Ekim devriminin dünya ölçüsündeki önemi

Rusya’nın merkezinde başarı kazanan ve çevre-bölgeler topraklarının bir kısmını da ele geçiren Ekim Devrimi, Rusya toprakları sınırları içinde hapsedilemezdi. Dünya emperyalist savaşı ve halkların aşağı tabakalarının genel hoşnutsuzluğu atmosferi içinde bu devrim, komşu ülkelere sıçramadan yapamazdı. Emperyalizm ile bağların koparılması ve Rusya’nın soygun savaşından çıkması, gizli anlaşmaların yayınlanması ve başka ülkelerin topraklarını işgal etme siyasetinin reddedildiğinin resmen ilanı; ulusal özgürlüğün ilanı ve Finlandiya’nın bağımsızlığının tanınması; Rusya’nın “Ulusal Sovyet Cumhuriyetleri Federasyonu” olarak ilanı ve bütün dünyaya Sovyet iktidarı tarafından ulaştırılan emperyalizme karşı savaşa çağrı- bütün bunların, köleleştirilmiş Doğu ve kana bulanmış Batı üzerinde önemli etkisi olmaması mümkün değildi.
Gerçekten Doğunun ezilen halklarının, emekçi yığınlarının yüzyıllar boyu süren uyuşukluğuna son veren ve onları dünya emperyalizmine karşı savaşa sürükleyen, dünyada ilk devrim, Ekim Devrimi olmuştur. İran’da, Çin’de, Hindistan’da Rus Sovyetleri örneğine uygun işçi ve köylü Sovyetlerinin kuruluşu bunun inandırıcı kanıtıdır.
Ekim Devrimi, Batının işçi ve askerlerine canlı ve sağlam bir örnek olabilen ve onları savaş ve emperyalizm boyunduruğundan gerçekten kurtulma yoluna yönelten ilk devrimdir. Avusturya-Macaristan ve Almanya’da işçilerin ve askerlerin ayaklanması; işçi ve asker vekilleri Sovyetlerinin kurulması; tüm haklarından yoksun tutulan Avusturya-Macaristan halklarının ulusal boyunduruktan kurtulmak için devrimci savaşı. Hepsi bunu tanıtlayan kanıtlardır.
Önemli olan, Doğudaki, hatta Batıdaki savaşın henüz burjuva milliyetçi etkilerden kurtulmaya zaman bulup bulmaması değildir; önemli olan, emperyalizme karşı savaşın başlamış olmasıdır, devam etmesidir ve bu savaşın er geç mantıki sonucuna varacağıdır.
Yabancı müdahale ve emperyalistlerin “dışarıdan” işgal siyaseti, ancak devrimci bunalımı şiddetlendirmekte, yeni halkları savaşa sürüklemekte ve emperyalizme karşı, devrimci savaş alanını yaymaktadır.
Böylece geri kalmış Doğu halkları ile ileri batı halkları arasında bağlar kurarak Ekim Devrimi bu halkları emperyalizme karşı ortak bir savaş kampında birleştiriyor.
Böylece ulusal sorun, ulusal boyunduruğa karşı savaş gibi özel bir sorun olmaktan çıkıyor, ulusların, sömürgelerin ve yarı-sömürgelerin emperyalizmden kurtuluşu genel sorunu haline geliyor.
İkinci Enternasyonalin ve onun önderi Kautsky’nin en büyük günahı, durmadan ulusların kendi kaderlerini tayin etme hakkı konusunda burjuva kavramına doğru sapmaları, bu hakkın devrimci anlamını kavramamaları, ulusal sorunu, emperyalizme karşı açık savaşımın devrimci alanına koymayı bilmemeleri ya da istememeleri, ulusal sorunu sömürgelerin kurtuluşu sorunuyla bağlamayı bilmemeleri ya da istememeleridir.
Bauer ve Venner tipinde Avusturyalı sosyal-demokratların anlayış kısırlığı, ulusal sorun ile iktidar sorunu arasındaki çözülmez bağı anlamamış olmalarındadır; Ulusal sorunu siyasetten ayırma ve onu, emperyalizm ve köleleştirdiği sömürgeler gibi “önemsiz şeyler”in varlığını unutarak kültür ve eğitim sorunları çerçevesi içine kapama yolunda çaba göstermelerindedir.
Ulusların kendi kaderlerini serbestçe tayin etme ve “yurdun savunulması” ilkelerinin, yükselen sosyalist devrim koşulları içinde olayların gelişmesi sonucu ortadan kalktığı söyleniyor. Gerçekte ortadan kalkan ne ulusların kaderlerini serbestçe tayin etme hakkıdır, ne de “yurdun savunulması” ilkesi; ortadan kalkan bunların burjuva yorumlarıdır. Emperyalizmin boyunduruğu altında inleyen ve kurtuluşlarını özleyen işgal altındaki bölgelere bir göz atmak yeter; Sosyalist yurdu emperyalizmin açgözlü yırtıcılarına karşı savunmak için devrimci bir savaş vermekte olan Rusya’ya bir göz atmak yeter; şu anda Avusturya-Macaristan’da gelişmekte olan olaylar üzerinde biraz düşünmek yeter; (Hindistan, İran, Çin gibi) şimdiden Sovyetler kurmuş olan köleleştirilmiş sömürgelere ve yarı-sömürgelere bir göz atmak yeter; ulusların kendi kaderlerini serbestçe tayin etme ilkesinin Sosyalist yorumla ulaştığı devrimci azameti anlayabilmek için bütün bunlara bir göz atmak yeter.
Ekim Devrimi’nin dünya ölçüsündeki önemi özellikle şunlardan ötürüdür:
1. Ulusal sorunu, ulusal boyunduruğa karşı savaş gibi özel bir sorun olmaktan çıkararak, ezilen halkların, sömürgelerin ve yarı-sömürgelerin emperyalist sömürüden kurtuluşu genel sorunu haline getirerek bunun alanını genişletmiştir.
2. Bu kurtuluşun gerçekleşebilmesi için büyük olanaklar yaratmış ve gerçek yolları açmıştır. Ve böylelikle Batının ve Doğunun ezilen halklarının kurtuluşunu geniş ölçüde kolaylaştırmıştır; onları, emperyalizme karşı utkun savaşın ortak yoluna getirmiştir.
3. Batının proleterlerinden Rusya devrimi aracılığıyla Doğunun ezilen halklarına kadar varan dünya emperyalizmine karşı yeni bir devrimler cephesi kurarak, sosyalist batıyla köleleştirilmiş batı arasına köprü kurmuştur.
Doğunun ve Batının emekçi ve sömürülen yığınlarının bugün Rus proletaryasına karşı göstermekte olduğu büyük ilginin açıklaması bundadır.
Bütün dünyanın emperyalist saldırganlarının kudurgan bir öfkeyle bugün Sovyet Rusya’ya çullanmalarının açıklaması bundadır.

Pravda, No 241–250.
6-19 Kasım 1918

Yorumlar kapatıldı.

Özgürlük Dünyası 2022

Yukarı ↑