Lenin ve Stalin’in kahraman partisi mücadele ve zaferle dolu başarılı bir dönemi geride bıraktı. Büyük sayılamayacak o Marksist grup ve çevreden, adı komünizmin kurucusu olarak tarihe geçen, halkımızın büyük yaratıcı davasına önderlik eden ve aynı zamanda Sovyet Devleti’ni yöneten Bolşeviklerin büyük partisi doğdu.
Bolşevik Partisi’nin gücünün ve gelişmesinin asıl kaynağında, geniş emekçi kitlelerle sıkı ve sağlam bir ilişkiye sahip olması yatıyor. Milyonlarca Sovyet insanının yaratıcı çabasından sürekli destek alarak, kitlelerle olan ilişkilerini sağlamlaştıran parti, halkımızın özgürlüğü ve mutluluğu, vatanımızın bağımsızlığı ve gelişmesi uğruna verilen bütün mücadeleleri başarıyla taçlandırmıştır.
Toplumsal gelişmenin engeli olan gerici düşünceleri çürüten Marx, Engels, Lenin ve Stalin, emekçilerin yaratıcı gücüne inanan bilimsel bir dünya görüşü oluşturmuşlardır. Stalin yoldaş, toplumsal gelişim tarihinin, toplumun varlığının temeli olan üretim süreci ile gerçekleştirilen maddi kültürün asıl gücünü oluşturan emekçi kitlelerin tarihi olduğunu öğretir.
Bolşevik Partisi’nin gücünün büyüklüğü, toplumdaki maddi kültürün gelişmesine yönelik ihtiyaçları yansıtan öncü bir teoriye dayanmasından kaynaklanmaktadır. Parti, milyonlarca emekçinin düşünce ve duygularını dile getirir. Lenin-Stalin’in partisi, kitlelerin sesine her zaman kulak verir, kitlelerin mücadeleler sonucu kazandıkları deneyimleri derinden inceler ve ışığında politikasının doğruluğunu sınar. Lenin ve Stalin’in partisi yalnızca kitlelere öğretmekle kalmaz aynı zamanda kitlelerle beraber öğrenir.
Lenin, Rusya’da Marksist partinin kuruluş aşamasından itibaren partinin kitlelerle sarsılmaz bir bağ içinde olmasının önemini kanıtlarla göstermiş ve bu bağın özelliklerini belirlemiştir. Kitlelerle bağların sağlamlaştırılması demek; ilerlemek, kitlelere yol göstermek, kitle hareketinin yoğunlaştığı bütün teorik, politik ve örgütsel sorunları çözmek; kitlelerin sosyalist bilincini daha da artırmak ve kitleleri mücadeleye seferber etmek anlamını taşımaktadır. Parti, örgütle ilgili tüm kararların emekçilerce anlaşılmasına büyük önem verir. Stalin yoldaş parti politikasının başarılı bir şekilde yaşama geçirilmesinin, geniş kitlelerin aktif katılımı ve mücadelesine bağlı olduğunu bilir ve bu yüzden partinin politikasını sabırla öğretir. Parti yönetiminin kitle hareketleriyle sıkı sıkıya bağlı olduğunu gösteren bu anlayış Lenin ve Stalin’in eserlerinde yeterince ele alınmış ve çok yönlü bir gelişim göstermiştir. Bu, Bolşevik Partisi’nin zaferlerle dolu faaliyetlerinde de kendini sürekli göstermektedir.
Kitlelerin yönetime katılımını sağlayan parti, mücadelenin temel hedeflerini belirler, zafere giden yolu aydınlatır, kitlelerin yaşam deneyimlerinden kaynaklanan bütün yenilikleri kararlılıkla destekler ve geri kalmışlığa savaş açarak gelişmeyi sağlar. Parti, bütün örgütler ve kadrolarından kitlelerle iç içe olmalarını, emekçileri aktif ve inisiyatifli kılma konusunda çalışmalarını talep eder. Ülkemizin ekonomik ve kültürel alanlarda ulaştığı başarıların sosyalist yarışa dönüşmesi parti örgütlerinin, partinin talimatlarını hayata geçirdiklerini göstermekte ve geniş emekçi kitlelerin mücadelesini daha da yükseltmektedir.
Düzenlenen şehir ve bölge parti konferansları, parti örgütlerinin kitlelerle olan ilişkilerini daha da yaygınlaştırdıklarını göstermektedir. Özellikle şu son zamanlardaki konferanslarda, kolhozları ve çeşitli işletmeleri aktif bir şekilde yönlendiren öncü, yenilikçi ve olağanüstü insanların ortaya çıkması gibi örnekler verilebilir. Kitlelerin daha aktif olmalarına olanak veren ve örgütleme yetenekleri yüksek parti yöneticileri her zaman başarılı sonuçlara ulaşmışlardır.
Parti yöneticilerinin örgütleme kapasitelerinin arttığını ve kitleler arasında politik parti çalışmasının geliştiğini gösteren birçok konferansa tanık olundu. Fakat bu konferanslar diğer yandan bazı parti yöneticilerinin birtakım olaylar karşısında emekçilerin enerjisinden ve inisiyatifinden yeterince yararlanamadıklarını da göstermektedir. Bu gibi yöneticiler yaşamdaki olayları kavrayamıyor, mevcut koşullarda neler talep edebileceklerini tam olarak algılamıyorlar. Kitlelere yönelik parti çalışması zamana bağlı olarak sürekli değişen bir özelliğe sahiptir. Çalınmaların içeriği ve yöntemi çalışma esnasında gelişim göstermektedir. Bolşevik “kitle” anlayışı soyut değil, somut ve tarihseldir.
” ‘Kitle’ anlayışı mücadeleye uygun olarak değişen bir özelliğe sahiptir. Devrim yıllarında birkaç bin işçinin kendilerini kitle olarak gördükleri durumlar vardı. Devrim tam hazırlanınca kitle anlayışı da değişti. Birkaç bin işçi artık bir kitle sayılmıyor. Kitle anlayışı, artık sadece işçilerin çoğunluğunu değil, sömürülen çoğunluk anlamına gelen bütün çoğunluğu kapsamaktadır… Zaten devrimciler açısından başka türlüsü de kabul edilemez…” der Lenin.
Kitle kavramı, sosyalist devrimin başarısından sonra en üst düzeyde yaygınlaşarak nitelik olarak da değişti. Emekçilerin bütün yeni tabakaları, yaratıcı ve yapıcı faaliyete katılıyorlar. Milyonlarca yeni insan, toplumsal ve politik yaşama daha etkin olarak katılmaktadır. Sosyalizmin zafere ulaştığı ve partinin sosyalizmden komünizme geçiş için ülkeyi sürekli yönlendirdiği SSCB’de, kitle, moral ve politik bakımdan birlik halinde olan ve Lenin ve Stalin’in partisinin yönetiminde komünizmi kuran bütün halktır.
Parti örgütlerimiz herkesi kapsayan kitlesel faaliyet sonucu büyük bir deneyim kazanmışlardır. Parti örgütleri, emekçi temsilcilerinden oluşan Sovyet’in seçim kampanyalarında tam anlamıyla her emekçiye ulaşmıştır. Fakat konferanslarda açığa çıktığı gibi, seçim kampanyası döneminde yapılan kitlesel etkinlikler yine de yetersiz kalmıştır. Politik, ekonomik ve öteki konularla ilgili raporların sunulduğu kolhoz köylüsü ile işçilerin katıldığı toplantılar birçok bölgede ender olarak düzenlenmiştir. Nüfusun bütün tabakaları, uluslararası durum, barış uğruna mücadele veren ülkelerde elde edilen başarılar ve halk demokrasisi ülkelerinde sosyalizmin kurulması gibi konulara büyük ilgi duymaktadırlar. Fakat bu konular her zaman yeterince anlatılmamaktadır, Parti örgütleri, emekçilerin hem Sovyetler Birliği’ndeki iç yaşam hem de komünizmin kurulması yolunda verilen mücadele sonucu ulaşılan başarılara yönelik ilgisine yeterince cevap verememektedirler.
Çeşitli raporların sunulduğu ve haddinden fazla toplantı ve seminer düzenleyen parti komiteleri, aylarca hiçbir raporun sunulmadığı sayısı oldukça fazla olan bazı fabrikaları nedense fark edememektedirler.
Parti örgütleri, kitlelerin komünist bilincinin artırıldığı ve ilerlememizin hızlandırıldığı sosyalizmden komünizme geçiş dönemindeki kitlesel-politik ve fikir-eğitici çalışmaları partinin öne sürdüğü görevlerin yerine getirilmesine yönelik verilen mücadeledeki ilk görev olarak görmelidirler.
Mesele sadece ‘ bu kitlesel çalışmaların herkesi kapsaması değil, çalışmaların içeriğinin daha da doyurucu olmasıdır. Sosyalizmin inşası sırasında, insanların kendisi gibi insanların ruhsal yapısı ile çevresiyle olan ilişkileri de tamamen değişmiştir. Halkımız artık geçmişteki halk değildir. Gelecekte de bugünkü gibi olmayacaktır, insanların kültürel-politik seviyeleri ile gayretle çalışmalarının nasıl yükseldiğini görmemek için kör olmak gerekir. Fakat yerel parti örgütlerinin bütün yöneticilerinin bu gerçekleri görerek pratik sonuçlar çıkardıkları söylenebilir mi? Ne yazık ki hayır.
Kitlesel çalışma tek amaç olmamalıdır. Bütün propaganda çalışmaları emekçileri yetkinleştirmeye, onların yaratıcı gücünü ve bilgisini artırmaya ve onların kültürel ve politik düzeyini yükseltmeye yönelik olmalıdır. Kitlelerle çalışmak demek, emekçilerin kendi deneyimlerini tam ve verimli aktarmaları ve komünizmin kurulmasında inisiyatif sahibi olmaları için bütün koşulların hazırlanması demektir.
Sosyalist düzenin en önemli özelliği her insanın yeteneklerini geliştirerek, onu toplumda her olaya karşı yararlı ve yaratıcı bir insan olarak yetiştirmektir.
İşçilerin makineye dönüştürüldüğü kapitalizmde yaratıcı düşüncenin bütün başarıları alışveriş ile tekelcilerin gruplar halinde zenginleşmesine ve savaşların hazırlanmasına hizmet etmektedir. Böyle bir yapılanmada herhangi bir kitlesel çalışma söz konusu değildir. Lenin “Kapitalizm köylü-işçi emekçi kitlelerin yeteneğine hâkim olarak onları ezdi ve onları yerle bir etti. İnsan kişiliğine yapılan bu zulüm, sıkıntı, yoksulluk ve hakaret sonucu yıkıma uğrayan yetenekler” diye yazmaktadır. Ancak sömürücü sistemin boğucu havasına ayak uyduran bazıları yaratıcı yetenekleri sayesinde başarıya ulaşmaktadırlar. Kapitalizmdeki çelişkileri göstermemeye çalışan burjuvazinin felsefeci kâhyaları sanatın özü ile ilgili sadece seçme sonucu elde edilen uygun bir sezgi, hayran edercesine kendinden geçme ya da akıl dışı olayları anlatan saçma sapan teoriler uydurmaktadırlar.
İnsanın bütün yaratıcı yeteneklerini ortaya çıkaracak koşullar sadece kapitalizmin yok edilmesiyle doğar. Sosyalist sistem ile üretim araçlarının ortak mülkiyeti, emekçileri, ülkenin gerçek sahibi olduklarını hissetmelerini sağlar. İnsanlarda toplumsal zenginliğe olan ilginin artırılması ve geliştirilmesi ilk etapta her teknik çalışmaya bir canlılık getirecektir. Sosyalist inşa süreci emekçi kitleler arasında sürekli yeni yeteneklerin boy vermesi demektir.
Kitlelerin yönetimi görevine, sürekli hep yeni şeyleri eklemek gerekmektedir. Çağdaş anlamda sosyalist rekabet ile Stakhanov Hareketi’nin ciddi başarılara ulaşması ancak ve ancak tam bir kalkınmayı garanti altına alan, hem gayretle çalışanları savunma hem de öncülerin edindikleri deneyimlerin yaygınlaştırılması yoluyla elde edilebilir. Parti yöneticileri, insanların yaratıcı emeğinin nasıl organize edilebileceğini insanların inisiyatifinin nasıl yönlendirileceğini bilmek zorundadır. Mesela “Kalibr” fabrikasını ele alalım. “Kalibr” fabrikası Stahanov kolektif çalışmasına örnek bir işletmedir. Burada her yeni ye akılcı teklif hemen dikkate alınmaktadır, atölyelerde yeni bir icadın gerçekleştirilmesine önemli toplumsal bir ilgi oluşmuştur. Ve bu fabrika durmadan gelişim göstermektedir. Böylesine kolektif bu çalışmaya mühendislerle beraber teknisyenler de katılmışlardır.
Fabrikada akılcı teklifler ile yeni icatların sayısı oldukça fazla, bu da hiç şüphesiz başarılı sonuçlar elde edilmesine yol açmaktadır.
Bütün bu başarıların “Kalibr” fabrikasında sadece insanlar çalışıyor diye açıklaması yapılamaz. Burada çalışanlar iyi yönlendirilebiliyor, teşvik edilebiliyor ve inisiyatifleri geliştirilebiliyor. Ne olursa olsun her Sovyet işletmesinde Stakhanov kolektif çalışmasına geçmek için tüm koşullar çok çabuk sağlanmalıdır. Her şey organizatör ile yöneticilerin kitlelerle akıllı bir çalışma yürütmesine bağlıdır.
Ne yazık ki emekçilerin yaratıcı inisiyatiflerine aldırmazlık ve bürokrasi gibi olaylar mevcuttur. Hatta dönemin en kitlesel bir hareketi olan sosyalist rekabet yöntemine şeklen bir geçiş söz konusudur. Bazı parti yöneticileri emekçilerin rekabete nasıl katıldıkları, ne türlü önerilerde bulundukları ve hangi zorluklarla karşılaştıkları gibi konularla hiç ilgilenmiyorlar. Rekabetlere böylesine bir tavır takınılmasına bürokratizm dışında başta ne denilebilir. Bürokratizm, kitlelerin hem inisiyatif sahibi olmalarını hem de onların enerjik ve bağımsız çalışmalarını engeller.
Bazı parti örgütleri, yetenekli insanların tecrübelerinin yaygınlaşmasına yeterince ilgi göstermiyor. Yeni ve öncüleri aktif olarak desteklemeyenin ilerlemeye engel olduğunu söylemeye gerek yok. Yeni ve ilerlemeyi zamanında fark edip desteklemeden yoksun olan yönetici Bolşevik anlayışa göre sözde bir yöneticidir.
Kursk Bölgesi parti komitelerinin geçenlerde yaptığı bir çalışmadan yararlı bir ders alınabilir. Kursk Bölgesi parti örgütleri eski yöneticilerinin, kolhoz üretiminde emeğin nasıl organize edilmesi gerektiğini bilmemelerinin nelere yol açtığını herkes görmüştür. Kursk’taki yöneticiler yeni ve ilerici olan bir şeyin zamanında farkına varamayıp, kolhozlardaki çalışmaları iyice öğrenip analizini yapmadıklarından dolayı büyük hataların yapılmasına izin vermişler ve kolhozlardaki üretici ekipleri ayrı ayrı gruplara ayırarak büyük teknik makinelerin kullanımına engel olmuşlardır. Bölge parti örgütlerinin bu hatalarının görüşülmesi sırasında ortaya çıkan bazı gerçekler bölge komitelerinin kitlelerle iyi bir diyaloga sahip olmadıklarını ve kolhoz köylülerinin öncü insanlarına yeterince destek vermediklerini ortaya koymaktadır. Bölge komitelerinin makine-traktör istasyonlarındaki politik çalışmalara ilgisiz kaldıkları ve üretici kolhoz parti örgütleri yerine bölgesel tarım parti örgütleri kurulması gibi yanlış bir yola gittikleri rastlantı değildir. Bu da haliyle kolhozlardaki politik parti çalışmalarının zayıflamasına yol açmıştır.
Bütün parti örgütleri Kursk Bölgesinde olanlardan ciddi dersler çıkarmalı ve kitlelerin Bolşevik tarzda yönetimini yeniden hatırlamalıdır. Yani geriye değil ileriye yönelmek ve bunu parti örgütlerinin bütün otoritesiyle desteklemek gerekmektedir.
Parti ve Sovyet organlarının, işçi, kolhoz köylüsü ve aydınlardan aldığı çok sayıdaki mektup ve yazılar kitlelerin hem aktif olduklarını ortaya koymakta hem de onların yeni ve ilerici eğilimlerinin önüne dikilen engellerin ortadan kaldırılması gereğini göstermektedir. Kafası örümceklenmiş bürokrat, bunları kişisel bir sızlanma olarak nitelendirmektedir. Aslında, Sovyet insanının parti ya da Sovyet organlarına gönderdiği kişisel şikâyetlerin ifade edildiği bu mektup ve yazılar her şeyden önce yetersizliklerin düzeltilmesi ve çalışmaların daha da iyileştirilmesi konusunda yardımcı olabilecek önemli belgelerdir. Parti ve Sovyet organlarının aldıkları mektup ve yazılar oldukça farklı konulan içermektedir. Bunlarda hem üretimdeki öncülerin vatansever çabaları, hem çeşitli örgütlerin kötü çalışmaları, hem de bürokratizm konusunda çeşitli bilgiler bulunmaktadır.
Parti örgütlerinin emekçilerden gelen mektuplar karşısındaki bu tutumu parti örgütlerinin kitlelerle olan ilişkisinin ne düzeyde olduğunu ve yine parti örgütlerinin emekçilerin sesine ne derece kulak verdiğini ya da emekçilerin ihtiyaçlarına ve sorunlarına nasıl bir tavır takındıklarının açık bir göstergesidir. Birçok parti örgütünün son zamanlarda emekçilerden aldığı mektup ve yazılar karşısındaki tutumlarını biraz da olsa düzelttikleri ve Sovyet ve ekonomik organlardaki şikâyet ve mektupları gözden geçirdikleri, mektuplara kayıtsız davranışlarından dolayı bürokratları sorumlu tuttukları konferanslarda fark edilmiştir. Fakat emekçilere gönderilen mektupların cevapları içeriksiz yazılardan başka bir şey değildir. Bazı kurumlarda çalışanlar ise bu mektuplarla ilgili birtakım önlemler alacaklarına, mektupları başka bir merciye havale etmekle yetinmektedirler.
Parti komiteleri emekçilerin mektuplarını derinden anlamaya çalışmak ve ikinci derecede bir çalışanın değil bütün örgüt ve kurumlardaki yöneticilerin bu mektuplarla ilgilenmelerini sağlamak zorundadırlar. Parti örgütleri, emekçilerin şikâyet ve haberlerine konu olan, ilkesel anlam taşıyan ve uygun parti kararlarının alınmasını gerektiren sorunları, kendileri açığa çıkarmak zorundadırlar. Önemli parti kararları ile devlet organları kararlarının bazı çalışanların mektup ve haberleri sonucunda alındığının birçok örneği vardır.
Parti yöneticisinin politik olgunluğu, yenilik duygusu ve kitleleri akılla yönetmek, günlük çalışmalarda esas meseleleri kavramak ve parti örgütlerinin dikkatini o konular üzerinde toplamak demektir. Kendi başına önemsiz meselelerle ilgilenen ve gelecekle ilgili konulara kayıtsız kalan bazı çalışanlar, konferanslarda birtakım eleştirilere maruz kalmışlardır. Kitleleri ileriye götürmesi gereken yöneticiler neden çoğu zaman bugünü düşünüyorlar da geleceğe hiç bakmıyorlar? Parti konferanslarında yaygın şekilde gerçekleşen eleştiri ve özeleştiri buna tam detaylı bir yanıt vermiştir; her şey partinin çalışma tarzına ve yöntemine bağlıdır.
Parti yönetiminin gücü, devletin ve partinin almış olduğu kararların yerine getirilmesine Sovyetleri ve birçok toplumsal örgütü doğrudan doğruya dâhil etmesinden ve bu kararların yaşama geçirilmesinde geniş emekçi kitleleri aktif bir şekilde mücadeleye çağıran ve yine bu kararların gerçekleştirilmesini kontrol etmesinden kaynaklanmaktadır. Fakat bazı parti yöneticileri tarımı, Stalin yoldaşın öğrettiği gibi Sovyet ve tarım organları aracılığıyla yöneteceklerine parti mekanizmasından farklı, genel geçer ve yararsız bir organla yönetmeye çalışmaktadırlar. Çalışmalara aktifleri dâhil etmedikleri gibi partinin alt örgütleri ile bağ kurmuyor ve geniş emekçi kitlelerine ulaşamıyorlar. Bu gibi komiteler sadece çalışanlardan oluşan küçük bir grubun yardımıyla hareket etmeyi tercih ediyorlar. Böylesine hatalı bir çalışmanın tarımda başarısızlığa yol açtığı ve parti örgütünün kitlelerle olan diyalogunu zayıflattığını konferanslarda açık bir şekilde gördük.
Parti yönetiminin tarzı ile metodunun gerçekleştirilmesi ve SBKP(B) tüzüğüne uygun olarak alt parti örgütlerinin rolünün artırılmasına yönelik görevler parti konferanslarında açıkça ortaya konulmuştur. Bu, işçi, köylü ve aydın kitlelerini parti yönetim organlarıyla iyi bir diyaloga götürmektedir. Alt örgütler kitlelere herkesten daha yakın olduklarından atölye ve kolhoz ekiplerindeki yeni teşebbüsler, ihtiyaçlar ve sorunlar konusunda daha çabuk bilgiye sahip olmaktadırlar. Yönetici parti organları kitlesel çalışmaları özellikle alt parti örgütleri aracılığıyla yürütmek zorundadırlar.
Parti örgütleri, kitlelerle Sovyet, sendika ve komsomol gibi kitlesel örgütlerin çok yönlü kurumları aracılığıyla sıkı bir ilişkiye girme imkânına sahiptirler. Parti örgütleri bütün bu kurumların yönetici çekirdeğini oluştururlar ve faaliyetin daha iyileştirilmesi konusunda mücadele etmek zorundadırlar. Ayrıca, parti organlarının direktifleri önceden iyice düşünülmeli ve hayata geçirilmesi sırasında yanlış yapılmamasına hassasiyet gösterilmelidir. Bazı parti yöneticileri bütün devlet ve toplumsal kurumlar için parti örgütlerinin otoritesinin ne kadar önemli olduğunu ve parti direktiflerinde hata yapılmasının hangi sonuçlara varacağını tam olarak her zaman kavrayamamadadırlar. Parti komiteleri sadece aldıkları kararlardan değil aynı zamanda o kararların uygulanmasından doğacak olumsuz sonuçlardan da sorumludur.
Partinin bazı kasaba, şehir ve bölge komitelerinin yetersiz çalışmaları Sovyet organlarının zayıf yönetilmesine yol açmaktadır. Bölgesel parti toplantılarında Penzen Bölge Delegasyonu haklı olarak kınanmıştır. SBKP(B) Penzen Bölge Komitesi ile örgütleri, bölge örgütlerinin faaliyetlerini yönlendireceklerine onlardan ayrı çalışmışlardır. Bazı yerel örgütler de bölge komitesinin bu yanlış çalışma tarzını örnek almışlardır. Ekonomi ile ilgili bütün meseleler konusunda kendileri kararlar almaya çalışarak yerel Sovyet ile diğer yerel kurumların yürütme organlarının görev alanlarına giren sorumlulukları kendileri üstlenerek Sovyet organları arasında çıkacak olan yeni aktifleri hiç düşünmemişlerdir. Sovyetlerin yönetiminin devamlı iyileştirilmesi ve işçi, kolhoz köylüsü ve aydınlarla olan diyalogun daha da sağlamlaştırılması ve ekonomik-politik kararların alınmasında Onların da seferber edilmesi için emekçilerin evrensel kitle örgütlerinin büyük gücünden tam olarak yararlanılması parti örgütlerinin en önemli görevidir.
Özellikle alt kademedeki köy, kasaba, şehir ve bölge Sovyetlerinin ve bunların çevresindeki aktiflerin çalışmalara ve komisyonlara dahil edilmesini sağlamak gerekir.
Parti örgütleri sendikalara yardım ederek onların çalışmalarını yönlendirmeli ve emekçilerin komünist eğitimi ve işletmelerdeki sosyalist yarışın geliştirilmesi konusunda sendikaların önemini vurgulamalıdır. Sendikal kurumlardaki bürokratik unsurlar ile emekçilere kötü davranışlar ve demokratik sendika sistemini bozan durumlar ortadan kaldırılmalıdır. Sendika üyeleri karşısındaki sorumluluklarını unutarak bağımsız olarak tek başlarına kararlar alan bazı sendika çalışanları parti örgütleri toplantılarında şiddetle eleştirilmişlerdir. Bazı sendika çalışanları kolektif anlaşmaların uygulanması ve emekçilerin yaşam koşullarının daha da düzeltilmesi konusunda yeterince mücadele etmemektedirler. Sendika örgütlerinin yetersiz derecedeki bu yönetimi konferanslarda örnekler halinde gözler önüne serilmiştir. Parti komiteleri sendika organlarının yönetimlerini güçlendirmek, komünist-sendika çalışanlarının kitlelere karşı sorumluluklarını artırmak ve sendika üyelerinin ihtiyaçları ve şikâyetlerine yeterince kulak verilmesini sağlamak zorundadırlar.
Parti, genç neslin komünist eğitimine olanak veren ve kitlesel bir örgüt niteliği taşıyan komsomol çalışmalarına büyük önem vermektedir. Fakat parti komitelerinin yanlış yönetimleri sonucu bazı komsomol örgütleri görevlerini yeterince yerine getirememektedir. Hem birçok kolhozda hem de komsomol örgütlerine bağlı bazı kurumlarda yeterince genç bir araya getirilemiyor. Komsomol örgütlerinin çalışmalarına gençliğin giderek artan ilgisi yeterince değerlendirilemiyor ve gençliğin gelişen düşünsel ihtiyaçlarına ve Sovyet vatanı ile partinin davasına yararlı hizmet verecek eğilimlere cevap verilemiyor. Parti örgütleri komsomolların dikkatini hem gençliğin eğitilmesine, hem politik faaliyete katılımına hem de toplumsal yaşama ve üretime aktif olarak katılmasına yöneltmelidir.
Parti, sürekli olarak, partisiz emekçilerin etkin çalışmalarına da dayanmaktadır. “Parti böyle aktif çalışma olmadan milyonlarca halk kitlesinin yönetime ortak olmasını sağlayamaz. Bu, yönetimin en temel koşullarından birisidir.” (Stalin yoldaş) Aktif olanların sayısını artırmak, onları politik olarak yetiştirmek ve onların çalışmalarına sürekli dayanmak gerekir.
Parti yöneticileri ile Sovyet çalışanları, kitlelerle beraber yürütülen çalışmalara şahsen katılmalı ve toplantılarda kolhoz köylüleri ve işçilerle beraber olmalıdırlar. Ve hem parti hem hükümet kararları hem de bölge ve şehirlerin yapması gereken görevler konusunda raporlar sunmak zorundadırlar. Kitlelerle sürekli görüşülerek onların sorunları ve ihtiyaçları konusunda bilgi alınmalıdır. İşte bu, Bolşevik yönetimin önemli özelliklerinden birisidir.
Ekonomik ve kültürel yaşamla ilgili konulardaki başarılı kararların uygulanması, parti yöneticilerinin, parti örgütlerinin yürüttüğü politik ve örgütsel çalışmanın düzeyine bağlıdır. Kitlelerle ilişkilerin sağlamlaştırılması ve halkın sesine sürekli kulak verilmesi Bolşevik yönetiminin gücünün ve yenilmezliğinin temelidir.
Stalin yoldaş, “Doğru yönetmekle birincisi: kitlelerin kazandıkları yaşam deneyimlerini bilmeden sorunlara doğru çözüm bulmanın imkânsız olduğu, ikincisi: kitlelerin yardımına başvurmadan alınan kararların uygulanmasını organize etmenin imkânsız olduğu, üçüncüsü: yine kitlelerin yardımı olmadan kararların uygulanıp uygulanmadığını kontrol etmeyi organize etmenin imkânsız olduğuna” işaret etmektedir.
Kitleler, komünist toplumun inşa sürecinde yaratıcı yönetimi gerçekleştirmeye yararlı olabilecek büyük bir pratik deneyime sahiptirler. Parti, kitlelerin yaşam deneyimlerini iyice öğrenebilmek ve davamız için yürütülen bütün çalışmaları daha da iyileştirebilmek ve tüm bunlardan yeterince yararlanabilmek için eleştiri ve özeleştiriye büyük önem vermektedir.
SBKP(B) MK seçmenlere hitaben yazdığı bildiride partili ve partisiz yoldaşların davamız uğruna verilen mücadeledeki yetersizliklerinin yol açabileceği zaaflara dikkat çekmiş ve bu hataların giderilmesinin yollarını kolayca bulabileceklerini ifade etmiştir.
Parti eleştiri ile özeleştirinin susturulmasına yönelik her türlü teşebbüse karşı kararlılıkla mücadele etmektedir. Ve yine, parti, alt tabakalarından gelen eleştirilere kulak asmayan parti çalışanlarını parti yönetiminin otoritesini sarsan ve parti karşıtı bürokratlar olarak nitelendirmektedir.
Kitlelerle olan bağın sürekli geliştirilmesi ve sağlamlaştırılması Bolşevik partisinin en temel örgütsel ilkelerinden biridir. Lenin ve Stalin, komünist partisinin işçi sınıfının öncüleriyle milyonlarca emekçi arasındaki diyalogu canlandırdığını ve tarihteki olaylar ile devrimci örgütlenmelerdeki ciddiyetin doğrudan doğruya milyonlarca emekçi kitlelerinin bilinçli olarak bu devrimci örgütlere katılmalarına teşvik edilmesine bağlı olduğunu öğretirler. Lenin der ki: “Partimiz ile Sovyet egemenliğinin, her zamanki zorlukları ve görevleri göstererek emekçi kitlelere hitap etmesi zafere ulaşmamızın en büyük koşuludur; kitlelere her şeyi mantıklı bir şekilde açıklayarak tüm çalışmalarımızda bütün kuvvetlerden birine ya da diğerine destek vermek gerekir, devrimci gayret isteyen çalışmaları her zamanki önemli görevlere toplayarak kitlelerin enerjisini, kahramanlıklarını ve heyecanlarını seferber etmek gerekir.”
Parti çalışmaları parti örgütlerinin mücadele yeteneğini geliştirmek ve kitleler arasında partinin etkisini artırmak ve milyonlarca yeni emekçinin politik yaşama ve üretime aktif olarak katılımını sağlamak amacını gütmektedir. 1950 yılında hazırlanan Halk Ekonomisi Planı’nı vaktinden önce gerçekleştirip hem ekonomi hem de tarımda yeni başarılar elde edilmesi için sosyalist yarışı yaygın hale getirmek gerekmektedir.
Stalin yoldaş Bolşevik Partisinin deneyimlerinden yola çıkarak kitlelerin politik olarak yönetimi konusunda Lenin’in düşüncelerini geliştirdi. Önder Stalin’in direktiflerini sebatla yerine getiren ve çalışmalarında Lenin ve Stalin’in ilkelerini uygulayan parti, kitlelerle olan bağını geliştirmekte ve sağlamlaştırmaktadır. Ve komünizmin inşası için verilen mücadelede yeni başarılara ulaşmaktadır.
Bolşevik, No: 10, Mayıs 1950 Başyazı: Sayfa: 1–9
Rusça aslından çeviren: H. H. Ceylan
Aralık 1998