Çöp Ve Şırnak

Kürdistan’ı odak noktası olarak seçen ve Irak’taki durumla bağıntılı olarak uluslararası boyutta yürütülen emperyalist politikaların uygulanmasında, Türkiye’nin üstlendiği rol, iç politikanın yeniden düzenlenmesini, her türden halk hareketinin ve muhalefetin kesinlikle ve acilen susturulmasını gerektiriyor.
Türkiye’nin Kürt ve Türk, bütün emekçilerinin mücadelesinin birleşik bir hal alması, en azından bunun eşzamanlı biçimler kazanması, böyle bir politikanın yürütülmesinin olduğu kadar, faşist diktatörlüğün diğer bütün ekonomik ve siyasal yaptırımlarının da başlıca engeli olacaktır.

Ağustosta, iki toplumsal olay, başta üç büyük kent olmak üzere başlıca yerleşim merkezlerini etkileyen belediye işçileri grevi ve sonra da Şırnak Operasyonu, Türkiye’nin siyasal ve sosyal hareket zemininde, derin köklerle birbirine bağlandı. Bu bağıntı, hem toplumsal muhalefetin boyutlarını ve devrimci hareketin imkânlarını, hem de egemen sınıfların önümüzdeki süreçlere ilişkin projeksiyonlarını açığa çıkarttı.
Günlük basının “çöp grevi” adıyla kamuoyuna tanıttığı belediye işçileri grevinde, gerçekte temizlik işlerinde çalışanlar, greve katılanların ancak yüzde otuzu kadardı, Ancak, bir yandan olayın boyutlarını küçültmek ve katılan kitle sayısını olduğundan küçük göstermek isteyen, diğer yandan grevcilerin dayanışma olanaklarını ve diğer emekçi halk katmanlarıyla, özellikle de kent küçük burjuvazisiyle ilişkisini olumsuz etkilemek isteyen burjuva basın, çalışanların grevini böyle adlandırdı. Yaz sıcağında süratle çürüyen çöp yığınlarından rahatsızlık duyan, müşterisini kaybeden küçük esnaf, dükkâncılar, mahalle sakinleri, abartılmış bir “sağlığı tehdit” propagandasıyla, işçilere ve greve karşı kışkırtıldı. Özellikle grevin kamuoyundaki yükünü sırtlarında taşıyan temizİik işçileri, bütün çabalarına karşın, bu propaganda bombardımanının etkisini kırmayı başaramadı, Temizlik işçileri, “halk sağlığının düşmanı” bir tür “terörist” haline sokuldular. Devletin son günlerde sıkça kullandığı “teröristlerle halkı birbirinden ayırma” sloganının, mücadele eden bütün işçi ve emekçi kesimleri için geçerli bir slogan içeriği taşıdığı da böylece görüldü. Ekonomik ve demokratik hak ve çıkarları için mücadele eden bütün halk kesimleri, bundan böyle kendilerini “terörist” olarak gören bir politikayla karşı karşıya geleceklerinin ilk işaretini “çöp grevi” sırasında fark ettiler.
Devlet, hemen hemen bütün kurumlarıyla, belediye işçilerinin grevini kırmak için seferber olduğunda, basın tekellerinin, özel ve resmi televizyon kanallarının bütün şartlandırmalarıyla sağlanmış bir “kamuoyu desteği” görüntüsüne sığındı. “Bu iş bitsin” diyen halk çoğunluğunun aynı zamanda “İşçilerin hakkı verilsin ve bu iş bitsin” dediği ise, gazete sayfalarına ve televizyon ekranlarına “iş bitirilsin” diyen yanları öne çıkarılarak yansıtıldı.
Uluslararası planda, ABD’nin ve Avrupalı emperyalistlerin görünüşte “arapsaçı”na dönen politikaları ve askeri pratikleri yeniden Ortadoğu ekseninde yoğunlaşmaya yönelirken, “çöp grevi”nin büyük bir gayretle ve aceleyle çıkarılmış bir “emir”le kırılması, yalnızca belediye işçilerine yöneltilmiş ve yalnıza Türkiye’nin iç politikasıyla ilgili bir saldırıdan daha ötesinin düşünülmesi için de bir işaretti aslında.
İşaret, devletin Şırnak saldırısı ile kesinlik kazandı. Kürdistan’ı odak noktası olarak seçen ve Irak’taki durumla bağıntılı olarak uluslararası boyutta yürütülen emperyalist politikaların uygulanmasında, Türkiye’nin üstlendiği rol, iç politikanın yeniden düzenlenmesini, her türden halk hareketinin ve muhalefetin kesinlikle ve acilen susturulmasını gerektiriyor. Türkiye Kürdistanı’na yapılan askeri yığınak ve alınan siyasi tedbirler, yalnızca iç politikanın ihtiyaçlarından, yalımca iç sınıfı mücadelesinin yönelimlerinden kaynaklanmıyor. Ne var ki, Türkiye’nin Kürt ve Türk, bütün emekçilerinin mücadelesinin birleşik bir hal alması, en azından bunun eşzamanlı biçimler kazanması, böyle bir politikanın yürütülmesinin olduğu kadar, faşist diktatörlüğün diğer bütün ekonomik ve siyasal yaptırımlarının da başlıca engeli olacaktır. Böylece, “çöp grevi”nin karşı karşıya kaldığı çok yönlü saldırının, halk muhalefetinin kamuoyunda ön plana çıkmış bir yanına, birleşme olanaklarına, ardından getirebileceklerine ve özellikle de Kürdistan’a yönelik politikaların daha da sertleşeceği bir dönemin potansiyel engellerine karşı yapılmış bir saldırı olduğu görülüyor.
Belediye işçilerinin grevinin karşılaştığı son, aynı zamanda devletin diğer bütün grevlere karşı tavrının da bundan böyle nasıl olacağını göstermiştir. Kamu güvenliği, sağlığı tehdit eder boyutlar, ulusal çıkarlar vs. gibi, pek çok gerekçe, bundan sonraki grevlerin ertelenmesinin de gerekçesi olacaktır. Hiç bir ciddi grev, bu koşullarda, “yasaların işçilere tanıdığı bir hak” olarak ve yasaların çerçevesi içinde sürdürülemeyecektir.
Şırnak, “çöp grevi”nin açığa çıkardığı gerçeklerin maddi kanıtını sundu. Kürt emekçilerine ve ulusal kurtuluş mücadelesine karşı sürdürülen “kirli savaş”, artık “sivil halk” – “terörist” ayrımını tamamen silmiştir. Bosna’daki katliama karşı timsah gözyaşları dökenler, kendi siyasal sınırlan içinde bir başka “etnik arındırma politikası”nı açıkça yürürlüğe sokmuş bulunmaktadır. Bu olayda da, mücadele eden halk kitlelerinin tümü “terörist” durumuna sokulmuş, halkın geri kalan kısmıyla özellikle de Türk halkıyla olan ilişkilerinin ve bağlarının bu temelde koparılması esas alınmıştır.
Önümüzdeki süreçte devletin sıkıyönetim dâhil, karşı devrimci her yöntemi kullanmaya hazırlandığı görülüyor. Grev yasaklamaları, kanlı kitlesel katliamların “altyapısı”dır. Türk işçi ve emekçilerine yönelik her saldırı, devlet katında, Kürt işçi ve emekçilerine, ulusal kurtuluş mücadelesine yönelik saldırıları güçlendirecek bir “lojistik” tedbir olarak görülüyor. İşçi ve emekçi yığınları açısından ise, başlıca stratejik yönelim, yalnızca karşı devrimin “lojistik” tedbirlerini kırmak için değil, ama dolaysız olarak kendi geleceğini kurmak için yaptığı mücadeleyi sağlam bir temele oturtmak için, bütün uluslardan işçilerin ve emekçilerin birleşik eylem cephesini yaratmak olmalıdır.

Eylül 1992

Yorumlar kapatıldı.

Özgürlük Dünyası 2022

Yukarı ↑