Bu metin, Temmuz-1994’te, Ekvador’da yapılan komünist parti ve örgütler ortak konferansına, TDKP tarafından sunulan belgedir. Konferans, gelecek yıl içinde yeni bir konferansın toplanması, bu metinde de önerilen nitelikte bir Koordinasyon Komitesi kurulması ve içeriği, gene bu metinde yer alan bir dergi çıkarılması gibi kararlar almıştır. Bu belgeyi okuyucularımızın ilgisine sunuyoruz.
Komünist Hareket ve Proletaryanın Uluslararası Örgütlenmesi Üzerine
Proletarya uluslararası bir sınıf, hareketi uluslararası bir hareket ve proleter devrim, uluslararası bir devrimdir. Burjuvaziyle proletarya ve kapitalizmle sosyalizm arasındaki mücadele, teoride ve pratikte, uluslararası ölçekte süren bir mücadeledir. Dolayısıyla bilinçli proletarya, tek tek ülkeler ölçeğinde olduğu gibi, uluslararası ölçekte de mücadele etmek ve örgütlenmek zorundadır. Proletaryanın ve proleter devrimin karakterinin ifadesi olan uluslararası ölçekte örgütlenme zorunluluğu, devrimci proletarya tarafından, Komünist Manifesto’nun yayınlanmasından bu yana, bilinen bir zorunluluktur. Ayrıca; uluslararası proletaryanın, 1950’li yılların ortalarına kadar gelen mücadelelerinde; gerçekleştirdiği devrimler, devrimci ayaklanmalar ve devrimci savaşların uluslararası karakterinde ve kurduğu uluslararası komünist örgütler şahsında, pratik olarak kanıtlanmış bir olgu durumundadır.
Ne var ki, tek tek ülkelerde olduğu gibi, proletaryanın uluslararası örgütlenmesi de, hep ileriye doğru ve kesintisiz bir seyir izlememiştir. Hareketin tarihindeki geçici düşüş ve parçalanmalar sonucunda meydana gelen kesintiler bir yana bırakılırsa; Sovyetler Birliği’ndeki revizyonist yozlaşma ve komünist partilerin bürokratik revizyonist partilere dönüşmesinden bugüne; tek tek ülkeler proletaryalarını, sosyalist proletarya olarak birleştiren ve aynı zamanda yönetici merkez olan uluslararası bir proletarya örgütü olmamıştır. Proletaryanın, devrim ve sosyalizmden uzaklaştırılması süreci, proleter enternasyonalizminin gerilemesi ve uluslararası örgütlenmesinin dağılması süreci de olmuştur. Sovyetler Birliği ve Doğu Bloğu’nun çökmesi dönemindeki ideolojik saldırı kampanyasıyla birlikte, sınıfın saflarındaki sosyalizm ve ifadesi uluslararası örgütlenme eğilimi, tarihte hiç olmadığı oranda geri bir mevziiye sürüklenmiştir.
Fakat şunlar da gerçektir: Uluslararası proletaryanın bağrında, uluslararası sınıf olduğuna ilişkin güdü ve duygular, bütün yenilgi ve gerileme dönemi boyunca da, hep yaşanmıştır. Şu ya da bu ülkelerde, şu ya da bu nedenlerle ortaya çıkan proletarya direnişleri, öteki ülkelerdeki sınıf kardeşlerinde, en kötü dönemlerde dahi ilgi uyandırmış ve manevi düzeyde de kalsa, her zaman destek bulmuştur. Öte yandan, gerçek komünist parti ve örgütler ve oluşturdukları Uluslararası Komünist Hareket, dünya proletarya ordusunun bağrında yaşayan ve gelecekte kesin olarak hakim olacak olan enternasyonalizmi, kesintisiz olarak yaşatmış ve temsil etmiştir. Doğu Bloğu’nun çökmesi ve Arnavutluk’ta sosyalizmin yıkılışıyla zirveye çıkan gerici kampanya; uluslararası hareket ve komünist partilerin saflarında belirsizliğe ve parçalanmalara yol açmış ve bazılarının hareketten ayrılma ve tasfiyelerine zemin yaratmış olsa da; devrim ve sosyalizm savunusu, uluslararası proleter dayanışma ve sınıf kardeşliği, gerçek komünist parti ve örgütlerin tutum ve eylemlerinde hep yaşamıştır.
Kapitalist ve revizyonist gericiliğin son ideolojik saldırısının, proletarya saflarındaki sosyalizm ve enternasyonalizmin en aza inmesi ve dibe vurmasına yol açtığı doğrudur. Ne var ki, bu dibe vuruş, ideolojik yanılsamadan kaynaklanan bir dibe vuruştur ve geçicidir. Proletarya hareketi ve sosyalizm ve enternasyonalizm eğiliminin güç kazanması bakımından, son birkaç yıldan bu yana, durumun giderek değişmekte olduğu görülmektedir. Uluslararası proletaryanın, belli başlı ülkelerde gösterdiği hareketlenme, henüz geri bir mevzide bulunan ve istikrarsızlık içinde gelişen bir hareketlenme olmasına karşın, yeni bir dönemin açılışını da vurgulamaktadır. Nasıl bir seyir izleyerek gelişirse gelişsin; proletaryanın mücadelesi, eninde sonunda sosyalizm eğilimine girecek ve uluslararası sosyalist kitle hareketi olarak örgütlenmeyi gündeme getirecek dinamiklere sahip bir mücadele olarak gelişmektedir. Ve proletaryadaki hareketlenmenin, Uluslararası Komünist Hareket’e ve gerçek komünist partilere, gitgide daha ileri görevler yükleyen bir hareketlenme olduğuna kuşku yoktur.
Nitekim, safları dağılmış revizyonist akımların, yeniden toparlanmak ve harekete hakim olmak üzere, uluslararası ölçekte hareketlenmeleri, görmezden gelinemez bir olgudur. Ve kuşku yoktur ki, proletaryanın mücadelesinin açmakta olduğu bu yeni dönem, Uluslararası Komünist Hareket açısından da, yeni bir dönemece ve yeni bir döneme işaret etmektedir. Uluslararası Komünist Hareket, bir önceki dönemde şekillenmiş olan platform ve pozisyonunu değiştirmek ve canlanmakta olan proletarya hareketinin, kendisinden uluslararası ölçekte talep ettiği görevleri sırtlamaya uygun düşen bir politik ve örgütsel platforma geçmek zorundadır. Bu, kendini, ertelenemez bir şekilde dayatmış bulunmaktadır.
Partili mücadeleden uzaklıkla karakterize olan proletarya hareketinin bugün talep ettiği uluslararası örgütlenme, nasıl bir örgütlenmedir; Uluslararası Komünist Hareket, bugün hangi politik örgütsel görevlerle karşı karşıyadır ve ne gibi bir örgütlenme, biçimi içinde şekillenmelidir? Bu soruların vurguladığı sorunların, uluslararası hareketin önünde bulunan temel sorunlar olduğuna kuşku yoktur. Ve ertelenmeksizin çözümlenmesi ve gündemden kaldırılması gereken sorunlar olarak orta yerde durmaktadırlar.
Tek tek komünist partilerin bugünkü acil görevi, proletaryanın öncü kitlesini, parti örgütü olarak, kendi örgütlerinde örgütlemektir. Öte yandan, tek bir kapitalist parti olarak örgütlenen uluslararası burjuvazi karşısında; bütün ülkeler proletaryası, tek bir uluslararası sınıf olarak hareket etmek ve tek bir uluslararası parti olarak örgütlenmek zorundadır. Ve proletaryanın uluslararası partisinin, bütün ülkeler partilerinin toplamı ve uluslararası proletaryayı temsil yeteneğinde bir parti olarak örgütlendiği, tarihteki örneklerle bilinmektedir.
Uluslararası bir parti olarak örgütlenme söz konusu olduğunda, şunlar önem taşımaktadır: Proletaryanın uluslararası parti olarak örgütlenmesi, tek tek ülkelerdeki örgütlenmesinden ayrı bir yol ve seyir izleyerek ve farklı özellikler göstererek gerçekleşmektedir. Böyle olmasının nedenlerinin; her ülkenin, devrim ve sosyalizme farklı yollardan geçerek ilerlemesi; devrimin ve hareketin eşitsiz bir seyir izleyerek gelişmesi; sınıf mücadelesinin, dönemsel aktüel gelişme derecesi ve sınıf güç ilişkileri vb. etkenlerde (1) yattığından kuşku duyulamaz. Fakat bütün bu etkenlerden ve sürecin nasıl bir seyir izleyeceği ve hangi özellikler içinde şekilleneceğinden bağımsız olarak vurgulanırsa; uluslararası proletaryanın, sosyalist kitle hareketi olarak merkezleşen ve aynı zamanda, yönetici merkez olan uluslararası tek bir parti olarak örgütlenmesi, kesin bir zorunluluktur. Uluslararası proletarya, kapitalizm ve emperyalizmin tarihi boyunca, bu nitelik ve özelliklere sahip örgütler (partiler) kurmuştur. Uluslararası parti olarak örgütlenmeye, gelecekte de ihtiyaç duyacağı, objektif bir gerçekliktir. Ve proletaryanın bu uluslararası partisi, hiç kuşku yoktur ki, önceki dönemlerde teşekkül etmiş uluslararası partilerin bir kopyası biçiminde değil, yukarıda söz edilen etkenler ve öteki koşulların dayattığı biçimler içinde şekillenen bir parti olarak örgütlenmek zorundadır.
Bu vurgulananlardan çıkan sonuç şudur: Uluslararası Komünist Hareket, dünya proletarya partisi biçiminde örgütlenen ve bu özellikleri taşıyan bir hareket ve örgüt değildir. Gerek proletarya hareketinin bugünkü gelişme derecesi; gerekse, komünist partilerin proleterler sınıfı ile ilişkilerinin (sınıf içindeki güç ilişkileri) şimdiki durumu, Uluslararası Komünist Hareket’in parti biçiminde örgütlenmesine izin vermemektedir. Ama öte yandan; Uluslararası Komünist Hareket’in, eski biçim ve araçlarla; ikili ilişkiler ve içe dönük toplantılardan ibaret bir ilişki ve örgüt biçimiyle(2) yetinmesi de olanaksızdır. Proletarya hareketinin bugünkü aşamasının talep ettiği görevlerin üstesinden gelmeyi kolaylaştıracak bir örgüt biçimine geçmek, Uluslararası Komünist Hareket açısından, acil ve ertelenemez bir ihtiyaç haline gelmiştir.
Uluslararası Komünist Hareket’in bugünkü örgütlenmesi nasıl bir örgütlenme olmalıdır? Kardeş komünist partiler topluluğunun bugünkü örgütlenme biçimi, Uluslararası Komünist Hareket’i, uluslararası proletarya hareketinin devrimci alternatifi olan biricik ideolojik akım olarak ilan etme yeteneğinde olan bir örgütlenme olmak zorundadır. Öte yandan, kararlar alabilen, çağrılarda bulunabilen, kampanyalar düzenleyebilen bir mücadele mihrakı olarak şekillenmeye mahkûmdur. Komünist partiler topluluğu, bu iki özellik ve yeteneğe sahip asgari bir örgüt haline gelmeden, Uluslararası Komünist Hareket’in varlığından söz edilemez.
Komünist partiler arasındaki ikili görüş alışverişi, deney aktarımı ve kampanya kararları almakla sınırlı, içe kapanık bir ilişki ve örgüt biçiminin, hareketin gündeme getirdiği görevleri karşılayamayacağı yadsınamaz bir gerçekliktir. Buna karşılık; görüş alışverişi ve deney aktarımını gerçekten yapabilmek ve gerçekten etkili kampanyalar düzenleyebilmek için; yukarıda vurgulanan iki özelliği taşıyan ve iki görevi yerine getirme yeteneği olan bir örgüt olarak şekillenmek, Uluslararası Komünist Hareket açısından acil bir ihtiyaçtır. Fakat böyle bir örgütlenmenin, mutlak ve değişmez bir örgütlenme olmadığı kabul edilmek zorundadır. Proletarya hareketi ve komünist hareket ilerledikçe, uluslararası örgütlenme de değişmek, yeni biçimler içinde yeniden şekillenmek zorundadır. Uluslararası Komünist Hareket, uluslararası proletaryanın tek bir uluslararası parti olarak örgütlenmesini hızlandırmak için mücadele göreviyle de yükümlüdür.
Uluslararası Komünist Hareket’in, bugünkü koşullara ve proletarya hareketinin dayattığı görevlere uygun düşen, asgari bir örgütlenme içine girebilmesi için, işlevleri belirlenmiş olan şu iki organı oluşturması kesin bir zorunluluktur: Bu organlardan birincisi, ortak karar organı niteliği taşıyan ve düzenli aralıklarla toplanan kardeş partiler ortak konferansı; ikincisi ise, ideolojik tartışma ve dayanışma ve her parti için uluslararası bir tanıtma organı olan bir dergidir. Öte yandan, bu organların, işlevlerine uygun çalışması ve görevlerini yerine getirmesinde, doğacak teknik güçlükleri yenmek için, pratik teknik görevlerle görevlendirilmiş bir komitenin gerekli olduğu da ortadadır. Bu organlar, ertelenmeksizin oluşturulmalıdır. Bu organları oluşturmayı ertelemek ve mevcut araçlarla yetinmek; Uluslararası Komünist Hareket’in silahsızlanması; komünist partilerin, kullanılabilir araçlardan mahrum kalması anlamını kazanmıştır. Hareketin bu uluslararası organlar üzerinde örgütlenmesinin; komünist partilerin, kendi ülke proletaryalarını örgütlenme ve ülke devrimini ilerletme görevine herhangi bir zarar vermeyeceği gibi; partilerin güçlenmesi, devrimlerin ilerlemesi ve proleter enternasyonalizminin güçlenmesinde, önemi yadsınamaz bir adım atmak anlamına geleceği de bir gerçektir.
Yanlış anlamlara meydan vermemek için, özellikle vurgulamak gerekmektedir: Her kardeş komünist partisinin görevi, kendi ülkesindeki proletaryayı örgütlemek ve ülke devrimini ilerletmektir. Fakat bir gerçektir ki, dünya devrimi platformunda ve uluslararası proletaryanın mevzisinde yer almayan bir partinin, kendi ülkesindeki devrimi ilerletmesi ve gerçekleştirmesi olanaksızdır. Kendi ülkesinde devrim yapmanın en önemli koşullarından birisi, uluslararası proletaryanın otoritesini arkasına alan ve onun bulunduğu mevzide örgütlenen bir parti olarak mücadele etmektir. Uluslararası Komünist Hareket’in, yukarıda söz edilen nitelikteki örgüt ve ilişki biçimleri içinde yenilenmeye ve yeniden şekillenmeye muhtaç bir hareket durumuna geldiği, yadsınamaz bir açıklık içindedir.
Uluslararası Komünist Hareket, göreceli olarak küçük partilerden oluşan bir hareket olmasına karşın, proletarya saflarında “etki”ye sahip öteki “sosyalist” akımlar karşısında büyük avantajlara sahip bir harekettir. Çünkü Marx, Engels, Lenin ve Stalin’in teori ve pratiğinin sahibi ve savunucusudur. Modern revizyonizme karşı mücadele döneminin; başında E. Hoca Yoldaş’ın bulunduğu AEP ve öteki kardeş parti ve örgütlerin, modern revizyonizmin alçakça ihanetine karşı açtıkları savaşın devrimci çizgi ve tecrübeleriyle silahlanmıştır. Kardeş parti ve örgütler ve Uluslararası Komünist Hareket, önündeki olanakları değerlendirdiğinde, uluslararası proletaryanın gerekli devrimci yanıtı vermesi için koşullar, giderek daha da olgunlaşmaktadır.
Uluslararası Komünist Hareket’in Örgütlenme Kuralları ve Kardeş Partiler Arasındaki İlişki Biçimleri
1/ Kardeş partiler genel konferansı. Kardeş partiler genel konferansı, Uluslararası Komünist Hareket’i oluşturan bütün kardeş partilerin ortak katkı ve katılımıyla gerçekleştirilen genel toplantıdır. Hareketin genel ideolojik çizgisi üzerinde bulunan ve devrimci çalışma içinde olan her parti ve örgüt, bu platform içinde yer alır. Proletarya hareketi ve proleter devrimin bütün temel ideolojik, politik ve örgütsel sorunlarının tartışıldığı, ortak çözümlerin oluşturulduğu ve gerekli ortak kararların alındığı temel platform, bu platformdur. Bu platform, Uluslararası Komünist Hareket saflarındaki birliğin güçlenmesinde başlıca araçtır. Öte yandan, devrimci bir alternatif ve bir mücadele merkezi olarak örgütlenmenin temel organıdır.
* Uluslararası Genel Konferans, Uluslararası Komünist Hareket’in tek ortak karar organıdır. Bugünkü koşullarda, yılda bir kez olağan; belli sayıda kardeş partinin talep etmesi durumunda, öteki partilerin eğilimlerini de göz önüne alarak, olağanüstü toplanır. Gündem konularının belirlenmesinde herhangi bir sınır yoktur. Genel konferansın gündemi, bir önceki genel konferansta oluşturulur. Toplantılar arası dönemde yapılan öneriler, kardeş partilere önceden iletilir ve gündem önerisi olarak konferansa sunulur. Önceden belirlenmiş gündem konuları üzerine, gerek duyan her kardeş parti, görüşlerini bütün kardeş partilere, yazılı ve sözlü olarak iletme ve tartışma hakkına sahiptir.
* Kardeş komünist partiler ortak konferansı, partilerin ortak karar organı olmasına karşın, tek tek partilerin karar organları ve iradeleri üzerinde bir organ değildir. Ortak konferansın karar alabileceği konular sınırlıdır. Tek tek partilerin kararları üzerinde ve onların yerine geçen kararlar alamaz; partilerin çizgi ve ülkelerindeki çalışmalarıyla ilgili sorunları karar konusu haline getiremez. Buna karşılık, karşılıklı tartışma ve eleştiride herhangi bir sınır yoktur.
* Kardeş partiler konferansının, karar alma ve çağrıda bulunma alanı, aşağıdaki sorunlarla ilgili konular tarafından sınırlandırılmıştır: Komünist harekete üye kabul etme ve hareketin dışına çıkarma; ideolojik ve politik sorunlarla ilgili uluslararası kampanyalar açma ve ortak çağrılar yayınlama; işlev ve görevi ortak kararla belirlenmiş derginin yayınını izleme ve denetleme; kendi iç ilişkilerini belli sınırlar içinde yeniden düzenleme ve geliştirme ve oybirliği içinde olunan ve karar alınmasında sakınca görülmeyen öteki sorunlarla ilgili konular; bu konular, kardeş partiler ortak konferansının karar alabileceği sınırları çizer. Başka sorunlarla ilgili konular, ortak konferansın tartışma konuları haline gelse bile, karar konuları haline getirilemez.
* Katılmak üzere başvuran parti ve örgütlerin, uluslararası hareketin bir üyesi olarak kabul edilmesinde, bölgedeki kardeş partilerin ortak raporları esas teşkil eder. Bölge partilerinin raporları onaylandığı takdirde, başvurular, genel konferansı oluşturan partilerin çoğunluğunun oyuyla kabul edilir. Bölge partilerinin raporlarının olumsuz olduğu koşullarda ise, başvuru, işleme konulamaz ve kabul edilemez. Bir ülkeden, birden fazla grup ya da örgütün başvurusu halinde, uluslararası hareketin genel ortak tutumu, bu grup ve örgütlerin birleşmelerine yardım ve onları buna teşvik etme tutumudur.
* Bir parti ve örgütün, Uluslararası Komünist Hareket’in dışına atılmasında, şu iki sapma tayin edicidir: a) Hareketin genel teori ve genel çizgisinden (Marx, Engels, Lenin ve Stalin’in genel teori ve pratiği ve Uluslararası Komünist Hareket’in revizyonizme karşı mücadele çizgisi) belirgin sapma; b) Ülkesinde pratik çalışmadan büsbütün kopma. Bu iki sapmadan biri ya da ikisiyle suçlanan bir parti ya da örgüt, bölgedeki kardeş parti ve örgütlerin tespit ve düşünceleri de dikkate alınarak, hareketin dışına çıkarılır. Bir parti ya da örgütün, komünist hareketin dışına atılmasında, genel konferansı oluşturan parti ve örgütlerin üçte ikisinin oyu, zorunluluktur.
2/ İdeolojik tartışmayı ve enternasyonalist dayanışma ve paylaşmayı geliştirme organı olarak teorik dergi. Bu dergi, teorik ve politik merkez organ niteliğinde bir dergi değil, bir tartışma ve tanıtma organıdır. Komünist partiler ortak konferansı tarafından, partilere herhangi bir sınırlama getirilmeden ve partilerin kendi adlarına yolladıkları yazılarla yayınlanır. Belirlenmiş işlevine uygun çıkıp çıkmadığı, ortak konferans tarafından denetlenir. Bu dergi, ortak bir komisyonun, uluslararası hareket adına yazdığı bir organ değil, kardeş partilerin kendi adlarına yazdıkları ve ortak yayınladıkları bir organdır. Öncü proleterler arasındaki enternasyonalist tutumu geliştirme, ideolojik yardımlaşmayı ilerletme ve deney ve tecrübeleri tartışma ve toparlama işleviyle yayınlanır.
* Dergi, yılda iki sayı, ihtiyaç halinde üç sayı olarak yayınlanır. Her sayısının içeriği, yazıların yollanış sırası tarafından belirlenir. Ve her kardeş parti, yazısını belirlenmiş bir dile çevirerek yollama ve dergiyi kendi dilinde yayınlama sorumluluğunu, kendisi üstlenir. Bütün kardeş partiler, dergiye özgürce yazma, ayrı görüşlerini yansıtma, karşı görüşleri eleştirme hakkına sahiptir. Dergiye yazmak, kardeş partiler açısından, sadece bir hak değil, aynı zamanda sorumluluktur.
3/ Uluslararası teknik komite. Uluslararası hareketin organlarının, işlevlerine uygun çalışma yapabilmesi için, bir komitenin kurulması zorunludur. Bu komite, kardeş partiler genel konferansı tarafından görevlendirilir; her olağan ya da olağanüstü konferans tarafından yenilenebilir; görevinden alınabilir ve yerine bir yenisi atanabilir. Genel Konferans, komiteyi kurarken, görevlendirilen partilerin bir araya gelme olanaklarını, çalışma koşullarını ve bilgi akışında kolaylık yaratacak öteki etkenleri gözetir. Bu komitenin, herhangi bir ideolojik ya da politik niteliği, yetkisi ve görevi yoktur; teknik işlerle görevlidir ve genel konferansa karşı sorumludur. Teknik komitenin kaç partiden oluşacağı, genel konferans tarafından, her defasında yeniden belirlenir. Görevi, kardeş partiler arasındaki bilgi akışına yardım etmek; derginin yayınlanmasındaki teknik görevleri yerine getirmek ve genel konferans gündeminin oluşması ve kararların uygulanması sırasındaki pratik ve teknik işleri üstlenmektir.
4/ Kardeş parti ve örgütler arasındaki ilişkiler. Kardeş parti ve örgütler topluluğu, eşit ilişkiler içindeki parti ve örgütler topluluğudur. Aralarındaki ilişkilerin ilkesi, eşitlik ve açıklıktır. İkili ve çok taraflı görüşmeler ve bölgesel toplantılar, her zaman kullanılabilir ve kullanılması gereken mekanizmalardır. Kardeş partiler, dayanışma içindedir ve ikili ve bölgesel işbirlikleri, ortak bölgesel çağrı ve kampanyalar, aralarındaki dayanışmanın kullanılabilir araçlarıdırlar.
* Uluslararası hareket içindeki ve kardeş partiler arasındaki tartışmalar, açık tartışmalar olarak yürütülür. Bu tartışmalar, kamuoyu önünde ve yazılı araçlara dayanılarak da sürdürülebilir. Amaç, çatışma ve polemik değil, ideolojik yardımlaşma ve birliktir. Her kardeş parti, öteki kardeş partilerin yayın organlarını kullanabileceği gibi, bülten, broşür vb. uluslararası yayın çıkarma hakkına da sahiptir.
* Kardeş partiler arasındaki ikili ilişkilerin amaçlarından birisi, Marksizm-Leninizm’in değişik ülkelerdeki uygulanmasının deney ve tecrübelerinin kardeş partilerle paylaşılması; uluslararası devrimin sorunlarının, proletaryanın tek tek ülkelerdeki bölüklerine mal olmasıdır. İkili ve bölgesel ilişki ve görüşmeler, enternasyonalist tutum ve eylemi geliştirmenin en önemli yöntemlerinden birisidir. Ve geliştirilerek ve istikrar kazandırılarak sürdürülmesi gereken bir ilişki ve dayanışma biçimidir.
* Her kardeş parti, komünist parti ve örgütün bulunmadığı komşu ülkelerde, Marksizm-Leninizm’in yayılması ve komünist gruplar oluşması için çaba harcamayı görev sayar. Marksizm-Leninizm’e yönelen gruplara yardım eder, özel ilişkiler içinde onları ilerletir. Bu ülkelerdeki durumdan, öteki kardeş partileri ve Uluslararası Komünist Hareket Ortak Konferansı’nı bilgilendirir.
Haziran 1994 TDKP-MK
NOT:
Bu konferansa şu örgüt ve partiler katıldılar:
Almanya Komünist Partisi (KPD)
Britanya Devrimci Komünist Partisi (M-L)
Dominik Cumhuriyeti Komünist Emek Partisi
Ekvador Marksist-Leninist Komünist Partisi (M-L)
İspanya Ekim Komünist Örgütü
İtalya Proletaryasının Komünist Partisi İnşa Örgütü
Kanada Komünist Partisi (M-L)
Meksika Komünist Partisi (M-L)
Şili Komünist Partisi (Proleter Eylem)
Türkiye Devrimci Komünist Partisi (TDKP)
Venezüella Kızıl Bayrak Partisi
Yukarı Volta Devrimci Komünist Partisi
DİPNOTLAR:
(1) Bu etkenler, iradeden bağımsız etkenlerdir. Ve uluslar ve ülkelerin; iktisadi gelişine dereceleri ve tarihsel ulusal şekillenişlerindeki farklar; sınıf mücadelesinin yasaları ve sürekli değişkenlik gösteren sınıf güç ilişkileri gibi objektif olgulara bağlı kaçınılamazlıklar olarak şekillenmişlerdir.
(2) Uluslararası Komünist Hareket’in, son genel toplantıdan ve orada alınan kararlardan önceki durumu, genelde örgütsüzlüğü yansıtmasına karşın, gene de bir örgüt ve ilişki biçimine denk düşen bir durumdur… Ve kendi başına kaldığında, işlevini yitirmiş bir örgüt biçimidir.
Ekim 1994