki program çatışacak ve yarışacaktı, burjuva düzen partilerinin, belediyeleri birer rant alanı olarak gören, tüm belediye hizmetlerinin piyasaya çıkarıldığı, tüm hizmetleri alınır-satılır mallar haline getiren, getirecek olan belediyecilik program ve anlayışı ile; Demokratik Güçbirliği’nin halkçı demokratik yerel yönetim programı ve anlayışı…
Kamu yönetimi temel kanunu, bu süreçte hükümetin gündeme aldığı tüm kamu emekçilerine ve tüm halka yönelik bir saldırı, hizmetlerin piyasalaştırılması yolunda önemli adım olma özelliği taşıyordu…
Yüzyılın Amerikancısı Erdoğan ve hükümetin, ABD’nin Ortadoğu’ya yönelik projelerine (BOP), köprü olma istek ve çabası, bu yolda varılan ön anlaşmalar.. Amerikan emperyalizminin, Irak işgaline ortak edemediği Türkiye’yi, tüm Ortadoğu’nun “ıslah” edilmesine ortak etme, İsrail’in yanında, tüm Ortadoğu halklarına düşmanlaştırma plan ve çabaları.. Otuz yıldır çözümsüzlükte direnilen Kıbrıs sorununun, ada halklarının istek ve iradesi hiçe sayılarak, Amerikan çıkarları doğrultusunda “çözümü” için girilen angajmanlar…
TÜPRAŞ’ın haraç mezat ve şaibeli bir konsorsiyuma satışı, ülkenin uluslararası tekellerin at oynattığı, yağmaladığı, çalıp çırptıkları bir alan haline getirilmesi için davetiyeler çıkarılması, yapılan toplantılarda tekellere her türlü olanağın, kaynakların vb. peşkeş çekilmesi…
Bunların yanı sıra bütün sermaye partilerinin, seçimlere yönelik demagoji, rüşvet, yalan ve boş vaatlerinin teşhir edilmesi ve yüzlerinin açığa çıkarılması ihtiyacı.
Hükümet ve AKP’nin, halkı hizmet vermemekle tehdit ederek oy toplama çabaları…
Medya tekellerinin şimdiye kadar görülmemiş düzeyde hükümet ve AKP’nin arkasında mevzilenmesi ve desteği.. Buna bağlı olarak, “% 57 oy alarak DP’nin rekorunu kıracak” şiarıyla estirdiği anket terörü…
Bu koşullarda yerel seçimler yapıldı; sonuçları ve süreç sınıfın partisince olumlu, eksik ve yetersiz yanlarıyla değerlendirildi; gerek Demokratik Güçbirliği olarak yürütülen çalışma gerekse parti çalışmasından sonuçlar çıkarılarak, gelecek döneme ve çalışmaya ilişkin görevler belirlendi. Bunlara ek olarak, şu söylenmelidir: Yerel seçim çalışmalarında işçi gazetesinden ne kadar yararlanılabildi, gazete günlük çalışmanın temel bir aracı olarak ne kadar kullanılabildi? Gazetenin, işyerlerinde, fabrikalarda, okullarda ve semtlerde yaygın dağıtılan ve okunan bir gazete olması yolunda atılan adımlar tartışılabilir, ama, onun, yerel seçim çalışmalarına katkıları, parti örgütlerine ve parti örgütçüsü ve militanlarına sunduğu olanakların tartışılır yanı yoktur.

*
İşçi hareketinin, sınıfın birliği ve mücadelesinin, sendikal hareketin mücadeleci gelişiminin organı olarak işçi gazetesi; işçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü 1 MAYIS’a gelinen süreçte de, 1 Mayıs’ın, küçük burjuva liberal parti ve “sol” gruplar ve sendikaların yöneticileri tarafından sorumsuzca, işçi hareketinin çok gerisinde kalmış bir “meydan”/“alan” tartışması üzerinden bölünmesine karşı; işçi sınıfının ve emekçilerin birliğinin, sendika, konfederasyon farkı gözetmeksizin birlikte mücadelesinin savunucusu oldu. Türk-İş yönetiminin sağcılığı ileri sürülerek, Türk-İş’in (bir işçi örgütü olduğuna göre, doğal ki, üyesi işçilerin de) uzlaşmacı, sınıf işbirlikçisi vb. olarak suçlanması ve onlarla kopuşulmasına karşı, konfederasyon yönetimlerinin uzlaşmacı, sınıf işbirlikçisi tutum ve çizgileri nedeniyle, işçilerin ve emek hareketinin, özelde 1 Mayıs’ın bölünmesine karşı, sınıfın ve hareketin birliği tutumuyla hareket etti. 1 Mayıs’a fabrika ve işyerlerinden, organize sanayi sitelerinden,okullardan ve semtlerden, 1 Mayıs komiteleri üzerinden örgütlenerek, örgütlü  ve kitlesel katılmanın çağrısını yaptı.

*
Amerikan emperyalizminin dünya egemenliği stratejisinin bir ayağı olan BOP (büyük Ortadoğu projesi), bu projede Türkiye’ye biçilen rol ve bu projenin ele alınacağı İstanbul NATO zirvesi, ülkemizde işçi ve emekçilerin, gençliğin önemli bir gündemini oluşturuyor. Aylar öncesinden oluşan NATO ve Bush karşıtı platformlar, özellikle 6 Mayıs Deniz’leri anma eylemlerinden başlayarak, emekçilerin ve gençliğin gündemine ağırlıklı olarak ve eylemlerle girdi.
Gazete, BOP nedir-ne değildir, Amerikan emperyalizmi bu projeyle neyi amaçlıyor sorularının yanıtları üzerinde durdu. ABD’nin bu projesinde Türkiye’nin yeri nedir? NATO, kuruluşu ve amaçları, dünü ve bugünü, Ortadoğu’nun monarşik, dine dayalı yönetimlerine, “Ilımlı İslam” ve “demokratik” model ülke olarak Türkiye’ye bölge halkları karşısında ne rol biçiliyor? Gazete, aydınlatma görevini üstlendi.
BOP ve NATO’nun bölgeye, Müslüman halklara ve bunun içinde ülkemize ilişkin işlevi ve anlamını, bu proje ve planların uygulanması ve bölge ülkelerine kabul ettirilmesi çabalarını, ülkemizde gerek “Ilımlı İslami” misyoner gerici dinci çevreleri, gerekse de “Ortadoğu’ya demokrasi”, “Ortadoğu’nun parlayan yıldızı ve demokratik model ülke Türkiye” gibi kendinden geçme havasında girilen işbirliği ve Amerikan destekçiliğini tüm yönleri ve bağlantıları ile konu etti, işledi.

*
Bilindiği gibi, parti çalışması, işyeri, fabrika, okul, semt, mahalle birimlerinde yürütülen günlük bir çalışmadır. Parti örgütleri ve parti militanları, günlük çalışma içerisinde, aydınlatma ve örgütleme çalışması yürütürler, ve günlük işçi gazetesi, bu çalışmanın en temel ve önemli aracıdır. Gazete, aydınlatıcı ve örgütleyici bir araç olmasının yanında, görevli partililer ve gençlerin yürüttükleri çalışmanın; kaba, soyut ve slogancı bir propaganda ve teşhir değil, somut, canlı, içerik olarak zengin, diğer olay ve gelişmelerle bağlantı içinde bir çalışma olabilmesinin de başlıca aracıdır.
Gerek seçim çalışmaları, gerek 1 Mayıs, gerekse de NATO zirvesi üzerinden yürütülen anti-emperyalist içerikli çalışmalarda izleyip gördüğümüz gibi, gazetenin çalışma içinde temel bir araç olarak kullanılıp ondan yararlanıldığı birimlerde*, çalışmanın tüm yönleriyle, hem kitle ilişkileri ve bu ilişkilerin parti çevresinde bir araya getirilmeleri ve çalışmaya katılmaları, hem de çalışmaların ve çalışma yürütülen alandaki işçi ve emekçilerin yaşam ve mücadelelerinin gazeteye yansıtılması açısından daha ileri bir  gelişme düzeyi yakalanabilmiştir.
Kıraç, Çiğli, Adana ve Tuzla gibi alanlarda, sınıfın partisinin örgütlerinin yürüttüğü çalışma, işçi ve emekçiler ve gençlik içinde kurulan ilişkiler, yüzlerce işçi, emekçi ve gencin katılımıyla yapılan toplantılar ve yine yüzlerce işçi, emekçi ve gencin yürütülen çalışmaya çeşitli biçimlerde katılımı ve bu alanlarda gazetenin dağıtımının belirgin bir artışı –tüm bunlar, gazetenin, çalışmada yönlendirici ve geliştirici katkıları ve gazetenin günlük çalışmada bir araç olarak kullanılması açısından öğrenmek, uygulanmak ve ilerletilmek gereken olumlu çalışma örnekleridir.
Ancak, yine aynı dönemlerde ve bugün de çalışmanın yerinde saydığı, gazeteyi el ucuyla tutan ve bir yük gibi gören, gazeteyi çalışmada temel bir araç olarak kullanmayı çalışmanın temeli ve önemli bir bölümü olarak görmediği gibi, bunu, çalışmanın diğer yönlerini “aksatan” bir işmiş gibi ele alan yaklaşımların varlığını sürdürdüğü birimlerin varlığı da bir gerçektir. İleri ve olumlu olandan öğrenerek, gerilik ve olumsuzlukların üstüne gitmek, ileri ve olumlu olanı, tüm parti örgütleri ve tüm parti çalışmasına egemen kılmak da, işçi partisi ve onun örgütlerinin bir sorumluluğudur
Gazetenin günlük çalışma içinde, parti örgütüne ve partililere, çalışmanın hem nitelik hem de nicelik açıdan  zenginleşmesinde ve gelişip güçlenmesinde katkı ve faydalarını örneklemeye çalıştık. Parti örgütleri ve parti görevlileri, kendi çalışmalarını, eleştirel bir bakışla irdelediklerinde, gazetenin, bilgi birikimlerini, propaganda ve ajitasyon becerilerini geliştirmede parti örgütleri ve tüm parti çalışanlarına katkılarının daha yakın örneklerini görebilecekler ve çalışmanın bütün alanlarında gazeteden daha iyi ve daha ileriden yaralanmayı öğrenecek ve bunu başarabileceklerdir.
Günlük işçi gazetesinin parti çalışmasındaki yeri ve öneminin anlaşılması ve buna uygun ele alış açısından, düne göre daha ileride olunduğu doğrudur. Ancak gelinen yerin, atılan olumlu adımların yeterli olmadığı da doğrudur. Bu, hem gazetenin işçi ve emekçiler arasında, özellikle de işyerleri ve fabrikalardaki (elbette uygun biçim ve yöntemlerle) dağıtımı, hem gazete etrafında işçi, emekçi ve gençlerin bir araya getirilmesi, yapabilecekleri bir parti işi üzerinde örgütlenmeleri (ve eğitimleri), hem de gazeteye yazarak, gazete okuru her işçiyi yazmaya teşvik ederek katılma ve kullanma açısından böyledir.
Ve gazeteyi çalışmada daha ileri bir mevziye taşımak, ilerletmek için yeni ve güçlü bir hamle yapma ihtiyacı apaçık ortadadır. Sorun, doğru bir bakış açısı (gazetenin daha yaygın dağıtımından, gazeteye, işçiler ve emekçiler arasından ve onların yaşamının tüm yönlerini yansıtmaya çalışan haber, yazı, araştırma yazıları, röportajlarla yazarak katılmaya, gazete ulaştırılan işçi ve emekçileri bir araya getirme ve bir parti işi çevresinde örgütlemeye kadar) ile ele alınıp, sınıfın partisi ve parti gençliğinin gücü ve enerjisi seferber edildiğinde, daha ileri hamleleri başarıyla gerçekleştirebilmenin önünde hiçbir engel yoktur.

Yorumlar kapatıldı.

Özgürlük Dünyası 2022

Yukarı ↑