İnsan Hakları Derneği Kadın Komisyonu’nun önerisi ve çeşitli kadın dernek ve çevrelerinin katılımı ile 1. Kadın Kurultayı 19-20 Mayıs günlerinde Beşiktaş’ta Anıl Düğün Salonu’nda yapıldı. Kurultay’a, Kurultay’ın yapıldığı her günde çoğunluğu kadın olmak üzere bini aşkın izleyici katıldı. Kurultay’da söz alan 150 konuşmacı kadın, kadın sorunlarına ilişkin görüşlerini dile getirdiler. Feminist ve Sosyalist Feminist çevrelerinin ısrarı sonucu Kurultay öncesi alınan karar gereğince erkek izleyicilere söz hakkı verilmedi. Oldukça tartışmalı geçen Kurultay’da 70 tebliğ okundu ve oldukça önemli kararlar alındı. Kurultay’ın 2. gününde bir erkeğe söz hakkı verilmesi üzerine, Feminist ve Sosyalist Feminist çevreler Kurultay’ı terk etti.
Kurultay’a Feminist ve Sosyalist Feministlerin yanı sıra, kendini sosyalist olarak adlandıran çok sayıda grup katıldı. Ancak Kurultay’da olan gelişmelerden anlaşıldığı kadarıyla, gruplar bir yana, izleyici kadınların en büyük bölümü, kadının kurtuluşunun sosyalizmle olacağına inanan ya da en azından sosyalizme sempati duyan kadınlar çoğunluktaydı. Kadının kurtuluşunun sosyalizmde ve gerçek sosyalist erkeklerle birlikte sürdürülecek mücadele ile olacağına inanan kadınlar belki her zaman yerinde müdahale etmediler ve bu yüzden özellikle feminist kadınların alaylı gülücükleriyle karşılandılar ama her “sosyalizm” ya da “işçi sınıfı” sözcüklerini duyuldukları anda büyük bir coşku ile alkışladılar ve devrimci erkek kadın birlikteliğini vurgulayan sloganlar attılar. Bu da feminist ve sosyalist feminist grupların, Kurultay’ı terk etmelerine neden olan gelişmelerden biri oldu. Bu sosyalizmin, kadınlar tarafından hâlâ güçlü bir alternatif olarak görüldüğünü gösteren önemli bir gösterge oldu. En azından Kurultay’a katılan çoğunluğunu aydın kadınların oluşturduğu kadınlar tarafından bu böyleydi. Nitekim bir erkeğe söz hakkı verilmesiyle ilgili olarak ortaya çıkan tartışma üzerine Feministler ve Sosyalist Feministler salonu terk ettiğinde ezici kadın çoğunluğu salonda kaldı. Kalanlar arasında, Feminist ya da Sosyalist Feminist oldukları halde böylesi bir tahammülsüz tavrı katılmayanlar da vardı kuşkusuz ama genel olarak feministlerin bu tavrı, onların, gelecekte sosyalist kadın hareketine karşı alacakları tavrın da bir göstergesi oldu.
Kadın hareketi, ülkemizde genel bir yükselişin içindedir. Bu alanda şimdiye kadar genel olarak feministler adını duyurdu. Ancak bir süreden beridir kurtuluşunun sosyalizmde olacağına inanan kadınlar da seslerini duyurmaya ve bu alanda ağırlığını koymaya başladı. Eğer devrimciler ve Marksistler kadının kurtuluşu konusuna gereken önemi verir ve özellikle kadının kadın olmaktan ileri gelen sorunlarını doğru bir temelde formüle ederlerse, bu sorunun çözümü için kadın-erkek üzerlerine düşen görevleri doğru bir şekilde yerine getirirlerse, bu alanda Marksizm dışı akımların sınırlı da olsa etkileri daha da sınırlanacak ve kadın sorununa ilişkin en doğru çözüm güçlendirilmiş olacaktır. 1. Kadın Kurultayı’ndaki bazı gelişmeler bunun böyle olabileceğini gösteriyor.
Öte yandan kitle mücadelesinin giderek yükselmesi ve bu mücadele içinde devrimci ve Marksistlerin ağırlıklarını duyurmaya başlaması da Marksizm dışı kadın hareketlerinin etkisini sınırlıyor. Bu sürecin, ileriki dönemlerde, bu hareketlerin etkisini daha da sınırlayacağını söylemek bir takım belirtiler var. Kadın Kurultayı’ndaki gelişmeler bu belirtilerin biri sayılabilir.
Kadın Kurultayı’nda en büyük tepkiyi F. Berktay’ın, kadın konusunda sol’u dünü ve bugünüyle suçlayan konuşması topladı. Ayrıca, Türkiye devrimci hareketine, katkısı ve yaşadığı dönemi, göz önüne almaksızın Nazım Hikmet’i kadın konusunda sert bir şekilde eleştiren bir diğer kadın konuşmacı da Kurultay’da bulunan kadınlar tarafından protesto edildi.
Perspektifsizliği ve kadının nihai kurtuluşunun özel mülkiyetin ortadan kaldırıldığı sınıfsız toplumla olanaklı olabileceğine değinmeyişiyle taşıdığı zaaflara rağmen 1. Kadın Kurultay’ı oldukça önemli ve cesur kararlar aldı. Birçok konuşmacı tarafından dile getirilmiş olmasına karşın, ailenin, kadının gelişmesi üzerindeki olumsuz etkisi ve ailenin ortadan kaldırılması gereği, sonuç bildirgesinde yer almadı. Ayrıca, iki ayrı eğilimin de sonuç bildirgesinde yer verdiği “kadının özgürleşme/kurtuluş mücadelesinin sınıfsal, toplumsal ve tarihsel temellerinden soyutlanmadan ele alınmasının gerekliliği” ibaresinin hangi anlamda kullanıldığı ve kadının nihai kurtuluşunun sömürücü sınıfların ve onların düzeninin ortadan kaldırılmasıyla mı, yoksa bir başka bir yolla mı olacağı konusu muğlâk bırakıldı, muğlâklık, Kurultay’a katılan grupların dünya görüşlerinin bir sonucuydu kuşkusuz ama tüm bunlara karşılık Kurultay’ın Kürt kadınlar konusunda aldığı kararlar cesur kararlar olarak anılmalıdır. Böyle bir karar, yalnızca kadınlar açısından değil genel olarak Türkiye devrimci ve demokrat hareketi açısından yeni ve önemli bir karardır.
– Kürt kadınlarına dillerini özgürce kullanma hakkı verilmesi, çocuklarına istedikleri ismi koyma hakkı verilmesi.
– Kürt kadınlarına ayrı örgütlenme hakkı.
– Kürt kadınları üzerindeki devlet, güvenlik ve kolluk kuvvetlerince uygulanan baskıya son verilmesi.
Kurultay, pazar günü Yıldız Parkı’nda yapılan piknikte sonuç bildirgesinin okunmasıyla sona erdi.
Haziran 1989