Saranda Arnavutluk’un güneyinde küçük, sevimli ve güzel bir kent. İlerde turistik yönden “Arnavutluk’un incisi” diye anılırsa şaşmamak gerek. Gezimizin buradaki durağında, o bölgede çalışma yürüten kadın derneği olan ve Kadınlar Birliği diye anılan derneğin temsilcisi bir kadınla toplu bir görüşme oldu. Görüşme öncesi grubumuzdaki Alman ve Türkiyeli kadınlar kendi aralarında bir araya gelerek yöneltecekleri sorular ve ele alınacak konuları görüştüler. Bu söyleşideki soruları, toplantıya katılan kadın erkek tüm arkadaşlar sordular. Biz toplantıyı, daha doğrusu bu toplu söyleşiyi sadece aktarmaya çalıştık.
Toplantı bittikten sonra, özellikle katılan kadın arkadaşlara (Alman ve Türkiyeli) özet olarak bir kaç cümleyle izlenimlerini sorduğumuzda aldığımız yanıtlar şunlar oldu: ” Arnavutluk kadınları kendilerine son derece güvenliler, yani kadın olarak kendilerine güvenleri sağlam.” “Cins olarak, kadın olarak kadınlıklarını korumuşlar, bundan adeta övünç duyuyorlar.” “Aynı toplum içinde yaşayan erkeklerle eşit olmayı, özenerek ya da cins olarak varlığını unutarak değil, kadın olarak varlıklarını koruyarak sağlamışlar.”
Soru: Kadınlar Birliği hakkında genel bir bilgi verir misiniz?
Yanıt: Kadın Derneği Kurtuluş Savaşı sırasında, 1944 yılına Berat kentinde kuruldu ve ilk toplantısını yaparak gerçek bir dernek halini aldı. Arnavutluk kadını tüm tarihi boyunca her zaman erkeğin yanında savaştı, Kurtuluş Savaşına da örgütlü olarak katıldı, erkeklerle ortaklaşa mücadele etti. Birinci kongrede program hazırlandı, görevler belirlendi. Elbette hemen başarı sağlanamadı. Kurtuluş savaşı sırasında erkeklere yardımcı oldu. Birlikte silahlı mücadele verdi.(0 dönemde altı bin silahlı kadın vardı.) Kurtuluş öncesi Anti-Faşist Kadınlar Birliği vardı ve daha sonra, Birleşik Kadın Grubu adını aldı. Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında aynı zamanda kadının kurtuluşunun temel taşları hazırlandı. Kurtuluştan sonra ise kadının gerçek kurtuluşu sağlanmaya çalışıldı. Ülkenin bağımsızlığını elde etmesinden sonra toplum içinde eşit olma süreci başladı, bunun koşulları zaten kurtuluş döneminde hazırlanmıştı. Kadınlar kendi yollarını ter ve kan dökerek yaptılar. Çünkü eski anlayışlar kadını büyük baskı altında tutuyordu. Kurtuluş savaşı sonrasında bu eski değer yargıları hala kadınların önünde duruyordu. Sorunları vardı ve o nedenle de bu sorunlara karşı mücadele edilmesi gerekiyordu.
Buradaki kadın örgütü belli bir bölge üzerinde oluşuyor.(Köyler, semtler vb. düzeyinde) Kadınlar 26 yaşından itibaren derneğe üye olabiliyorlar. Bekâr, evli, çocuk sahibi vb. olmak önemli değil. Derneğin ilk toplantısında yönetim kurulu seçilir ve dernekten bu organ sorumludur. Semt ya da köydeki kadın derneğini bölge düzeyinde temsil edecek bir delegesi vardır. İki yılda bir bu delege değişir. Bölge toplantısında ya da konferansında ülke düzeyinde yapılan kadın birlikleri toplantılarına ya da konferanslarına katılacak delegeler seçilir. Merkezi kadın konferansı 5 yılda bir yapılır. Geçen yıl 10. Kadın Konferansı yapıldı.10. Kongre’ye kadar olan sürede sosyalizmin inşasında kadınlar büyük rol oynadılar ve görevler aldılar. Toplumun değiştirilmesine bağlı olarak kendilerini de değiştirdiler. Kurtuluş savaşı döneminde erkeklere yardım etmek, aktif mücadeleye katılmak, partizanlar için evlerini hazır tutmak ve onlarla birlikte kadın partizanlar olarak savaşmak belli başlı görevleriydi onların. Kurtuluştan sonra ise asıl görevleri sosyalizmin kurulmasına aktif katılmak oldu. Evde oturmak yoktu artık, çalışmak gerekiyordu. Çünkü biz küçük bir halkız, kadınların da oturmayıp çalışmaları gerekir.
Belli başlı görevlere gelince okumu yazma bilmeyenlere bunu öğretmek (çünkü yüzde 98’i okuma yazma bilmiyordu) kendilerini her yönden geliştirmelerine olanak sağlamak, her kademede okullara gidip yüksek öğrenime kadar her yere katılabilmek. Şimdi ise önümüzde duran en önemli görevlerden birisi kadınların kültürel düzeylerini yükseltmek, bununla birlikte elbette teknik bilgi ve becerilerini, teknik düzeylerini de yükseltmek önemli. Çünkü yaşamın bazı alanlarında kadınların azlığa bunu zorunlu kılıyor. Kızların 8 yıllık eğitim sonrasında yüzde 95 ortaokula gidiyor. Hepsi daha sonra nitelik ve yeteneğe bağlı olduğu için yüksek okula gidemiyor. Bulunduğumuz bölgede örneğin yönetici kademelerdeki kadroların yüzde 48’i kadındır ve bunlar yüksek okula gitmişlerdir. Bu oran kadınlar açısından elbette büyük bir başarı.
Okullar ile yerleşim alanları uzaksa yatılı okullar ya da yurtlar açılıyor. Kadınların şimdiki görevleri kadınların kendi kişiliklerini korumaları için ailede mücadele etmeleridir. Çünkü hala bazı eski değer yargılarının şu ya da bu oranda yaşandığını görüyoruz.
Soru: Kadın örgütlerinin önlerine koydukları görevler nelerdir?
Yanıt: Kadınların aile içinde güçlü olması, anne ve çocuk sağlığına özen gösterilmesi, eğitim, teknik ve kültürel alandaki her türlü gelişmeler, aile içindeki görev paylaşımı, kadının politik bakımdan bilinçlenip gelişmesi, daha etkin bir duruma gelmesi vb.
Kadınların eşitliği konusunda da büyük çaba göstermek gerekiyor. Kadınların boş zamanlarını değerlendirmeleri için olanaklar yaratılıyor, kültürel vb. toplantılar düzenleniyor. Kadın derneğinin tüm çalışması bölge parti komitesi ve parti MK’sı tarafından belirleniyor. Kadınların her şeyi söyleyerek dile getirmesi ve onların gelişmesi için her şeyin gerçekleştirilmesi sağlanıyor. Bütün kadınlar derneğin üyesidirler. Derneğin programını kabul eden 26 yaşından büyük kadınlar üye olurlar, üye alımında küçük bir tören yapılır. Genç kızlar gençlik grubuna üye olurlar.
Soru: Parti içinde kadınların durumu nedir?
Yanıt: Saranda’da Parti üyelerinin yüzde 36’sı kadındır. Halk Meclisinin yüzde 42’si kadınlardan oluşuyor. Bölge parti komitesinde kadınlar oldukça fazla. Parti’nin 4 sekreterinden bir tanesi kadın.
Soru: İşçi kadınların dernek içindeki ve yönetimindeki rolleri nedir?
Yanıt: Kadının işçi ya da aydın olmasına dikkat edilmez. Kültürel düzeyine, enerjisine, bilincine dikkat edilir. Buradaki kadınlar en örnek olabilecek durumdaki kadınlar, her türlü sorunu en iyi açıklayabilecek, en yetkin kadınlardır. Politik olarak düzeylerinin çok yüksek olması fazla önemli değil, çünkü biz hepimiz tüm politik görevleri yapıyoruz. Evde iyi bir anne olmasına, çalıştığı yerde gerekli teknik bilgilere sahip olmasına dikkat ediliyor.
Soru: Parti Kongresinin kadınların önüne koyduğu görevler neler?
Yanıt: Aile yaşamıyla ilgili pratik günlük yaşamla genel direktifler verilir. Şimdiki görevlerden birisi-Parti tarafından kadın derneklerine verilen görev- ev işlerinin toplumsallaştırılması. Kadının ev işlerinden kurtarılıp kalan zamanının en iyi şekilde değerlendirilmesi.
Soru: Anaokulları ve kreşler…
Yanıt: Anaokulları ve kreşler her yerde vardır. Amaç, çocuklardan kadınların kurtarılması. Eğiticilerin hemen hepsi kadındır, kadın derneği tarafından oluşturulan gruplarca zaman zaman denetlemeler yapılır. Kadınların çoğu bu alanda uzmanlaşmışlardır.
Soru: Ailedeki durum üzerine…
Yanıt: Partinin aile yaşantısına etkisi çok büyüktür. Kadınlar dikkate alınmıyorsa, bunu parti içindeki komünist kadınlar gündeme getirirler ve çözüm bulunur. Aile içinde kadın kendi hakları için mücadele etmelidir. Bizim propagandamız ona sadece yardımcı olur, ama buna rağmen bir sorun çıkarsa ailenin yakınlarından birisi aileyle konuşur. Sıradan birinin gidip konuşmasına karşı duygusallık vardır (Tepki olabilir.)
Soru: Boşanma ve boşanan kadının durumu…
Yanıt: Arnavutluk’ta boşanma İlke olarak istenmeyen bir olay. Boşanmadan en fazla etkilenenlerin çocuklar olduğu düşüncesi bu görüşe neden olmaktadır. Ancak her şeye rağmen, nedenler güçlü ise boşanmaya yardımcı olunur. Arnavutluk’ta her kadın çalışmaktadır. Boşanınca da çalışmasını sürdürür, çocuklar için eşinden belli bir nafaka alınır, (bu, eşinin kazancına göre değişir). Erkekten alınan para erkek ve kadının kazançlarına göre gelirinin yüzde 10 ile 25’i arasında değişir. Boşanma konusunda kadın ve erkek eşit haklara sahiptir. Boşanma sonrasında çocuk küçükse ve anne bakabilecek durumdaysa .(Sağlık, ahlak, maddi vb. yönlerden ) çocuk anneye verilir. Şartları uygun olduğu halde bir kadın çocuğun bakımını üstlenmek istemeyebilir. Anne istemezse veya bakacak durumda değilse çocuk devletin bakımına alınır. Çocuk büyüdükten sonra annede, babada ya da devlette kalacağına kendisi karar verir.
Soru: Doğum öncesi ve sonrası izin…
Yanıt: Doğum öncesi ve sonrası toplam izin süresi altı aydır. Bunun 45 günü doğum öncesi, geriye kalan 4.5 ay ise doğum sonrasıdır. Tam ücret ödenir. Bu süreden sonra üç buçuk ay boyunca günde altı saat çalışır ve emzirme izni vardır.
Soru: Evde yemek yapma vb
Yanıt: Ortalama olarak dışarıda değil evde yenir. Erkek ev işine yardım eder. Kadın meşgul ise ya da bir işi varsa erkek evde yemek yapar, işleri görür. Bizim alçak gönüllü ve normal bir yaşantımız var, eğer her zaman dışarıya gidip yiyecek olsak bütçemize yük olur. Biz kazandıklarımızla, yaşıyoruz, bir mirasa da konmadık, her şeyi kendimiz yaratıyoruz.
Teşekkür ediyorum.
Ben teşekkür ederim.
Kasım 1989